Bölüm 27 = Sürpriz misafir

811 82 44
                                    

Kapı zilinin defalarca peş peşe çalmasının üstüne Alex yattığı yerden doğrulup alt kata indi. Kapıyı açtığında ise karşısında dikilen Sandra "Eğer biraz daha açmasaydın yatak odana tırmanacaktım" diyerek hızla içeri girip etrafa bakındı. "Max nerede?"

"Evinde" dedi Alex uykulu bir şekilde.

Sandra "Neden?" Diye sorarken oldukça şaşkın görünüyordu.

"Ne neden?"

"Neden evinde? Sen neden burada yanlız yatıyorsun, birşey olmadımı aranızda?"

Alex kıza 'ne olmasını bekliyordunki?' derçesine tek kaşını kaldırarak bakınca Sandra "Sana inanmıyorum Alex" dedi. "Bende siz şimdiye işi pişirmişsinizdir diye iddiaya girmiştim."

"Kiminle?"

"Daniel ile" dediğinde Alex'in tüm sinirleri tepesine çıktı. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

Sandra güldü. "Tabikide dalga geçiyorum salak ama" diyerek yüzündeki gülümsemenin yerini daha ciddi bir hal alırken Alexden birkaç adım uzaklaşarak koridordan salona doğru geçti. "O ima etmiş bende imayı onaylamış olabilirim" dediğinde Alex'in tek gözü seğirmeye başladı.

Alex "İmadan kastın nedir?" derken kızın peşinden çıplak ayaklarıyla salona gitti.

"Siz yola çıktığınız gün Daniel herkese sataşmaya başladı, bende 'Ne bu sinir?' diye sormuş olabilirim. Ardından o da bana 'Sen benim sinirimin sebebini biliyorsun aslında salak ayağına yatma' dedi."

Alex tek kaşını merakla kaldırdı. "Sen ne cevap verdin?"

Sandra "Şey.." derken usul usul yemek masasının arkasına doğru ilerleyerek "Bende onu kışkırtmak için 'Demek ki Max senden hoşlanmıyor, eğer hoşlansaydı onu değil seni seçerdi' demiş olabilirim" dediğinde Alex rahatladı.

"İyi bende benim adımı filan verdiğini düşünmüştüm."

"Bana kızmadın mı?"

"Eğer benim yüzümden onun elindeki şansın alındığını öğrense kızabilirdim ama bu durumda benim adım geçmemiş, kızmam için bir sebep yok"

Sandra rahatlamış bir şekilde "İyi bunu duyduğuma sevindim, o zaman bugün kan bağışçısı olarak Daniel'in kendisini önerdiğini duymak seni kızdırmaz" dediğinde Alex "Ney ney ney?" diye sordu sinirle.

"Max gücünü uygularken kendisine yemin için kurt kanı gerekmiş ve onun içinde Daniel Alfaya gönüllü olduğunu söyleyince..."

"Orasını anladım da büyü için neden kurt kanına ihtiyaç olsun? Ayrıca benim bundan neden haberim yok amına koyim. Üç gündür o pezevenkle beraberim ve bana kurt kanından filan bahsetmedi."

Sandra "Alfa cadılara danıştı ve cadılar gerektiğini söylemiş. Sağlamlığı için ve şey için...." dedikten sonra sonunu getirmeden susunca Alex şüpheyle "Ne için?" diye sordu.

"Şey... Alfa ve klanın yaşlıları, Vampirlere tam olarak güvenmiyorlar" dediğinde Alex hiç tereddüt etmeden "Bende güvenmiyorum ama Max'e..." deyip birden durdu. Alex o an aslında Max'e güvendiğini fark etti. Nasıl olmuştu da ona güvenmişti veya ne zaman bu güven olayının gerçekleştiğini tam olarak bilmesede güveniyordu. Belki onu alkolün verdiği ilk etkiden dolayı yanağından öperken güvenmişti veya dün sabah onu tezgahtar kızdan kıskandığında da bu güveni yerine oturtmuş olabilirdi. Aslında hiç bir bok olmadan veya aralarında doğru düzgün bir dostluk bile oluşmadan güvenmesine kendisi de şaşırmıştı.

Sandra birden Alex'e yaklaşıp koluna dokunup onu teselli etmeye çalıştı. "Sorun değil bende ona güveniyorum ve bize asla bir yanlış yapmayacağına da eminim, o yüzden sakın kendini yalnız hissetme bu konuda. Sadece büyüklerimiz biraz pinpirikli davranıyorlar ve haklılarda."

Git Gidebilirsen BxBWhere stories live. Discover now