7.6

35.2K 2.7K 1.3K
                                    

Talha Yıldırır-Hoşça Kalamam

***

Suratsız= Bavullarını hazırladın mı?

Dilay= evet, çoktan bitti

Suratsız= güzel

Suratsız= o zaman sen gitmeden son kez görüşelim.

Dilay= son kez?

Suratsız= evet

Dilay= ne yani yarın ben giderken buraya gelmeyecek misin?

Suratsız= hayır

Dilay= gelirsin zannetmiştim

Suratsız= gelmeyeceğim

Dilay= şey

Dilay= neden ki

Suratsız= O an ailenden ayrılıyorsun diye ağlayacaksın zaten. Bu yüzden bir de beni görüp daha çok ağlamanı istemiyorum.

Dilay= ağlamam ki ben

Dilay= gerçekten ağlamam

Dilay= gel sen

Suratsız= hayır, gelmeyeceğim.

Suratsız= ve biz bu akşam son kez
görüşeceğiz, tamam mı?

Dilay= ama ben istemiyorum öyle olmasını

Suratsız= Dilay tamam mı güzelim?

Dilay= iyi peki

Dilay= tamam

Suratsız= çıkıyorum şimdi evden

Dilay= tamam

***

Gözlerimdeki yaşlar akmak için direnirken elimin tersiyle bir kez daha sildim onları. Bir yandan da ağır adımlarla merdivenlerden iniyordum. Dudaklarımın hafiften hafiften titremeye başladığını hissetmemle attığım adımlar da durdu. Sakin hissetmek adına derin bir nefes alıp verdim o an.

Sevdiğimiz insanları gerimizde bırakıp başka bir yere gitmek neden bu kadar zordu ki? Üstelik gidişim temelli bile değildi. Fakat buna rağmen öyleymiş gibi hissediyordum. Hâl böyle olunca da veda etmek daha da zorlaşıyordu benim için.

"Temelli bir gidiş değil." dedim kendi kendime. Sanırım bunu kendime sürekli hatırlatmaya devam edersem hissettiğim o zorluğun dozu düşebilirdi. Evet, evet. Kesin düşerdi. Buna kendimi inandırıp merdivenlerden inmeye devam ettim. Bir yandan da bu gidişimin bir dönüşü olduğunu kendime hatırlatmaya devam ediyordum.

Merdivenlerin son basamağından da indikten sonra bir iki adım daha attım ve kendimi apartman kapısının önünde buldum. Kapının camından Alperen'i görebiliyordum şu an. Fakat o, arkası dönük olduğu için beni fark etmiyordu.

Daha fazla beklemeyip kapıyı açtım. Açar açmaz olduğu yerde bana doğru döndü. Tebessüm ettim. Ardından da ona doğru iki üç adım atıp tam önünde durdum.

Hiçbir şey demeyip yeşillerini yüzümün her zerresinde gezdirmeye başladı. Sanki yüzümdeki her bir detayı aklına kazımak ister gibiydi. Ve durumun böyle olması beni kötü hissettiriyordu. "Ee?" dedim kısık çıkan sesimle. Sorarcasına baktım o an.

"Susacak mıyız böyle?"

"Seninle susmak bile güzel." dedi hâlâ yüzümü incelerken. "O yüzden konuşmasak da olur."

GÜZEL KIZ |texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin