Bölüm 14 = Maç

1K 92 39
                                    

Max son dersinden çıktıktan sonra koridorun sonunda Sandra ile burun buruna geldi.

Kız "Sana yetişemedim diye ödüm kopmuştu, çok şükür yetişmişim" derken bile nefes nefeseydi.

Max merakla "Ne oldu?" diye sordu. "Dersim yeni bitmişti."

"Biliyorum, biliyorum bende o yüzden geldim zaten. Bugün Marco'yu ziyarete gelecek misin? Dün akşam uyandı ve biz ona neler olduğunu anlatınca seni sordu. Bende dün geldiğini ve bugün tekrardan geleceğini söyledim, umarım biraz vaktin vardır."

Max "Sorun değil gelirim tabii" derken Sandra birden onun koluna girerek "O zaman Alex'i de alıp gidelim diyeceğim ama onun maçının bitmesine biraz daha var, benimle beraber beklemek ister misin?" diye sordu.

Max kızın kendisine emrivaki yapmasına şaşırdı. Vampirler her zaman düzenli ve planlı olduklarından -fakat Maria kesinlikle bu Vampirlerin genelleme katagorisine girmiyordu- birden bire kızın kendisine bu şekilde gelmesine şaşırsa da sevindi. Sandra onu gerçekten sevmişe benziyordu ki kızın kendisine bakarkenki gözlerine yansıyan mutluluk ve yüzündeki gülümseme herşeyi gözler önüne seriyordu.

"Beklerim sorun değil."

Beraber okul binasından çıkıp bahçeye, ardından da okul binasının sağ tarafında kalan açık spor alanına ilerlediklerinde Max'in burnuna öyle bir Likantrop kokusu çarptı ki bu kokuyu sindirebilmek için adımlarını yavaşlattı.

Sandra onun yavaşladığını fark ettiği an "Ne oldu?" diye sordu.

"Çok fazla Likantrop var burada" dediğinde Sandra "Rahatsız mı oldun?" diye sordu şaşkınlıkla.

"Hayır yok ama aşırı terlemeden dolayı salgıladıkları feromon kokuları çok ağır."

Sandra onun bu söylediği şeye küçük bir kız gibi kikirdemeye başladı. "Doğru ya. Sen bizim gibi dönüşebilen bir varlık olmadığın için sana ağır gelir ama biz severiz, yani hoşumuza da gider."

Max "Zevke gelirsiniz yani" dediğinde kız onu başıyla onaylayarak sahanın etrafındaki tribünlere götürdü. "Kızlarla beraber otursak sorun olurmu senin için?"

Max başını olumsuz anlamda salladı. "Sen keyfine bak, ben maç bitene kadar kitabını okumayı planlıyorum zaten."

Sandra onu başıyla onayladı. "Bu arada aracın vardı değil mi?"

"Evet."

Kız kendisine gülümseyerek "Ya araba kullanmayı öğrenmeye çalışıyorum ama Lukas bu aralar yoğun ve bana pratik yaptıramıyor, senin aracınla yapabilir miyim?" diye sorduğunda Max kıza içtenlikle gülümseyip onu başıyla onayladı.

Sandra çığlık atarak Max'in boynuna sarılıp "Sen varya birtanesin" diyerek kollarını oğlandan hızla geri çekip tribünde kendisine şaşkınlıkla bakan kızlara el salladı ve Max'in elini tutup onu kızların yanına götürdü.

Herkes bir karış ağızla ikiliye bakarlarken Sandra neşeyle "Bu Max" diyerek onu tanıttı. Ardından da Max'e dönüp "Bunlar da benim Likantropi branş'ından kızlar" dedi.

Max kızların hiç birine el uzatmadan başıyla selam verdi. Aynı şekilde kızlarda kendilerine selam verirken aralarında kısa küt saçlı esmer bir kız "Sen benim geçen gün ormanda Alfa ile tanışırken gördüğüm o Vampirsin ama" derken durdu ve "Seni nasıl hissedemiyorum ben şuan, o gün net bir şekilde Vampirliğini hissetmiştim" diye sordu merakla Max'i süzerken.

Max kıza "Kalkan gücüm var. Benim ne olduğumu gizliyor" diye açıkladı durumu.

Kızlar büyük bir aydınlanma yaşamışçasına birbirlerine hayretle bakarken Max Sandra, Marco ve Alex'in kimseye ondan veya gücünden bahsetmediklerini anladı.

Git Gidebilirsen BxBWhere stories live. Discover now