Bölüm 18 = Ceset inceleme

940 86 50
                                    

Lukas, Maria, Alex ve Max eve döndüklerinde Max Alex'e "Ben sana giyinecek birşeyler getireyim" diyerek ışık hızında evin içine girip aynı hızla elinde bol gri bir eşoftman altıyla dönmesi bir oldu.

Alex'in dönüşmeye başlamasıyla Max arkasını döndü. Evet bu yaptığı belki saçma ve çocukça olabilirdi ama kesinlikle onun için gerekliydi. Gay biri olarak başka erkeklere bakmak onun için kolay değildi, özellikle canı şuan deli gibi kan istiyorken.

Elindeki arkasına doğru uzattığı eşorfmanın alınmasıyla Max kumaşın çıkarttığı hışırtının bitmesini bekledi. Hışırtı bittiği gibi Alex ona "Benim çıplaklıkla ilgili bir sorunum yok bu arada eğer beni düşünerek arkanı döndüysen" dedi.

Max "Siz kurtadamların genelinin böyle bir sorunu yok herhalde" diyerek ona döndü ve "Ayakkabı numaran kaç? Emin olamadığım için ilk etapta önceliğin olan şeyi getirdim sadece" diyerek karşısındaki manzaraya öylece bakakaldı.

Alex'in göğsünü maçta da görmüştü ama onu böyle gecenin karanlığında sadece evin içinden gelen ışık ile gökteki ayın aydınlatması ile görmemişti.

Kesinlikle sağlam ve kaliteli göğsü vardı ki bu Max'in huzursuzca yutkunmasına neden oldu.

Kan.. Evet şuan tek ihtiyacı olan oydu. Çünkü Alex'in atar damarının bedeninin pompaladığı kanla her seferindeki iniş kalkışını görüp hissedebiliyordu.

"44 Numara varsa olur bana, yoksa da sadece çorap versende yeter, sorun değil."

Max hızla arkasını dönüp "Benimkiler olmaz ama Lukas'ınkilerden biri olabilir. Ayrıca sana üstte vermem lazım bu şekilde dolaşamazsın" diyerek eve girdi.

"Benim için sorun değil üşümüyorum."

"Belki senin için değil ama benim için büyük bir sorun o yüzden iki saniye daha bekle beni" diyerek ışık hızında tekrardan yatak odasına gidip dolabından geniş bir üst ve bir çift çorap alıp alıp tekrardan Alex'in yanına geldi.

Max "Bunları giyinebilirsin." Dediğinde Alex ona neden onun için sorun olacağını sormak istemiş ama sonradan vazgeçti. Kendisine verilen mavi kısa kolluyu giyinip ardından da çorapları ayağına geçirdi.

"Ander hariç herkes aşağıdaki lavabatuarda oraya inebilirsin."

Alex onu onaylayıp aşağıya inen merivenlere birkaç adım atmıştı ki Max'in kendisi ile gelmediğini fark ettiği an dönüp "Sen gelmiyor musun?" diye sordu.

Max mutfağa doğru ilerlerken ona bakmadan "Gelicem birazdan, önce birşeyler içmem gerek" diyip buz dolabının kapağını açtı.

Max Alex'in merdivenlerden hala inmediğini biliyordu fakat gözlerinin tahminen kızarmış ve dişlerininde sivrileştiğini bildiğinden dönüp ona bakmadı. Onun kendisini bu şekilde görmesini istemiyordu. O yüzden dolabın üst bölmesindeki çekmeceyi açıp üstünde kendi isminin yazılı olduğu şişeyi alıp kapağını açıp kafasına dikti.

Elinin titremesi ilk etapta geçmesede şişenin sonlarına doğru titremeyi bırakmış ve dişleride usulca geri eski haline dönmüştü. Bir tek gözlerinden şüpheliydi ki onuda pek umursamadı.

Şişeyi bitirdiği gibi kapağını kapatıp çöp kovasının içine attı. Arkasını dönmese de Alex'in varlığını dengesiz atan kalp ritminden bir kaç adım arkasında olduğunu hissedebiliyordu.

"Neden diğerlerinin yanına gitmedin?"

Alex yutkundu. "Pek iyi görünmüyorsun, betin benzin atmış gibiydi ve hafiftende titriyordun."

Max usulca arkasına dönüp onunla göz göze geldi. "Ben buraya geldiğimden beri kan içmemiştim, ve o kadar kanı birden görünce açlığım gün yüzüne çıktı."

Git Gidebilirsen BxBWhere stories live. Discover now