Sosyetik Güzel

By eyuhikayeleri

435K 22.8K 1.9K

/ Tamamlandı - Düzenlenecek / Romantizm #2 - 14.07.2020 - Romantizm #5 - 14.06.2020 - "Ya beyaz atlı prensi... More

Sosyetik Güzel - 1. Bölüm
Sosyetik Güzel - 2. Bölüm
Sosyetik Güzel - 3. Bölüm
Sosyetik Güzel - 4. Bölüm
Sosyetik Güzel - 5. Bölüm
Sosyetik Güzel - 6. Bölüm
Sosyetik Güzel - 7. Bölüm
Sosyetik Güzel - 8. Bölüm
Sosyetik Güzel - 9. Bölüm
Sosyetik Güzel - 10. Bölüm
Sosyetik Güzel - 11. Bölüm
Sosyetik Güzel - 12. Bölüm
Sosyetik Güzel - 13. Bölüm
Sosyetik Güzel - 14. Bölüm
Sosyetik Güzel - 15. Bölüm
Sosyetik Güzel - 16. Bölüm
Sosyetik Güzel- 17. Bölüm
Sosyetik Güzel - 18. Bölüm
Sosyetik Güzel - 19. Bölüm
Sosyetik Güzel - 20. Bölüm
Sosyetik Güzel - 21. Bölüm
Sosyetik Güzel - 22. Bölüm
Sosyetik Güzel - 23. Bölüm
Sosyetik Güzel - 24. Bölüm
Sosyetik Güzel - 25. Bölüm
Sosyetik Güzel - 26. Bölüm
Sosyetik Güzel - 27. Bölüm
Sosyetik Güzel - 28. Bölüm
Sosyetik Güzel - 29. Bölüm
Sosyetik Güzel - 30. Bölüm
Sosyetik Güzel - 31. Bölüm
Sosyetik Güzel - 32. Bölüm
Sosyetik Güzel - 33. Bölüm
Sosyetik Güzel - 34. Bölüm
Sosyetik Güzel -35. Bölüm
Sosyetik Güzel - 36. Bölüm
Sosyetik Güzel - 37. Bölüm
Sosyetik Güzel - 38. Bölüm
Sosyetik Güzel - 39. Bölüm
Sosyetik Güzel - 40. Bölüm
Sosyetik Güzel - 41. Bölüm
Sosyetik Güzel - 42. Bölüm
Sosyetik Güzel - 43. Bölüm
Sosyetik Güzel - 44.Bölüm
Sosyetik Güzel - 45. Bölüm
Sosyetik Güzel - 46. Bölüm
Sosyetik Güzel - 48. Bölüm
Sosyetik Güzel - 49. Bölüm / FİNAL 1. Part
Sosyetik Güzel - 49. Bölüm / FİNAL 2. Part
Final
***Özel Bölüm - 1***
***Özel Bölüm - 2***

Sosyetik Güzel - 47. Bölüm

5.3K 296 15
By eyuhikayeleri

Merhaba, oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. :) 

Keyifli Okumalar. :)

Bölüm sonuna Lara ve Erkan görselleri bıraktım. <3

İYİ BAYRAMLAR :)

***

Erkan'ın o günkü tavrı net ve tavizsizdi. Bir açıklama yapmasına bile müsaade etmeden Alice'i öylece hayatımızdan çıkartmıştı. Haklı olmasına haklı olduğunu biliyordum ama içimden bir ses bu zamana kadar Alice'in ona karşı tek bir kötü hareketi bulunmadığından dolayı mantıklı bir açıklamasının olabileceği yönündeydi. Daha geçen, bundan iki üç hafta öncesine kadar onu dinlemediğim için yargısız infazla beni suçlayan adam bugün kardeşini dinlemeye tenezzül etmiyordu. Alice'in gitmesiyle hayatımda koca bir boşluk oldu. Bunu benden daha çok Erkan hissetmiş olmalıydı. Kafeyle ilgilenmeye başlayan oydu. Yakında tabelayı da kaldıracağını söylüyordu ama unuttuğu bir şeydi. Bu kafe "Alice'in Harikalar Mutfağı" adıyla özel ve güzeldi, kafeyi var eden her gün o arka fonda çalan Sertap Erener şarkıları, Alice'in sıcaklığı ve elinin lezzetiydi. Bunlar olmadan ne kadar süre idare edebilirdi ki? Düşündükçe durum içinden çıkılmaz bir hal alıyordu. Hayatımız bir anda freni patlamış araba gibi yokuş aşağı gidiyordu. Bunca sorunun arasında hangisi ile boğuşacağımızı şaşırmıştık. Salondaki kanepede Erkan'ın kollarında uzanırken başımı kaldırıp ona baktım. Şu ara fazla gergindi. Her şey o kadar üst üste gelmişti ki ikimizin de sinirleri bozuktu. Bazen bu halde olmamız bana yanlış yolda olduğumuz hissi veriyordu. Aşkın büyüsüyle hayatımızın bir anda tozpembe bulutların üzerinde olacağını, filmlerdeki gibi o bol kahkahalı, birbirimize bir şeyler yedirdiğimiz, tatlı yastık savaşları yaptığımız ve sanki dünya umurumuzda değilmişçesine sabah akşam seviştiğimiz günler olacağını beklemek çok mu aptalcaydı? Neden ilişkimizde bu bahsettiğim aşamaya geçememiştik? Pembe bulutlar çok kısa bir sürede yerini kara bulutlarına bırakmıştı. Birbirimizden başka çevremizde kimse kalmamıştı ve dahası birbirimize destek olmaktan başka çaremiz yoktu.

Dün Erkan uzun ısrarlarımın sonucunda Alice'in kardeşi olduğunu öğrendiği günden sonraki gün kafeye gittiğinde Alice ile ayaküstü yaptığı konuşmadan bahsetti. Tabii anlattığı kadarıyla bu konuşma sadece Erkan'ın ağır ithamlarıyla Alice'i yerden yere vurduğu dolayısıyla tek taraflı geçen bir konuşma olmuş. Ona kendini savunma hakkı bile vermemiş.

"Nedenini neden sormadın?" diye sorduğumda, "Yıllarca yüzüme baka baka yalan söylemenin mantıklı bir izahı olamaz, o yüzden sormadım." demişti. Ona bu kadar kızgın olmasının sebebi acaba kardeşi olduğundan dolayı mıydı yoksa ona olan sevgisinden miydi? Her ne olursa olsun onu hayatımızdan çıkarttığına pişman olacağını biliyordum. Birkaç gün geçmesine rağmen böyle hissediyorsak birkaç hafta sonra kim bilir nasıl olacaktık? Sanki ben kız kardeşimi kaybetmiş gibiydim. Alice'in kahvaltılara gelmesine, Erkan ile uğraşmasına, bana kız kardeşlik yapmasına ve moral vermesine öyle çok alışmıştım onu şu an ailemden bile çok özlediğimi fark ettim. Hissettiklerimin aksine Erkan'ın bir anda ona karşı kalbi taşlaşmış gibi davranması bana tuhaf geliyordu.

Elinin tersiyle saçlarımı okşarken, "Bir şey mi oldu, güzelim?" diye sordu. Yüzündeki gerginliğe rağmen sesi uysaldı. Başımı salladım. "Hayır," dedim. Bana bir şey olmadığına inanmadığını belli eden bakış attığı sırada kapı çaldı. Kaşlarım çatıldı. Kim gelmişti ki? Alice olabileceğini düşünerek uzandığım yerden doğruldum. Duvardaki saate baktığımda saat neredeyse altıya geliyordu. Alice telefonum yanımda olmadığı için bana ulaşamadığından konuşmaya buraya gelmiş olmalıydı. Erkan da telefonlarına çıkmadığına göre mantıklı olan yüz yüze konuşmaktı. Erkan beni durdurdu. "Ben bakarım," diyerek oturduğu yerden kalktı. Onun da Alice'in geldiğini düşündüğüne emindim. Onu dinlemeyerek peşinden kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açtığından olduğum yerden kafamı kapıya doğru uzatarak baktığımda elinde koca bir koli olan kargo çalışanını gördüm. Yüzü taşıdığı şeyin büyüklüğünden dolayı biraz gergin ve kırmızı duruyordu. "Erkan Macit?" diye sorduğunda, Erkan başını salladı ve adamın uzattığı kağıda imza attı. O, "İyi akşamlar, kolay gelsin." diyene kadar kargo çalışanı adam arkasına bakmadan uzaklaştığında "Aşkım, o ne?" diye sordum meraklı gözlerle koca hediye paketi yapılmış koliye bakarken, Erkan eğildi ve hiç zorlamadan koliyi kaldır. Kucağın koli salona doğru döndüğünde ayağıyla arkasındaki aralık kapıyı kapattı.

Salona girdiğinde ben de peşinden salona girdim. Meraklı bakışlarım kolinin üzerindeydi, onu sanki içini görebilecekmişim gibi süzüyordum. Az önce oturduğumuz koltuğa tekrardan otururken koliyi bacaklarının arasına çekti. Merakıma yenik düşerek, "Aşkım bu ne artık söyleyecek misin?" diye sordum yanına otururken koliyi bana doğru ittirdi.

"Bu senin, belki biraz moral olur." dediğinde kaşlarım çatıldı. İçindekini az çok tahmin edebiliyordum ama bu kadar büyük bir şeyde gelmesi tuhafıma gitmişti. Merakla kutunun üzerinde bağlanmış kırmızı kurdeleyi açtım. Kutuyu aralayarak içindeki malzemelere baktım. Bunlar video çekmem için gerekli tüm ekipmanlardı. Canon marka kamera, Lenovo bilgisayar, led ışık, tripod ve mikrofondu. "Ah," dedim birden hepsini bir arada görünce kendimi ona karşı mahcup hissettim. Benim için bunların hepsini aldığına inanamıyordum. Beni mutlu etmek ve bir an önce hayallerimize kavuşmamız için bunları almıştı. "Bir yerden başlamak lazımdı, artık zamanı gelmişti." dediğinde alt dudağımı dişleyerek başımı salladım. Gözlerim dolmuştu. Elimdekileri tekrardan kutuya bıraktığımda ona doğru döndüm. Kollarımı boynuna doladım, "Ben seni hak edecek, ne yaptım?" diye sordum. Günlerdir videoları nasıl çekeceğimizi düşünmekten uyuyamamıştım. Eve gidip eşyalarımı almayı ve ailemle konuşmayı bile düşünmüştüm ama kutudakileri görünce bunları yapmama gerek kalmamıştı. Bu hareketi beni duygulandırmıştı. Daha bir sürü eksiğimiz var olsa da bu bir başlangıçtı. Benim koca bir oda dolusu kıyafetle kombin videoları çekme hayalim şimdilik hala hayal olarak kalmıştı. Onun dışında bir de Alice'in bana yardım edeceğini düşündüğüm video yazma, çekme, düzenleme işleri vardı. Bir sürü işimiz vardı. "Hadi dene bakalım, nasıl kameran?" dediğinde sırıtarak kollarından ayrılarak tekrardan kutuya eğildim. Kamerayı kutusundan çıkartarak ayarlamaya çalıştım. Heyecandan elim ayağım birbirine dolanmıştı. Erkan onu elimden alarak bana yardımcı olmaya çalıştı. İkimizin de teknoloji ile arası pekiyi değildi, yine de bu konuda ondan daha tecrübeli sayılırdım. Kamerayı elinden alarak ayarladığımda ilk onun fotoğrafını çektim ve sonra da ikimizin fotoğrafını çektim. Yüzümde koca bir sırıtmayla bu anımızı ölümsüzleştirirken saçımın dağınıklığını, makyajsız yüzümü ve hatta üzerimdeki yakası kaymış siyah tişörtü bile daha sonra fotoğraflarımızı incelerken fark ettim. Onu en az benim kadar mutlu ve gözlerinin içi gülerken görmek beni ayrıca mutlu etmişti. Fotoğraflara bakarken saçlarımı okşadı. "Şu halinle baksana oyuncağına kavuşmuş küçük bir kız çocuğu gibisin, bu kadar mutlu olacağını bilsem daha önce sipariş ederdim." dediğinde şakaklarıma içimi ısıtan bir buse kondurdu. Biraz sonra ekipmanlarla ilgilenirken keyifli sesiyle, "Birkaç gün pabucum dama atılacak gibi duruyor." dedi.

"Sadece bakıyorum, sevgilim." dedim kamerayı tripoda yerleştirirken, elimden aldı.

"Bana bırak,"

Kamerayı bana doğru çevirdi. "Kendinizi tanıtmaya hazır olun Lara Hanım," dediğinde hafifçe öksürdüm. Saçlarımı ellerimle havalandırdım.

"Kayıt,"

"Ya ama daha hazır değildim." diye söylendim.

"Deneme çekimi zaten, sevgilim,"

"Olsun, deneme de olsa eğer şimdi kendime çeki düzen vermezsem ilerde izlerken saçımın şurasını neden düzeltmemişim diyerek tüm gün senin başının etini yiyeceğimi biliyorsun değil mi?" diye onu tehdit ettiğimde kamerayı anından kucağına indirdi.

"Tamam, bekliyorum," dedi uslu bir çocuk gibi. Onun bu haline güldüm çünkü bu dediklerimi yapacağımı çok iyi biliyordu. Saçlarımı ellerimle havalandırıp dudaklarımı dilimle nemlendirip hafif dişleyerek renklendirdim. Üzerimdeki bol tişörtün yakalarını indirerek omuzlarımı açıkta bıraktıktan sonra "Eh şimdi hazır sayılırım." dedim.

"Bu bekleyişi bile özlemişim," dediğinde omuzuna vurdum. "Bir şeyi abartmasan olmaz değil mi?"

"Bu bana bir yerden tanıdık geliyor." dedi ikimizin atışmaları artık bizim için bir flört çeşidi gibiydi. Bu şekilde aşkımızı daha dolu dolu ifade ettiğimizi düşünmeye bile başlamıştım. İkimiz birbirimizle uğraşmasak o gün sevişmemişiz gibi hissediyordum.

"Hazır mısın?" diye sordu.

Başımı yavaşça aşağı yukarı salladığımda, kamerayı bana doğru çevirdi. Sarı dalgalı saçlarımı savurdum ve hafifçe öksürdüm. Kafamda saniyeler içerisinde hazırladığım konuşmayı yapmaya başladım. "Herkese merhaba, kanalıma hoş geldiniz bilmeyenleriniz için ben Lara Tüker."

"Haklısın bilmemeleri onların ayıbı," dedi Erkan benimle alay ederken.

"Hayır, bilmiyorlarsa kanal adına baksınlar. Bilmemek değil öğrenmemek ayıp, sevgilim." dedikten sonra, "Neyse konuşmamı bölmezsen sevinirim." dedim havaya girerek. "Önümüzdeki günlerde sizlerle moda, trend, makyaj ve stil ile ilgili bilgi verici videolar paylaşacağım. Şimdilik hedefim mutlaka haftada bir video paylaşmak, bu videoların konusu bahsettiğim başlıklar üzerinden sizin taleplerinize göre değişebilir. Yani mesela makyaj ipuçları, trendler, makyaj ürünleri de olabilir. Neden böyle bir kanal açmaya karar verdiğime gelecek olursak," içimden her ne kadar doğruları söylemek geçse de biraz duraksadıktan sonra "Elbette her kadın gibi alışverişi seviyorum, trendleri, modayı, kozmetik ve stil ile videoları, içerikleri severek takip ediyorum ama içeriklerin yetersiz kaldığını düşünüyorum. Bu yüzden de ben de dedim ki kendi kendime 'Lara,' dedim. 'Bu konudaki engin bilgilerini neden diğer insanlarla paylaşmayasın ki?' dedim ve bu kanalı açmaya karar verdim. Bu konuda en büyük destekçim biricik nişanlımın da beni motive etmesiyle işte burada sizlerin karşısındayım. Yakın zamanda yeni videolarda görüşmek üzere!" dedikten sonra göz kırparak kameraya öpücük attığımda sabırsızca "Nasıl?" diye sordum. Kafasından her ne geçiyorsa tereddüt etti. Konuşmamdan etkilenmediğini veya hoşlanmadığını düşünerek, "Konuşmama eklemeler yapabilirim bu biraz doğaçlama oldu." diye açıkladım. Daha profesyonel konuşabilirdim.

"Bu videoları sadece kadınlar izleyecek değil mi?" diye sordu. "Onu ayarlayabiliyor musun?" Elindeki kamerayı indirdi. Sesindeki ciddiyet beni güldürdü. "Aşkım şaka yapıyorsun değil mi?"

"Hayır, gayet ciddiyim."

Ses tonundan zaten ciddiyeti anlaşılıyordu. Bu sorusunu tuhaf karşılayarak baktım ona, "Bu da nereden çıktı?" diye sordum.

"Şu öpücük olayını bir daha mı düşünsek?" diye sorduğunda bunu hiç beklemediğim için birden kahkaha patlattım. Yavaşça ona doğru yaklaştım ve başımı göğsüne yasladım. Parmaklarımı sert göğsünde gezdirerek, cilveli sesle sordum. "Neden düşünecekmişiz ki?"

Elini sırtıma yasladı. "Sen bunun sebebini bilecek kadar akıllı bir kadınsın," dediğinde başımı kaldırıp gözlerimi kırpıştırarak baktım ona, masum ve bir o kadar seksi olduğunu düşündüğüm bakışlarımı gözlerine diktiğimde, "Belki senden duymak istiyorum." dedim alçak bir sesle ve alt dudağımı dişledim. Yüzüne çarpık bir gülüş yayıldı, ne yapmaya çalıştığımın farkındaydı ve hoşuna gidiyordu. Bedenimi bedenine yasladım. Parmakları tişörtün eteklerinden yukarı çıkarken çıplak tenime ulaştığında, belimi usulca okşadı. "Sen dün yeni bir şeyler almıştın değil mi?" diye sordu. Başımı usul usul aşağı yukarı salladım. Dün çıktığım alışverişte aldığım birkaç iç çamaşırı, kazak, etek ve pantolonu düşündüm. İç çamaşırları onun için biraz seksi seçmiştim ama onlar bile günlük hayatta kullanacağım tarzaydı. Ona göre 'boşuna' alınmış bir şey olmamasına dikkat etmiştim.

"Ama sen öncesinde soruma cevap mı versen?" diye sorduğumda çıplak tenimi okşayan parmakları tişörtümü sıyırmaya devam ediyordu. Sütyenimin kopçasına geldiğinde durdu parmakları, "Fazla güzel oluyorsun, fazla seksi ve seni sanki daha fazlası mümkünmüş gibi daha daha fazla istememe sebep oluyorsun." dediğinde bu itirafıyla afalladım.

"Öyle mi ama ben zaten senin, sevgilim." dedim.

"Ben de benim olarak kal istiyorum." dedi dudaklarıma eğilerek, dudaklarını dudaklarımı sürttü. Dudaklarının hafif, yumuşak ve sıcak dokunuşları içime doğru akarken, ona daha çok sokuldum. Bana işkence eden dokunuşlar yerini öpücüklere bıraktığında yüzünü avuçlarımın arasına aldım. Her videodan sonra bu şekilde olacaksak yanmıştık. Bana sarıldı ve beni altına almadan önce elindeki kamerayı yere bıraktı.

O günkü video denemem sadece bir başlangıç oldu. Lara Tüker kanalının ilk acemi videosunu ikimizin arasında kaldı. Asıl videoyu birkaç gün sonra çektik. 

***

Lara ve Erkan; 

Continue Reading

You'll Also Like

20.1K 904 42
Ya kadın giderde adam biterse... Geçmişin kirli elleri, boyunlarına dolanacaktı. Geçmişin kırgın sayfaları, yüzlerine yapışacaktı. Geçmiş, onların ge...
174K 11.1K 31
Efendimiz (sav) Hadis-i şeriflerinde buyuruyor ki: "Aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek, sabredenin günahlarını, Allahü teala affedip Cennetine...
20.8K 2.4K 36
Birbirine delice aşık bir çift... Akabinde aşklarını taçlanıracak bir evlilik... Kısa sürede başlayıp, sonu gelmeyen tatsızlıklar.. Kapanış, boşanma...
154K 9.7K 69
0552... : Bende var senden bir yara. 0552... : Zor ama sen sar bir ara. O bana Kırlangıç dedi ben bana biçtiği altı aylık ömre razı oldum. Siz hiç en...