0.5

91.9K 5K 5.6K
                                    

"Bence önümüze kazık koydular ama biz o an onu kitapçık olarak gördük."

Begüm'ün dediğine güldüm. Deneme sınavı az önce bitmişti ve benim sınavım onların aksine güzel geçmişti. Üç ay tatildeki çalışmalarım olumlu geri dönmüştü bana.

"Dilay, senin neden moralin bozuk değil? Hayır yani aynı sınavdan çıkmadık mı diye düşünüyorum şu an."

Sitemle konuşan Tarık'a çevirdim bakışlarımı. Optiği en son neredeyse bomboştu. "Benim sınavım güzel geçti de ondan." dedim gayet rahat bir şekilde. Kınayan bakışlar attı bana.

"Hain." diye mırıldandı. "Vatan haini."

Gülerek önüme döndüm ve kahvemden bir iki yudum aldım. Öğle arasındaydık şu an.

"Akşam, kafa dağıtmak için bir yerlere mi gitsek ya?" Begüm'ün orataya attığı fikire cevap vermedim çünkü onlara katılmayı düşünmüyordum."Siz takılın." dedim en sonunda. Hepsinin bakışları bana döndü.
"Ozan ile mi buluşacaksınız?" diye sordu Beyza.Olumsuzca sağa sola salladım başımı. Ozan ile iki üç gündür buluşmuyorduk.

"Canım istemiyor."

"Kalbimizi kırıyorsun ama." dedi Yavuz elini kalbine götürerek. Güldüm ve bakışlarımı Alperen'e çevirdim.

"Bence o kalp kırma işlemini bu masadaki başka biri yapıyor."

Her ne kadar umrumda değilmiş gibi davransam da davranışları bazen kırıcı olabiliyordu. "Bana mı diyorsun sen?" diye sorup kollarını masaya yasladı. Omuz silktim.

"Bilmem. Belki evet, belki hayır."

"Bence kendini bu kadar önemseme. Kalbini kırmayı isteyecek kadar bile umursamıyorum seni."

"Duygularımızın karşılıklı olması beni çok mutlu etti." diyerek oturduğum yerde arkama yaslandım. Okul başladığından beri böyle davranıyordu bana. Canım sıkılıyordu artık. Bir şey yapmadığım hâlde bana böyle davranması zoruma gidiyordu. Sinirle soludum.

Davranışları bir şeyin hıncını almak ister gibiydi resmen.

Çalan telefonum dikkatimi dağıtırken ekrana baktım. Ozan arıyordu. Gülümsedim. Şu an bu saçma moral bozukluğunu üzerimden alabilecek tek kişi oydu. Yüzümdeki gülümsemeyi silmeden telefonu açıp kulağıma yasladım.

"Efendim?"

"Dilay, kapının önüne gelir misin?"

Duyduğum cümle beni şaşırtırken oturduğum yerden kalktım hemen. "Geliyorum." deyip telefonu kapattıktan sonra Alperen hariç diğerlerine baktım. "Ozan gelmiş, gidiyorum." dedim gülümseyerek. Beni onayladıklarında kantinden koşar adımlarla çıkıp bahçeye geldim. Bakışlarım anında kapının oraya kayarken güvenlik kulübesinin yanında dikilen Ozan girdi görüş alanıma.

Hızlı adımlarla yanına gidip kollarımı boynuna sardım. Az önceki moral bozukluğum uçup giderken Alperen'in pek de umrumda olmadığını fark ettim.

"Sen neden sarılmıyorsun Ozan?" diye sordum hâlâ kollarım boynuna sarılırken. Nihayet ellerini omuzlarımda hissettiğimde gülümsedim. Fakat bu gülümseme kısa sürdü çünkü Ozan, beni kendinden yavaşça ittirdi.

"Ozan." dedim şaşkınca. "Ne oluyor?"

"Dilay, benim sana bir şey itiraf etmem gerekiyor."

"Neymiş o dedim?" dedim sesimin titremesini engelleyemezken. Derin bir iç çekip saçlarını karıştırdı. Korkuyla baktım ona. Fakat gözlerini kaçırdı benden.

GÜZEL KIZ |texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin