1.2

83.1K 4.2K 3.2K
                                    

***

Önündeki matematik işlemine boş bakışlar atan Tarık'a bakmaya devam ettim. Yapamadığı bir soruyu bana gösterip çözmemi rica etmişti. Dediğini yapıp çözmüştüm ve çözdüğümden beri işleme bakıyordu.

"Şimdi sen, Manas Destanı kadar uzun olan bir işlem yaptın ve sonucu da bir çıktı, öyle mi? Hani bizim bildiğimiz bir. Yalnız bir."

"Evet, Tarık. Sadece bir çıktı."

Elinde tuttuğu kitabı sinirle kapatıp masaya fırlattı ve bana döndü.

"Lan bari ayıp olmasın diye başına eksi falan koysaydın. Sıçılmış bok gibi tek başına kalmış bir."

Oflayarak önüme döndüm. Bizi ders çalışmaya çağırmıştı ama geldiğimizden beri doğru düzgün çalışabildiğimiz söylenemezdi. Tarık, oturduğu yerden kalktı ve masanın üzerine duran paketten bir sigara alıp dudaklarının arasına yerleştirdi.

"Şu saatten sonra okumayı düşünmüyorum. Nasıl olsa param var. Oh, mis!" O, söylene söylene balkona gittiğinde arkasından gülmekle yetindim. "Ya bu çocuk demedi mi gelin ders çalışacağız diye. Ne oldu şimdi?" diye söylenen Yavuz'a çevirdim bakışlarımı.

"Bence onun ipiyle kuyuya inmemeliydik."

"Bence de inmemeliydik." diyerek onayladı beni Beyza. Ardından sesli bir şekilde ofladı. "Bu arada kaç saattir birinin çıkıp yemek yiyelim mi diye sormasını bekliyorum ama kimse sormadı. Açlıktan test kitabını yiyeceğim artık." Sonrasında ise oturduğu yerden kalkıp balkona doğru söylene söylene gitti.

"Tarık sen ne biçim ev sahibisin ya? İnsan masaya yememiz için bir şeyler koyar. Açlıktan öldüm burada."

O, balkona girip kapıyı kapattığında ben de oflayarak önüme döndüm. Açıkçası ders çalışacak havamda değildim. Sadece ben değil, diğerleri de öyleydi. Tarık ve Beyza kendini çoktan salmıştı zaten. Yanımda oturan Begüm ise telefonuna bakıyordu. Yavuz ve Alperen de başını kitaba koymuş saf saf etraflarına bakınıyorlardı. Bakışlarım yüzünün her tarafında dolaştıktan sonra derin bir iç çekerek önüme döndüm.

Yakışıklı çocuk vallahi.

"Of, millet ne kadar saçma sapan storyler atıyor ya kusacağım şimdi. Bize ne sana gelen doğum günü mesajlarından."

"Selin de aynısını yapıyordu." dedim iğrendiğimi belli efen bir üslupla. Tabii bir zamanlar hiçbir davranışını umursamıyordum ama son olaydan sonra oturup üstüne düşününce çok iğrenç geliyordu.

"Valla iyi ki kurtulmuşsun o karaktersizlerden. Belki Ozan gelip kendi ağzıyla itiraf etmese öğrenemeyecektin."

"Ay iyi ki!" deyip önüme döndüm. Onlarla en son üç gün önce bowling salonunda karşılaşmış ve bir kaos yaşamıştık. Ondan sonra onların birinden ses çıkmamıştı. Yani beni rahatsız etmemişlerdi. Gerçi her yerden engellemiştim. Ama yine de yeni hesap açıp rahatsız etmeye devam edebilecek bir tipti hepsi. Umarım bu düşündüğüm olmazdı. Hiçbiriyle muhattap olmak istemiyordum.

Bu düşüncelerimden ayrılıp masada duran telefonumu elime aldım. Artık benim hayatımda da bir anonim vardı. Kim olduğuna dair bir tahmin yürütemiyordum ama nedense bizim eski okuldan biriymiş gibi geliyordu. Gerçi eski okulumdan birinin beni her gün görmesi imkansızdı çünkü eski okulumla şu anki okulumun arası pek de yakın sayılmazdı. Anonime aynı okuldayız dediğimde ise bana net bir cevap vermemiş ve beni okul dışında başka yerlerde de görebileceğini söylemişti.

Anlayacağınız bu konuda kafam çorba gibiydi. Üstelik bana bir anonimin yazdığını arkadaşlarıma söylememiştim. Hadi onları geçtim Buse'ye bile söylememiştim. Söylemeyi de düşünmüyordum açıkçası çünkü söylersem kesinlikle korkar ve gidip anne babama söylerdi. Eğer söylerse iş istemediğim yerlere gidebilirdi çünkü böyle bir duruma ailemin de sıcak bakacağını düşünmüyordum. Sonuçta bilmediğim bir insanla konuşuyordum ve ne tepki verseler haklı olurlardı.

GÜZEL KIZ |texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin