bad guys | taekook

By R8AV5N

36.8K 3.5K 763

"kim taehyung, 20 yaşında. boy 1.68 kilo 57. annesi veya babası yok, öldürmüş." ben öldürmedim. "kapat çeneni... More

J-1
T-1
J-2
T-2
J-3
T-3
J-4
T-4
J-5
T-5
J-6
T-6
J-7
T-7
J-8
T-8
J-9
T-9
J-10
T-10
J-11
T-11
J-12
T-12
J-13
T-13
J-14
J-15
T-15
J-16
T-16
J-17
T-17
J-18
T-18
J-19
T-19
J-20
T-20
J-21
T-21
J-22
T-22
J-23
T-23
J-24
T-24
J-25
T-25
J-26
T-26
J-27
T-27
J-28
T-28
J-29
T-29
J-30
T-30
JM.1
YG.1
JM.2
YG.2
JM.3
YG.3
JM.4
YG.4
J-31
T-31
J-32
T-32
J-33
T-33
J-34
T-34
J-35
T-35
J-36
T-36
J-37
T-37
J-38
T-38
J-39
T-39
q&a w/th
q&a w/jk
J-40
T-40
J-41
T-41
J-42
T-42
J-43
T-43
J-44
T-44
Final
Jeon Jungkook & Kim Taehyung

T-14

280 37 5
By R8AV5N

*felix yardım çağırmaya uğraşırken hiçbir şey yapmadan zeminde kandan görünmeyen ellerimi izliyordum. bu adam, ölmeyi hak eden bir adamdı. acı dolu inleyişleri içimde en ufak bir hareket yaratmıyordu. ellerime bulaşan ılık kanını izliyorken kendi kan akışımı duyuyordum sanki. bile isteye öldürdüğüm insanların sayısı diğerlerinin yanında çok çok azdı. ve bunların üzerine hiçbir zaman pişmanlık da duymamıştım. ölmeyi hak eden insanlar vardı ve evet, ben de onlardan biri sayılırdım.

kapının duvara çarpmasıyla başımı hızla kaldıracağım kadar gürültülü bir ses çıktığında gözlerim seni bulmuştu. ellerimi yumruk hâline getirdim ve yutkundum.

hasta olduğum gece tam da sana katil olduğumu hatırlattıktan sonra değişen ve ciddileşen ifadeni çok iyi hatırlıyordum. bu konuda, her ne kadar açık görüşlü olduğunu birçok yerde ifade etmiş olsan da o gece bir şeyler olmuştu.

ne olduğunu anlayamadığım ve aslında o sıralar çok da üzerinde durmadığım bir şeyler vardı. soğukluk? belki. tam adını koymam mümkün değildi. asansörde olanları sonrasında düşünürken kesinleşmişti ama. ışığı kapatıp da beni zora sokmayı amaçlarken, ben de demiştin. en mantıklı bulduğum seçenek ise şuydu, kurbanlarımı birnevi zora düşürüyordum. kimsenin özellikle korkusunu araştırıp bunun üzerine gitmediğim belliydi fakat o an belki de çaresizliği tattırmak istemiştin. ya da anlayamadığım başka bir şeyler.

yanıma gelip de kolumdan tutarak ayağa kalkmamı sağladığında gözlerimi bir an olsun suratından çekmemiştim. musluğu açarak akan suya ellerimi götürdüğünde hareketlerini anlamaya çalışıyordum. ne yapmaya çalıştığını, neden yaptığını anlamaya çalışıyordum.

ellerimi kendim yıkamasını öğreneli tahminimce 18 yıl kadar bir süre olmuştu. yeterince deneyimliydim yani bu konuda.

bunu kendine görev edinmişken tüm ciddiyetinle ellerimi çok çok ovarak temizliyordun. hatta o kadar uzun süre ellerim suya maruz kalmıştı ki suyun soğukluğundan parmak uçlarımı neredeyse hissedemez hâle gelmiştim. çok da şikayetçi sayılmazdım gerçi. aynı suyun altında senin parmakların da vardı. fakat suyun ısısını bir gram hissetmediğine yemin bile edebilirdim.

kaşların hafif çatılıydı ve yanağındaki kaslar çalışıyordu. hafif yana dönmüş sana bakıyorken gözlerimi hemen ardından çekip ellerim ve sen dışında başka bir yere çevirmiştim.

ne yapmaya çalıştığını görebiliyordum? sen sadece görünür olan kırmızıyı suyla birlikte akıtıp gönderme peşinde değildin. kabullenemiyordun. o gece bunları sözlü olarak senin suratına vurduğumda da aynı bakışlar vardı gözlerinde, şimdi gerçeğini gördüğünde de aynıydın işte. olduğum şekilde teoride belki evet, senin katında makul görülebilirdim. bir seri katil ya da hayatını yoksul insanlara yardım etmeye adamış biri, jeon jungkook için ikisi de insandı ve değer görmeyi hak ediyordu.

seni haksız yere yargılıyordum belki bilemiyorum ama bu benim bana gösterdiğin kadarına karşı ufak gözlemlerimdi.

ellerimdeki kiri atmaya uğraşan bu adam, aslında dökmeye çalıştığı o pis suyun kömürden benliğimin yarısı olduğunu ne zaman fark edecekti merak ediyordum. tek tek ayıklamaya çalıştığın güzel görünen taraflarımı en sonunda avuçlarına aldığında aslında avcunu doldurmaya bile yetmeyecek kadar az kaldığını, parmaklarının arasından kayıp gitmiş kum tanelerine bakarken anlardın sanırım.

ellerimde ufacık bir parça bile kızıla dair bir iz kalmadığından emin olduğunda ellerimi çektiğinde yönlendirmelerine uydum. hayır, bunun üzerine düşünmeyecektim. hatta tam şu an kesmiştim bile.

hemen ardından çenemi tutup kendine çevirdikten sonra hafifçe kaldırdığında işinin daha süreceğini anlayarak hareketsizce beklemeye devam ettim. defalarca kez ıslattığın ellerin ile hiç usanmadan boynumu temizliyorken yaptığın açıklamaya karşılık içimden gülmüştüm. kimse böyle, insanlar karşısına çıkmaya çalışmıyordu zaten müfettiş bey? iznin olsaydı kendi kendimi temizleyecektim zaten ben.

boynumla da işin bittiğinde yerdeki adama kısa bir bakış atıp söylediğinle sana döndüm. ikimiz de anlamayarak sana bakıyorduk. ne sanmıştın ki? o yakaladığım beş saniyelik fırsatta direkt olarak bu adamın işini bitirebilir böylece kendimi sıkıntıya sokmayadabilirdim. ki benim için mantıklı olanı buydu ama ben sizi uyarmaktan yana kullanmıştım hakkımı. eh, ne yaparsak yapalım yaranılmıyordu demek ki. sıkıntılı bir nefes alıp sana biraz da huysuzca bakmayı sürdürdüm.

sen yapmamız gerekeni anlattığında başımı salladım hafifçe. basitti, normal davranacaktık yalnızca. sen bir adım önden yürüyorken felix'in aptal yorumlarını dinleyen taraf ben oluyordum.*

"çişimi beklemeni söylediğimde bana çocuk musun diyordun, kimmiş çocuk ha?"

kes sesini felix.

"uwuwu, asıl bebek olan kimmiş gördük. öğrendiysen ellerini yıkamayı bir dahaki sefere görmek isteriz. tüm ekip! baban seninle gurur duyacak."

sen benim babam değilsin.

"ben değilim zateeen."

*son kelimeyi uzatarak ve imâlı bir biçimde söylerken sanki neyi kastettiği belli değilmiş gibi bir de abartılı bir biçimde gözleriyle seni işaret ediyordu. kaşlarımı çatıp yerimde bir anlık durmuş, sinirle güldükten sonra yürümeye devam etmiştim.*

dakikalar önce birinin boynuna bıçak sapladım, farkındasın değil mi? tamam, çok temiz bir insan sayılmam belki ama biraz daha anlayışlı olabi-

*o anda duyduğum patlama sesiyle almakta olduğum nefes soluk borumda durmuş onca insanın arasında denk gelmesi düşük ihtimale karşı nefesime yol verememiştim. yerimde buz kesmişken sinyallerim senden yana çığlıklarla bağırıyordu.

değildir, değildir, değildir.

kafamı yavaşça, biraz da korka korka sana doğru çevirdiğimde ikinci defa nefesimin yolu kesilmişti. gözlerimi kırpamıyorken dudaklarımdan çok kısık seste ismin dökülmüştü. belki de dökülmemişti. bilmiyordum, hiçbir şey net değildi o an.

adımlarımı sana yöneltmişken yanına nasıl ulaşmıştım anlamamıştım bile. sanki beynim benden habersiz uyarılar gönderiyordu da hareketlerimi ancak bu şekilde gerçekleştirebiliyordum.

kafamda uğuldamakta olan sesler ve göğsümde yükselen korkuyla yanında dizlerim üzerine çöktüm. belki de düşmüştüm.

felix çoktan seni vuran adamın peşine takılmışken etrafta bir panik havası vardı. sanırım.

titreyen elimle yaranı bulup kontrol ettim. göğsünün biraz üst kısmı, omzunun hemen altıydı. riskli bir bölge sayılmazdı ama tanrım, kan kaybediyordun. titremekte olan dudaklarımı birbirine bastırarak kendimi kontrol altına almayı denedim. burada sana yardım edebilecek kimse yoktu. böyle aptalca davranmaya devam etmem ne beni ne de seni iyi etmezdi. derin bir nefes alıp elimi yarandan çektikten sonra tişörtümü tek hamlede çıkararak yuvarlamış, yarana bastırmıştım. ardından başını kaldırarak dizimin üzerine almış, bir elimle yarana kan kaybını önlemek için bastırmaya devam ederken diğer elime bulaşmış kanınla elini tutmuştum sıkıca.*

korkma. sakın korkma. şimdi... şimdi doktorlar gelecek.

*yüzümü buruşturarak başımı iki yana salladım.*

ı-ıh, hayır. biz gideceğiz doktorlara. hiç merak etme, tamam mı?

*sana bakıyorken asıl korkan bendim. göz bebeklerime kadar titriyordum belki de. seni sakinleştirmeye çalışıyordum güya ama hayatının belki de ilk defa bir noktasında soğuk kanlılığını koruyamayan kişi bendim. soluk soluğa yeniden dönen felix'e gözlerimi çevirdiğimde sinirle kaçtığını söyleyip duvara bir tekme atmıştı. umurumda bile değildi şu an o adam.*

kes şunu, ambulansı çağır. hemen, hemen gelmelerini söyle.

*gözlerimi felix'ten çekip her saniye daha da kana bulanan tişörtüme bakıp mızmız bir ifadeyle başımı iki yana saldım. hayır, istemiyorum. istemiyorum. şu an, bu anı yaşamak istemiyordum. gözlerimin önünde kanayan seni hiçbir şey yapamadan izlemek istemiyordum. bu korkunç bir histi. boğazımın hemen üst kısmında koca bir yumru vardı ve ağırlığı başımı döndürecek cinstendi. ne nefes alabiliyor ne de yutkunabiliyordum. boğuyordu, boğulduğumu hissediyordum. akan her damla kanın koca bir denizin en dibinde boğuluyormuş hissi veriyordu.*

jungkook...

*gözlerimi sana çevirdim ve yalvararak gözlerinin içine baktım. ölme demek istiyordum. ölmemen için sana yalvarmak, kendimi kaybedene kadar hüngür hüngür başımı göğsüne gömerek ağlamak istiyordum ama yalnızca gözlerine bakıyordum işte. beni anlaman lazımdı. tamam, karşındakini anlayacak bir durumda değildin belki şu an ama zihnin canlıydı, değil miydi? dilimin ucuna dizilenleri görüyor muydun? boğazıma takılanları, günlerdir içimde yudum yudum birikmiş hisleri görebiliyor muydun? ellerindeki kana karşılık hayatının otuz iki yılını dört duvara sığdıracak bu adamın, gözünü kırpmadan işlediği 16 cinayete ek umarsızca, hakkı varmış gibi yaşamaya devam eden bu adamın nasıl çaresiz düştüğünü, yenildiğini görebiliyor muydun? ben, sana yenik düşmüştüm. ortada inkar edilecek ne kalmıştı ki? yandan gülüşlerine, alttan bakışlarına, kaşığını tutuş şekline kadar yenik düşmüştüm. bunu hissetmeni istiyordum.

bilincin gayet açıktı ve acı çekiyordun. aldığın her nefeste zorlanıyordun ve şakakların da ufak ufak terlemeye başlamıştı. felix de sana doğru eğilip yarana bastırmakta olduğum tişörtümü kendi elleri altına alırken endişeli görünüyordu. kanınla ıslanmış elimi tişörtünden çekerek yüzüme götürmüş ardından saçlarıma kadar kaydırarak hafifçe çekmiştim saçlarımı.*

ellerimi daha yeni yıkamıştın.

*elimi yanağına götürdüm ve alnına düşen saçları ittirerek güzel yüzünü ortaya çıkardım. bir elimle sıkıca elini tutuyorken diğeriyle bir yanağını tek tur okşamış, ardından dudaklarımı hafifçe büzmüştüm.*

dayan, ambulans gelmek üzeredir.

Continue Reading

You'll Also Like

2.9K 137 24
Bay ve Bayan Jeon, 4 yaşındaki kızlarına bakabilmesi için bir bakıcı tutar.
138K 11.8K 44
Pempelere bürünmüş olan kim Taehyung'un sırasına başka bir oturmuştu ve kalkmamakta kararlıydı. Hello kitty #1 21/04/2023 Uketae #2 23/04/2023 Semek...
307K 25.8K 21
möö kook : ödev programın yanındaysa bana da atar mısın? biliyorum, hep senden istiyorum ama, ben dolabıma koyuyorum ve biri alıyor. [ mlm / bxb ] ...
2.5K 309 17
[🏀🧑‍🤝‍🧑] ARA VERİLDİ kim taehyung kuzeni jimin'nin okulda zorbalık gördüğünü öğrenir ve hemen kaydını kuzeni'nin okuluna aldırır ve kuzeni'nin z...