Bölüm 15 = Sosisli

986 85 80
                                    

Marco, "Kızgın değilsin değil mi?" diye sordu bilmem kaçıncı kez.

Max "Sana kızgın veya kırgın değilim, sen iyileşmene bak ve lütfen kafanı böyle şeylere yorma" dediğinde yatağın diğer tarafında oturan Sandrada "Aslında marco haklı, sen bizi o kadar kurtardın filan biz sana adam akıllı bir teşekkür bile edemedik" diyerek yatakta yatan arkadaşına katıldı.

"Gerçekten sorun değil, benim zaten burada olma sebebim sizleri koruyup yollamak."

Elleri doktor önlüğünün içine sokmuş bir şekilde odaya giren Lukas "Bu işte acemisin herhalde" dedi. Sandra çatık kaşlarıyla nişanlısına ima dolu bakış attı.

Max Lukas'ın kendisinden hoşlanmadığını biliyordu, o yüzden onu hiç bozuntuya vermeden "İlk iş, ilk deneyim" diye yanıtladı.

Lukas Sandra'nın oturduğu sandalyenin yanına gidip ellerini arkadan kızın omuzlarına koyarak masaj yapmaya başladı. "Bence yol yakınken meslek değiştirmelisin" derken Max'i baştan ayağa süzüyordu.

Max oturduğu sandalyeye sırtını iyice yaslayıp daha rahat bir pozisyon elde etti. İkili birbirlerine inatla bakarken Sandra arkasını dönüp Lukas'a "O bakışlarını bana indirsen çok daha memnun olurum aşkım, Max gay ve seni yanlış anlayabilir" diye fısıldadı sevgilisine sırıtarak.

Sandra Max'in bunu duyduğunu biliyordu ama Lukas'a da ayar vermezse olmazdı. Sevgilisini çok seviyordu ama adamın Vampirlere olan bakış açısı çok katı ve sertti. Hiç bir şekilde onu Vampirler konusunda yumuşatamıyordu. Sandra hayata ne kadar bağlı ve neşeyle yaklaşıyorsa Lukas da bir o kadar soğuk, katı ve somurtgandı.

Lukas bakışlarını sevgilisinden ayırıp tekrardan Max'e diktiğinde Max kendisine nezaketle gülümsedi.

Lukas'ın gözlerinin kısılmasından yüzündeki bakış birçok şey anlatıyordu. "Gaylere karşı değilim ama daha öncede hiç Gay bir Vampirle de tanışmamıştım."

"Daha önce kaç Vampirle tanıştın Lukas?" diye sordu Max merakla. Bu kasabaya fazla Vampir'in gelmediğini biliyordu. Burası genelde çoğrafi konumundan ötürü Likantropların yerleşkeleriydi ve Vampirler buralarda hoş görülmezdi. Deniz'e bağlı gölette Deniz kızları, ormanın derinliklerinde cüceler ve ağaç perileri yaşardı. Kendisi it sürüsü hariç burada diğer hiç bir varlıkla daha karşılaşmamıştı ama onların kendi yolundan çekildiklerini bazen hissetmiyorda değildi.

Lukas hiç düşünmeden "Üç" dedi.

"Bizim grupta buna dahil mi?" diye sordu elinde olmadan.

"Hayır sizin grup üçüncü oluyor zaten."

Max onun bu konunun gidişatından hoşnut olmadığını fark ettiği an başıyla onaylayarak konuyu kapatmak için Marco'ya dönüp "Seni beklediğimden çok daha iyi gördüm Marco, yarın yine gelirim şimdilik ben kalkayım" diyerek oturduğu yerden kalktı.

Sandra "Gidiyor musun?" diye sorarken Marco da "Yarına buradan çıkmayı planlıyorum" dedi sinirle Lukas'a tip tip bakarak.

Lukas bıkkınlıkla omuzlarını silkti. "Hiç bana öyle bakma Marco, iyileşmeden şuradan şuraya gidemezsin."

Marco "Evimde de iyileşirim ben, sen merak etme" dediği an Max ikili tartışmaya başlamadan önce "Yarın görüşürüz o zaman ve tekrardan geçmiş olsun" deyip odadan çıktı.

Max ayağına geçirdiği galoşları geri çıkartıp çöpe atarken Sandra onu o binadan çıkmadan yakaladı. "Lukas'a sinirlendiysen lütfen onun kusuruna bakma o..."

Max "Hayır ona sinirlenmedim sadece tüm gece uyuyamadım araştırma yapmaktan ve biraz yorgun hissediyorum kendimi. Eve gidip dinlenmem lazım. Kalkma sebebimin Lukasla hiç bir alakası yok, aksine onu sevdim bile diyebilirim" diyerek kızı rahatlatmaya çalıştı. İtin tekiyle sidik yarıştıracak yaşta olmadığını söyleyemeyeceğine göre bu kızı tatmin edecek tek cümleydi.

Git Gidebilirsen BxBWhere stories live. Discover now