0537 *** ** **= şimdi koy elini vicdanına
0537 *** ** **= hak ettiysem eyvallah
Dilay= ne
0537 *** ** **= engeli diyorum engeli
0537 *** ** **= neyse ki normalden engellememişsin
Dilay= güzel fikirmiş
0537 *** ** **= yapma :(
Dilay= amacın ne senin?
0537 *** ** **= bunları ileride konuşuruz.
Dilay= sorumun cevabı bu değil.
0537 *** ** **= farkındayım.
Dilay= hiç keyfim yok
Dilay= dediğini yapıp buradan engellemeyeceğim ama sen de yazma
0537 *** ** **= seninle konuşmak istiyorum
Dilay= bak zaten şu an sabahın körü
Dilay= git uyu
0537 *** ** **= sen de uyu.
0537 *** ** **= sonuçta daha okul saatine var.
Dilay= uyuyabilsem uyurdum herhalde dimi
0537 *** ** **= Yerden yere vurasım geliyor o
çocuğu0537 *** ** **= ne hâle soktu seni
Dilay= benim de.
0537 *** ** **= kendini yıpratma Dilay.
0537 *** ** **= seni kimse kötü görmesin.
0537 *** ** **= özellikle de ben.
0537 *** ** **= dayanamıyorum.
Dilay= ha kendini düşünüyorsun yani
0537 *** ** **= of güzelim ben öyle bir şey mi dedim şimdi sana
Dilay= demedin mi
0537 *** ** **= demedim tabii
0537 *** ** **= seni öyle görmek istemediğim için yazdım onu
Dilay= hımm peki
0537 *** ** **= gülsün o güzel yüzün biraz
0537 *** ** **= neyse
0537 *** ** **= şimdilik seni kendinle birazcık baş başa bırakacağım
0537 *** ** **= sonra gelirim ama?
(görüldü)0537 *** ** **= tamam geleceğim :)
***
"Evet, çocuklar dersimiz bitti. Bol bol soru çözmeyi unutmayın lütfen."
Kimya hocası sınıftan çıktığında tuttuğum nefesimi serbest bıraktım. Daha ikinci ders yeni bitmişti ama bu kadın iki saatte beynimden alevler çıkmasını sağlamıştı. O kadar hızlı anlatıyordu ki dersi onu anlamak için ekstra çaba göstermek zorunda kalıyorduk.
"Ulan kadına bak ya! Ben neredeyse kendimi unutacak duruma gelmişim. O hâlâ soru çözmeyi unutmayın diyor."
"Tarık bir sus da Dilay dün ne olup bittiğini anlatsın." Beyza'nın konuşmasıyla bakışlarımı ona çevirdim. Merakla bakıyordu bana. Daha fazla susmayıp olan biteni anlatmaya başladım.
"Dün, Ozan beni aldattığını itiraf etti. O okuldan yakın bir arkadaşım vardı. Adı Aylin. Onunla birlikte olmuşlar. Üstelik bunu diğer iki arkadaşım da biliyormuş. Biz, hep beş kişi takılırdık. O zamanlar hiçbir şey fark etmemiştim. Gerçi bu durum ne zamandan beri var onu da bilmiyorum."
Konuşmam gittiğinde hepsinin yüz ifadesine tek tek baktım. Hepsinin yüzünü şaşkınlık ifadesi ele geçirmişti. Derin bir iç çekerek önüme döndüm.
"Oğlum, nasıl lan?" Tarık, şaşkınlığını koruyarak konuştuğunda bakışlarım onu buldu. Ban bakıyordu. "Böyle işte." dedim mırıldanarak.
"Ne kadar şeref yoksunu insanlar varmış lan bu hayatta. Bir ilişki yaşarken gidip başka biriyle nasıl birlikte olabilirsin, aklım almıyor."
Bakışlarım bu sefer de Yavuz'u buldu. Sanırım hepsi şaşkınlığını tek tek dile getirecekti. "Bir şey soracağım." dedi Begüm. "Yanlış anlama beni ama." Merakla baktım ona. Derin bir nefes aldıktan sonra lafa girdi.
"Hani o Aylin denilen kızla birlikte olmuşlar ya..."
"Ee?"
"Yani belli ki Ozan böyle şeyleri seviyor. O yüzden sizin ilişkinizde de sana hiç öyle imalarda bulundu mu diye soracaktım. Yani hepimiz biliyoruz ki günümüz ilişkileri oldukça tuhaf. Bazı erkekler sırf o konuda kendilerini tatmin etmek için sevgili yapıyor."
Dedikleri üzerine biraz düşündüm. Evet, Ozan ile birçok kez yakınlaşmalarımız olmuştu ama bana ilişkimiz boyunca o tarz konularda bir imada bulunmamıştı.
"Hayır." dedim en sonunda. "Yani o beni öperken bile çekinen biriydi. Hiç öyle imalarda bulunmadı." Beni öpmeye bile çekinen çocuk gidip defalarca kez ilişki yaşamıştı resmen. Şaka gibi. "Çekinmesini gerektiren davranışlarda mı bulunuyordun ki?" diye soran Beyza'a çevirdim bakışlarımı.
"Ya ben böyle anlarda her kızdan daha çok utangaç oluyorum sanki. Ne bileyim bir değişik hissediyorum ve bu da karşımdakine doğal olarak yansıyor. O yüzden de Ozan öpmeden önce hep bir çekingen oluyordu."
"Gözlerin doldu." Begüm'ün sesiyle başımı öne doğru eğdim hemen. O diyene kadar fark etmemiştim bile. Ellerimle gözlerimi sildim hemen. Fakat daha çok sulandı. Ofladım. Dünden beri durup durup ağlayasım geliyordu ve ben buna bir türlü engel olamıyordun.
Görüş alanıma giren peçeteyle başımı kaldırdım. Alperen, elinde tuttuğu peçeteyi uzatmış bana bakıyordu. "Teşekkür ederim." deyip aldım hemen. Hiçbir şey demeden önüne dönünce ben de bakışlarımı ondan çekip diğerlerine baktım.
"Bence senin kafanı dağıtmak için bir yerlere gidelim." dedi birdenbire Yavuz. "En azından iki üç saat olsa da rahatlarsın belki." Beyza ve Begüm, onun dediğini onayladı hemen.
"Nereye gideceğiz ki?"
"Bowlinge gidelim, eğlenceli olur. Hem lobutlara vururken stres atarız." diye cevapladı Tarık'ın soruna Beyza. Güzel olabilirdi ama oynamayı bilmezdim ki ben.
"Evet, hem geçen seneden beri hiç gitmedik." deyip bana döndü Begüm. "Gelirsin değil mi?" Tam cevap verecekken Beyza atladı lafa.
"Tabii ki gelir."
İtiraz istemediğini belli edince el mecbur başımı tamam dercesine salladım. Keyifle gülümseyip oturduğu yerde arkasına yaslandı. O sırada da zil çalmıştı zaten. Elimde tuttuğum peçeteyi sıranın üzerine koyup bu dersin kitabını ve defterini çıkardım. Ardından oturduğum yere iyice kurulup hocayı beklemeye başladım.
***
Dilay'ın modelini değiştirdim. Yeni modeli merak ediyorsanız 2. Bölümün sonuna gidip bakabilirsiniz.
Bu arada bu bölüm biraz kısa oldu ama diğer bölüm uzun ve kaoslu olacak. :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL KIZ |texting|
Teen Fiction0537 *** ** **= Ne demiş Kaan Boşnak 0537 *** ** **= Bilmem kime gücendin hadi gel anlat bana 0537 *** ** **= Değişmem gülüşünü tüm dünya benim olsa da 0537 *** ** **= Her kim ki seni üzüp üstüne ağlatırsa 0537 *** ** **= Bir damla su vermem çölle...