5.0

65.5K 3.6K 5.6K
                                    

Cem Çınar-Bir Anlamı Yokmuş

***

Alperen Kılıç

Elimi yan tarafa doğru attığımda hissettiğim boşluk irkilmemi sağlarken gözlerim yavaşça açıldı. Yattığım yerde dirseğimi yatağa yaslayarak doğruldum. Uykudan yeni uyanmış olmanın verdiği sersemliği umursamadan bakışlarım odanın her yerinde usulca gezindi. O an Dilay'ın burada olmadığını yeni yeni idrak edince olduğum yerde iyice doğruldum. İçimi anında bir huzursuzluk kaplarken komodinin üzerinde duran abajuru açıp kalktım yerimden.

O sıra yerde olan tişörtüm çarptı gözüme. Onu alıp bir kenara fırlattıktan sonra bakışlarım bu sefer yerde gezindi. Tişörtü yoktu. Saçlarımı sıkıntıyla karıştırarak odadan çıktım ve lavaboda olduğunu düşünerek adımlarımı oraya yönlendirdim. Kapıyı kapalı olduğu için  elimi kaldırıp bir iki kere tıklattım.

"Dilay, içeride misin?"

Sorduğum soru üzerine kısa bir süre beklesem de içeriden bir ses gelmedi. Ben de bu sefer adımlarımı salona doğru yönlendirdim. O an mutfağın ışığı çarptı gözüme. İçimdeki huzursuzluk yerini koca bir rahatlamaya bırakırken saniyeler içerisinde mutfağa geldim.

Karşılaştığım görüntü beni güldürürken Dilay'a doğru yaklaştım. Masanın üzerine başını koymuş uyuyordu. Olduğum yerde eğildikten sonra yavaşça omzunu dürttüm. "Güzelim, kalk hadi." Onu bir kez daha omzundan dürttüğümde gözlerini açıp başını yavaşça kaldırdı. Bakışları anında beni bulurken kısa bir süre öylece baktı bana. "Neden uyandırdın?" diye sordu ardından. Sorusu üzerine etrafı işaret ettim.

"Acaba neden uyandırdım?"

Bakışları mutfağın her yerinde gezindikten sonra masaya baktı ve orada duran bardağa uzanıp eline aldı. "Ben su içmek için gelmiştim." deyip bana baktı. "Ama içemeden uyuya kaldım." Gülümseyerek elinde tuttuğu bardağı alıp doğruldum. Ardından da masanın üzerinde duran sürahiden su doldurdum. "Al bakalım." dedim bardağı önüne koyarken. Doldurduğum bardağa boş boş baktıktan sonra alıp içmeye başladı.

"Seni göremeyince korktum."

"Merak etme, bırakıp gitmem seni." deyip bardağı masaya koydu ve oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. "Hadi uyumaya gidelim." deyip koluma girdiğinde onu ani bir hareketle kucağıma aldım. İlk de afallasa da kendine  gelip kollarını sıkıca boynuma sardı ve başını göğsüme yasladı.

"Kaslı kolların gerçekten de rahatmış."

Bu dediği oldukça hoşuma giderken keyifle gülümseyip mutfaktan çıktım. "Sana demiştim." dedim ardından. Başını usulca aşağı yukarı sallayıp daha çok sokuldu bana. O sıra odama girdik. Yatağın yanına geldiğimde onu yavaşça yerine yatırıp üzerini örttüm. Sonrasında ise alnına küçük bir öpücük kondurup yatağın diğer tarafına geçtim. O da olduğu yerde bana doğru döndü. Az önce yaktığım abajuru kapattıktan sonra yanına uzanıp bir kolumu beline sardım.Dilay, iyice göğsüme doğru yanaştığında anın verdiği huzurla kapattım gözlerimi.

O sıra Dilay'ın bir parmağı usulca kaslarımın üzerinde gezinmeye başladı. Gözlerim anında açılırken derin bir nefes alıp verdim. Vücudum çoktan kasılmıştı. "Dilay... Ne yapıyorsun?" diye sordum kısık çıkan sesimle. Bir cevap vermek yerine bu sefer de elini gezdirme başladı.  Dokunuşları karşısında vücudumun her zerresini heyecan sararken belindeki elini sıkılaştırdım.

"Yapma." dedim net bir dille. "Dikkatimi dağıtıyorsun, uyuyamıyorum."

Başını bana doğru çevirip gözlerime baktı kısa bir süre. Sonrasında ise göğsümdeki elini usulca omzuma çıkardı. Derin bir iç çekerek elini tuttum ve yavaşça çektim. "Yaramazlık yapma." dedim ciddi olmaya çalışarak. "Tamam mı?" Dudakları yana doğru kıvrılırken başını usulca aşağı yukarı salladı. Ardından da elini benden çektikten sonra göğsüme yaslandı.

GÜZEL KIZ |texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin