3.8

68.6K 4.1K 4.5K
                                    

Tuğkan-Aşkın Kanunu

***

Beyza Akar

Dakikalardır Alperen'in omzunda uyuyan Dilay'ı ayıltma çabalarımız sürerken sıkıntıyla ofladım. En son Alperen'e bir şey söylemişti ama duymamıştık. Ondan sonra da uyuya kalmıştı zaten. Kaşla göz arası nasıl bu kadar sarhoş olabilmişti cidden anlamamıştım. Üstelik yaptığı şeyleri duyunca ne tepki vereceğini de oldukça merak ediyordum. "Bu böyle olmayacak." diyen Alperen, Dilay'ın başını yavaşça arkaya yaslayıp yanından kalktı.

"Begüm veya Beyza, biriniz benimle gelsin de Dilay'ı evine bırakalım."

"Ben gelirim." dedi hemen Begüm. Yavuz, yaklaşık yarım saat önce partiden ayrıldığı için Begüm de bir an önce buradan gitmek için bahane arıyordu. O yüzden isabet olmuştu onun için. Alperen, Dilay'ın belinden tutup onu yaşlandığı yerden yavaşça çekti. "Üzerine bir şey giymiş miydi?" diye sordu bana bakarak. Onun dediğini onaylayıp etrafa bakındım fakat deri ceketini göremedim.

"Deri ceketi vardı. Hatta koltuğun üzerine koymuştu ama yok şu an."

"Yere düşmüş." diyen Meriç koltuğun yanına eğilip ceketi aldı ve Dilay'ın yanına oturdu. "Sen onu tut, ben giydireyim." dedi Alperen'e bakarak. Alperen ise ceketi Meriç'in elinden alarak Begüm'e uzattı.

"Gerek yok. Ben arabada giydiririm."

"Peki." dedi Meriç omuz silkerek. Ardından koltuktan kalkıp yanıma geldi. Alperen, Dilay'ı oturduğu yerden yavaşça kaldırdıktan sonra kucağına aldı ve Begüm'e döndü. "Hadi, gidelim." Begüm, Dilay'ın çantasını aldıktan sonra yanıma gelip yanağıma bir öpücük bıraktı ve ardından da Alperen'in peşinden gitti.

Sıkıntıyla ofladım. Kim bilir ailesi Dilay'ı sarhoş bir hâlde görünce ne tepki verecekti.

"Bu kadar sarhoş olacağını tahmin etmemiştim." dedi Meriç koltuğa otururken. Ayakta dikilmeyi bırakarak ben de onun yanına oturdum. "Emin ol ben de düşünmemiştim." dedim sıkıntıyla. "Ama olmuş işte."

Hiçbir şey demeyip derin bir iç çekti sadece. Ben de bakışlarımı etrafta gezdirdim. Tarık'ın kuzeni pastasını Dilay'ın ayık olmadığı süre içerisinde kesmişti. Ayrıca şu an partinin başlarındaki coşkulu ortam yoktu mekânda. Herkes bir köşede durmuş sohbet etiyordu.

Mekânı aniden  duygusal bir şarkı doldurmaya başladığında göz devirmeden edemedim. Partinin başından beri kaçıncı kez bu tarz şarkı çalmıştı sayamamıştım artık. "Meriç, hadi biz de dans edelim!" Açelya'nın sesiyle bakışlarım ona dönerken Meriç'in elinden tutup çekiştirdiğini gördüm.

"Ne dansı ya saçmalama."

"Ya Meriç, lütfen! Hem Sanki daha önce hiç etmedik."

Açelya, Meriç'i elinden tutarak çekiştirmeye devam edince Meriç oflayarak oturduğu yerden kalktı ve ikisi beraber piste gitti. O sıra Tarık, yanıma gelip oturdu. Bakışlarımı ona çevirdim. Göz göze geldik. Gülümseyerek elini bana uzattığında şaşkınca baktım ona. Kalbim anında yoldan çıkmış gibi atmaya başlarken şaşkın bir şekilde bakmayı sürdürdüm.

"Hadi." dedi gülerek. "Biz de dans edelim."

İçimdeki heyecanı görmezden gelmeye çalışarak uzattığı elini gülümseyerek tuttum. Elinin sıcaklığı tüm vücudumu yakarken sakin olmak istercesine nefes alıp verdim. Piste geldiğimizde Tarık, iki elini de belime koydu. Ben de sakin gözükmeye gayret göstererek boynuna sardım kollarımı.

Kalbim çoktan yoldan çıkmış olduğu yerden çıkmak istercesine atıyordu şu an. Üstelik kızardığımı da hissediyordum. Tekrardan derin bir nefes alıp bakışlarımı etrafta gezdirdim. Tarık'ın üzerimde bıraktığı etki gerçekten de fazlasıyla büyüktü.

GÜZEL KIZ |texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin