6.6

50.4K 3.1K 1.4K
                                    


***

2 Ay Sonra

Ağır adımlarla çıktığım merdivenlerin sonuna geldiğimde derin bir nefes alıp verdim. Zaten kendimi yorgun hissediyordum. Bir de dört kat çıkmış olmak daha da yormuştu beni. "Asansör de bozulacak zamanı bulmuş." diye mırıldandım kendi kendime. Sonrasında bir iki adım atarak dairenin önüne geldim ve elimi kapıya vurmak için kaldırdım. Fakat o an kapı aniden Alperen tarafından açıldı.

"Oo, güzel bebeğim sonunda teşrif edebildi."

"Çok geç kalmışım gibi konuşma." dedim alayla. Ardından da olduğum yerde eğilip ayakkabılarımı çıkardım. Alperen de o sıra içeri girmem için kenarı çekildiğinde yanından geçerek girdim içeri. "Şu hâline bak." dedi. Omzuma asılı olan çantayı kenarı koyduktan sonra bakışlarım ona döndü.

"Ne varmış ki hâlimde?"

Olduğu yerde bana doğru bir iki adım attıktan sonra baş parmağını kaldırıp göz altlarıma koydu. "Göz altların şiş." dedi iç çekmeden hemen önce. "Yüzün de solgun." Dudak büzerek başımı evet dercesine salladım.

Şu an nisan ayındaydık ve üniversite sınavına iki ay kadar bir süre kalmıştı. Bu yüzden de son bir aydır geceleri ders çalışır olmuştum. Sadece ben değil, diğerleri de böyleydi. Hepimiz kendimizi derslere adamıştık. "Geceleri ders çalışmayı bırak artık." dedi yakınırcasına. Bu dediği karşısında alayla güldüm. "Sen de çalışıyorsun ama." Sorarcasına konuştuğumda başını usulca salladı.

"Evet, çalışıyorum ama benim bünyem sağlam. Yamulmuyorum hemen senin gibi."

"Sensin yamuk." dedim sinirle.

"Atar yapma bana." derken bir elini belime koyup beni kendine çekti. "Öperim yoksa." Yunuşamamaya özen göstererek çıktım kollarının arasından. O sıra Gülşah abla geldi yanımıza. Bir Alperen'e bir bana baktıktan sonra beklemediğim bir an da beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

"Hoş geldin, güzel kızım."

"Hoş buldum, Gülşah abla."

Ellerim sırtına giderken karşılık verdim sarılışına. Onunla olan ilişkimiz son aylarda her zamankinden daha iyi olmuştu. Buraya gelme nedenim de onun beni davet etmeseydi zaten. "Ay, hadi biz hemen mutfağa geçelim." deyip benden geri çekildiğinde gülümsedim.  Mutfağa girip Gülşah ablanın yarınki günü için bir şeyler yapıp dolaba koyacaktık. Aslında ben böyle şeylerden pek anlamazdım ama kendisi beni bu sabah arayıp yardıma çağırmıştı. Ben de kıramamıştım tabii.

"Ama anne Dilay yorgun şimdi." diyen Alperen'e baktım. "Biraz dinlensin."

"Yok ya." dedim hemen itiraz ederek. "İyiyim ben, geçelim biz mutfağa."

"Eğer öyleyse dinlen kızım. Hatta Alperen'in odasına gidip yat biraz. Ondan sonra başlarız bir yerden."

Bu anlayışı karşısında gülümserken tekrardan itiraz ettim. Tamam, yorgundum ve yorgunluğum da oldukça belli oluyordu ama yine de mutfakta ona yardım edebilirdim. "İyi, peki o zaman." Derken koluma girdi Gülşah abla. Ardından da beni yavaşça mutfağa doğru çekiştirmeye başladı.

"Benim normalde bu gün işleriyle işim olmaz." dediği sırada mutfağa geldik. Kolumdan çıkıp kenarıda duran önlüğü geçirdi üzerine. "Ama hastaneden emekli olduğumdan beri çok sıkıldım evde. Hâl böyle olunca da komşuların kendi arasında yaptığı güne dahil oldum."

"Olsun, iyi yapmışsın." dedim gülümseyerek.

"Evet, valla iyi oldu." deyip dolaptan yaprak çıkardı. "Sarmayı biliyor musun sen?"

GÜZEL KIZ |texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin