İHANET |TAMAMLANDI|

By YamurTaslak

4.4M 168K 33.6K

Güçlü, her şeyin üstesinden gelebilen, deneyimlediği kötü şeylere ve yaşadıklarına rağmen ayakta kalmayı başa... More

TANITIM
İHANET GİRİŞ 2
İHANET 1.BÖLÜM
İHANET 2.BÖLÜM
İHANET 3.BÖLÜM
İHANET 4.BÖLÜM
İHANET 5.BÖLÜM
İHANET 6.BÖLÜM
İHANET 7.BÖLÜM
İHANET 8.BÖLÜM
İHANET 9.BÖLÜM
İHANET 10.BÖLÜM
İHANET 12.BÖLÜM
İHANET 13.BÖLÜM
İHANET 14.BÖLÜM
İHANET 15.BÖLÜM
İHANET 16.BÖLÜM
İHANET 17.BÖLÜM
İHANET 18.BÖLÜM
İHANET 19.BÖLÜM
İHANET 20.BÖLÜM
İHANET 21.BÖLÜM
İHANET 22.BÖLÜM
İHANET 23.BÖLÜM
İHANET 24.BÖLÜM
İHANET 25. BÖLÜM
İHANET 26.BÖLÜM
İHANET 27. BÖLÜM
İHANET 28.BÖLÜM
İHANET 29.BÖLÜM
İHANET 30.BÖLÜM
İHANET 31.BÖLÜM
İHANET 32.BÖLÜM
İHANET 33.BÖLÜM
İHANET 34.BÖLÜM
İHANET 35.BÖLÜM
İHANET 36.BÖLÜM
İHANET 37.BÖLÜM
İHANET 38.BÖLÜM
İHANET 39.BÖLÜM
İHANET 40.BÖLÜM
İHANET 41.BÖLÜM
İHANET 42.BÖLÜM
İHANET 43.BÖLÜM
İHANET 44. BÖLÜM
İHANET 45. BÖLÜM
İHANET 46.BÖLÜM
İHANET 47.BÖLÜM
İHANET 48.BÖLÜM
İHANET 49.BÖLÜM
İHANET 50.BÖLÜM
İHANET 51.BÖLÜM
İHANET 52.BÖLÜM
İHANET 53.BÖLÜM
İHANET 54.BÖLÜM
İHANET 55.BÖLÜM
İHANET 56.BÖLÜM
İHANET 57.BÖLÜM
İHANET 58. BÖLÜM
İHANET 59.BÖLÜM
İHANET 60.BÖLÜM |FİNAL|

İHANET 11.BÖLÜM

79.1K 2.4K 1.2K
By YamurTaslak

S e v i l i y o r s u n u z 💙

Ela'dan

Sıcak bir ten ve boynuma vuran kordan nefes uykumdan çekip alırken beni gözlerimi kırpıştırarak araladım. Derin bir nefes çektiğimde ciğerlerime dolan erkeksi kokuyla henüz uyku sersemliğimden arınamadan sersemledim. Üzerimde uyuyamaya devam eden adamı görmek için kalkmaya çalıştım. Siyah saçları terden göğsümün üzerine yapışmış dudakları hafiften tenime değiyor değdiği yeri adeta yakıyordu.

Şu anda hissettiğim duyguların hiç birini tatmamış dün gece aldığım zevki hiç bir erkekten buna Asaf'ta dahildi almamıştım. Bir kere tatsan hevesin geçer bırakırsın diyen arkadaşlarımın ne denli yanıldığını yine bedeninde akışkan hale gelmeyi istediğim adamla, beraber olmak için tutuşan bedenimin gönderdiği sinyallerden anlamak zor değildi. Şu an için fark ettiğim durum ise bu adamla milyonkere beraber olsam yine onu isterdim. Bunu kendime itiraf etmekten çekinmiyordum kesinlikle.

Bu anı uyanarak bozmasını istemediğim için geriye doğru uzanıp bacaklarımı bacaklarına doladım ve sıkıca bedenine sarmalandım. O noktamda hissettiğim şey kasıklarıma sızlama olarak geri dönerken sürtünmemek için kendime zorlukla hakim oluyordum. Dün gecenin anıları gözlerimin önüne bir, bir düşerken dudaklarımı ıslatıp dişlerimin arasına alarak ısırdım. Görüntüler altında kıvranmak isteyen bedenimin isteğini köreltmemde hiç yardımcı olmuyor aksine isteğimi daha çok kamçılıyor ve beni tahrik ediyordu.

Bu hissi seviyordum.

Erkekliğinin baskısını hassas noktamın girişinde hissettim. Bedenime titreşimler şeklinde yayılan heyecan dalgasının kıyısına vururken gülümsemekle yetindim. Uykuda bile sertleşen adamı ne denli etkilediğimi görüyor olmak bilmediğim bir şekilde bana haz ve heyecan veriyordu.Alparslan uyku mahmuru sesiyle bir şeyler homurdanarak başını diğer tarafa çevirdiğinde bedenini bedenime bastırarak kıpırdatmış ağırlığının tamamını olduğu gibi zayıf bedenime yükleyerek soluğumu kesmişti.

"Hey."

Uyanmasını istemediğim adamı eğer şimdi kaldırmazsam nefessizlikten altında can vereceğimi düşünüyordum.

"Alparslan." Diye fısıldadım.

"Hım."

"Çok ağırsın nefes alamıyorum." Diyerek konuştum. Biraz daha böyle kalmaya devam ederse gerçekten ölebilirdim. Tepkisiz kalmayı tercih ettiğini ve hala uyumaya devam ettiğini görmemle kolunu dürtükledim.

"Kalkar mısın? Ciddiyim çok ağırsın nefes alamıyorum." Gözlerini hızlıca açıp bir süre boşlukla bakıştı. "Alparslan?" Belimin iki yanında duran ellerinden destek alarak üzerimde doğruldu. Kalkmasıyla beraber çıplaklığımız gözler önüne serilirken başını eğip çıplak bedenlerimize baktı. Hızla alıp verdiği solukları çıplak göğüslerimi mesken tutarken titreşen uzun kirpiklerine bakarak verdiği tepkileri izledim.

"Alpars-"

Keskin gözleri atmaca misali yüzüme tırmanırken, "Ne oluyor lan!" diyerek yüzüme karşı resmen kükredi. Sesi eko yaparak odada yankılanmış benide korkuyla yerimden sıçratmıştı. Muhtemelen kafasında binlerce soru işareti fink atıyor şu anki durumumuzu sorguluyordu.

"Sakin olur musun?" dedim ılıman ses tonumu kullanarak. Bedenini yanıma atıp çarşafı üzerimden çekerek beline sarmış beni açıkta bırakmıştı. Bu durum beni rahatsız etmediği için karşısında anadan doğma bir şekilde çırıl çıplak durmamda bir sorun yoktu. "Sakin mi olayım!" Öfke dolu soluklarını burnundan sertçe bırakıyordu. Gözlerim gerilen sırt kaslarında gezindi.

"Benim ne işim var burada? Hiç bir şey hatırlamıyorum sikeyim böyle işi." Ayağa kalkıp etrafa saçılmış kıyafetlerini toparlayıp giyinmeye başladı. "Siktir ne yaptım ben!" Küfür etmesi ve pis bir şeymişim gibi yüzüme bakması sinirlerime dokunurken sırtımı yatak başlığına dayayıp, "Fazla alkolün yan etkileri bunlar merak etme hayatım. Gün içinde muhteşem geçen gecemizi en ince ayrıntısına kadar hatırlayacaksın." Diyerek her bir kelimeyi vurgulayarak konuştum.

Duraksadı. "Ne demek istiyorsun sen!" diye bağırarak gözlerini yüzüme çevirmişti.

"Ne anladıysan onu canım." Dedim.

"Bunu yapmış olamam!" Hadi ama aynı yatakta ve çırıl çıplak. Tek kaşım emin misim der gibi havaya kalktı. "Çıplak bir şekilde kardeş, kardeş yatmayacağımıza göre?" Ayağıyla makyaj masasının önündeki küçük tabureye tekme atarak "Lanet olsun!" diye haykırdı. "Sikeyim!"

"Bağırma." Yattığım yerden usulca kalkıp yere fırlattığı çarşafı alarak bedenime doladım. "Gördüğün gibi beraber olduk." Söylediklerimle başını hışımla kaldırıp karanlığın fink attığı gözlerini bana çevirdi. Siyahların içinde beliren ateş topunu görüyordum hedefin ben olduğumu bilmemek ise aptallık olurdu.

"Kes sesini tamam mı? Nasıl yaptım hiçbir şey bilmiyorum hatırlamıyorum. Allah benim belamı versin." Ellerini saçlarının arasına geçirip çekiştirdi.

"Nasıl mı yaptın?" Alayla güldüm. Tavrı hiç hoşuma gitmiyordu gitmediği gibi tutarsız hareketleri beni allak bullak ediyordu. "Bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum, ama şunu söyleyebilirim." Alt dudağımı dişleyip göz kırptım. "Zevkli dakikalardı." Seksi olduğunu düşündüğüm gülümsemem dudaklarımın üzerine kuruldu.Fakat bundan etkilenmeyecek kadar sinirli bir adam vardı karşımda. Bu kadar abartmasına, bakireliğini yeni kaybetmiş kızlar gibi davranmasına nasıl yaptım nasıl ettim gibi cümlelerle bana gelmesine gerek yoktu.

Parmağını tehditkarca yüzüme doğru sallayıp, "Bana bak kızım." Dedi. Omuzlarımı dikleştirip burnumu havaya kaldırdım.

"Bakıyorum hayatım." Dedim sinirli halini tiye alarak.

Dişlerinin arasında tıslayarak, "Bana hayatım deme!" dedi.

"Sevgilim?"

"Kapat o çeneni."

"Aşkım?"

"Aşkını sikeyim senin. Benimle dalgamı geçiyorsun sen!" Tutumu karşısında alayla kahkaha attım. Haşin hali bile bir başka olur muydu bir insanın? Cevabın somut hali karşımda duruyordu ama bu hala beni sinir etmeye devam ettiği gerçeğini değiştirmiyordu.

Dudaklarımı büzerken omuz silktim. "Neden bu kadar sinirleniyorsun ki anlamıyorum. Benden etkileniyordun zaten."

"Yok öyle bir şey. Ben sadece sana yardım etmiştim."

"İnkar etme Alparslan."

"Evliyim ulan ben evli."

"Beni becerirken evli olmanla ilgili hiç bir problemin yoktu." Kollarımı göğsümde birleştirip derin bir nefes alıp gözlerimi haşin karası gözlerine diktim. "Zevkten deliye dönmüş bir şekilde ismimi haykırırken, tenimde izlerini bırakırken evli olduğun aklına gelmedi de şimdi mi geliyor?"

"Sarhoştum kapat o çeneni."

"Ah siz erkekler size bahaneden bol ne var ki?"

"Sana sus dedim!"

"Neden doğruları söylediğim için mi?"

"Bana bak kadın doğruların sana kalsın bunu kimse bilmeyecek. Hataydı nasıl yaptım hatırlamıyorum bile yaşandı ve bitti." Hiç bir şey hatırlamadığı benimle bilinçsiz bir şekilde alkolünde etkisiyle beraber olduğunun bilincindeydim. Şu an ne söylesem anlayacak kafada olduğunu sanmıyordum çok öfkeliydi.

"Duydun mu beni?"

"Karına söylemeyeceğim Alparslan rahat ol."

"Söylersen öldürürüm seni." Yumruğunu duvara indirip, " Allah kahretsin senin bir erkek arkadaşın var bense sevdiğim bir karım!"

Omuz silktim. "Olabilir."

"Olabilir mi gerçekten mi?" Başını olumsuz anlamda sallayarak onaysız homurtular çıkarttı. "Ben karımın yüzüne nasıl bakacağım." İşaret parmağımı dişlerimin arasına kıstırıp ısırdım.

"Bunu dün gece koynuma girmeden önce düşünecektin canım. Hem sen dışardan bu kadar korkak bir adama benzemiyordun şu an ne kadar hayal kırıklığına uğradım bilemezsin."

Korkak adamlardan hiç haz etmezdim ve hoşlandığım adamın son derece korkak çıkması beni hüsrana uğratmıştı ne yazık ki. Ben bile kadın halimle Asaf gibi tehlikeli bir adamı karşıma alıp arkasından gizli kapaklı işler çeviriyordum. Ne kadar tehlikeli adam olduğunu bilmeme bire bir şahit olmama rağmen yinede bildiğimi okumaktan vazgeçmiyordum ama Alparslan utanmasa ben karımı nasıl aldattım diye ağlayacak gibi duruyordu.

"Bu korkaklık değil! Ben karımı, canımdan çok sevdiğim kadınıma İHANET ettim!"

"Canından çok sevdiğin karını dün beni altında inletirken unutmuş gibi görünüyordun."

"İkide bir şöyle söyleyip durma sus artık yoksa yemin ederim kadınsın demem seni pişman ederim. "

Kapıya doğru ilerlediğini gördüğümde amacını anlayarak önünü kestim. "Nereye gidiyorsun?" Her şeye rağmen kalmasını istiyordum gün burada bu şekilde sonlanmamalıydı.

"Çekil yolumdan gideceğim."

Başımı olumsuz anlamda salladım. "Hayır."

"Ne demek hayır?"

"Duydun işte hayır. Beni böyle bırakıp gitmeyeceksin buna izin vermem." Burun kemerini sıkarak sinirle güldü.

"Ela, ela. Beni sınama."

"Gidemezsin izin vermiyorum."

"Sen kendini ne sanıyorsun sen kimsin ki senin isteğine göre hareket edeyim." Kolumu tutup canımı acıtacak seviyede sıktı. Gözlerim hissettiğim acıyla dolarken elimi elinin üzerine kapadım. "Seni bir daha görmek istemiyorum anlıyor musun beni? Evini satıyor musun ne yapıyorsan yap o siteden defolup gideceksin." Sırtımı duvara sertçe yapıştırmış, "Sakın ola karşıma çıkma gibi bir aptallık yapma." deyip kapıyı çarparak çekip gitmişti. Gözlerim giden adamın arkasında takılı kalırken kolumun acıyan kısmını ovuşturdum.

"Sen öyle san Alparslan bey ben bunca tehlikeyi göze alıp seninle olmuşken benden kurtulmak o kadar kolay olmayacak."

🌺🌺

Çisem'den

Güz geceye karışırken, gece kendini yeni bir güne bırakırken tünediğim camın kenarında saatlerdir düşünüyordum.

Düşünüyordum.

Düşünüyordum.

Yediğim lafların mı yoksa o lafları bana söyleyenin sevdiğim adam olması mıydı neler yaşadığıma bire bir şahit olmuş olmasına rağmen acımasızca konuşup beni en çok yaralayan ve yıkan? Varlığıma lanet edişi mi yoksa kadın bile değilsin deyişi miydi gururumu parçalara ayıran?

'Kadın bile değilsin' kelimeler tekrar ve tekrar beynimde uğultu şeklinde yankılanıyor canımı ölesiye yakıyor ve onu seven kalbime ıstırap veriyordu. O masaya heyecanla ne umutlarla kızımı kucağıma alacak olmamın sevinciyle yatıp eksilmiş olarak kalkmayı, böyle olmayı ben istememiştim ama bunu insafsızca yüzüme vurmayı Alparslan istemişti. Kimse değil onun için herşeyi herkesi karşıma aldığım savaştığım yinede vazgeçmediğim uğruna annemi babamı ailemi kaybettiğim sevdiğim adam.

'Sana lanet olsun' Dudağıma konan emanet gülüş acının en yalın simgesiydi. Varlığıma lanet edişi beni yıkan ve bir dahada toparlamayan şeydi.

Varlığım onun için lanet edilesiydi, madem ben onun için kadın sıfatını bile taşımıyordum bu evliliğin yürümesinin bir anlamı var mıydı artık emin değildim. Hayatında benim gibi bir kadını istemediğini bana dün yeterince belli ederken gözlerinde gördüğüm tiksinti dolu ifadeyi ise unutmam mümkünü olmayan bir andı benim için. Beynime kazınmış acısı kalbime ulaşmış ruhuma ilmek ilmek işlenmişti nasıl unutabilirdim ki?

Alparslan kalbimi, onurumu ve gururumu paramparça ederek beni hayal kırıklığına uğratmış canımı bile isteye yakmıştı beni istemediğim zorlama bir beraberliğe sürüklemişti. Bunun üzerine ondan duymayı beklemediğim o cümleler kulağımda durmadan zikir edip yüreğime her defasında daha sert saplanırken ben bana yaptığını ve söylediklerini ölsemde unutamaz yiyip yutamazdım.

"Unutamam." Diye fısıldadım tarazlı bir ses tonuyla. Defalarca tekrarlayabilirdim hatta bunu kanıtlamak için daha ilerisine bile gidebilirdim.

Kızım ağlarken beni kendini tatmin etmek için kullanan ona istediğimi acı çektiğimi söylememe rağmen beni buna zorlayan adamı, devam etmesine izin vermediğim için beraberinde gelen öldürücü ve tiksinti dolu bakışlarını hakaretlerini tokattan ağır cümlelerini unutamazdım yok sayamaz hiç bir şey olmamış gibi devam edemezdim. Tüm bunlar aramızdaki her şeyi bitirecek güçte bir nedenken bu olanak imkansızdı.

"Seni affetmeyeceğim Alparslan." Başımı iki yana salladım. "Söylediklerini ölsemde unutmayacağım." Nerede olduğu belirsiz olan adamın yokluğuna kırgınlıklarla dolup taşmış kalbimin sancısıyla haykırdım.

Ağırlaşan göz kapaklarım uyku diyerek isyan bayrağını çekerken gözlerimi ovuşturdum. Bir süredir aynı pozisyonda kaldığı için tutulan bedenimi hareket ettirip camın önünden çekildim, beşiğe doğru ilerleyip uyuyan kızıma baktım. Dirseklerimi beşiğin kenarına dayayıp güzel yüzüne doğru eğilip burnumu yanağına hafifçe sürterek kokusunu içime çektim. Cennet kokusu yüreğimdeki sızının, babasının bende açtığı yaraların acısını silecek kadar güçlüydü.

"Meleğim." Tartışmalarımızdan nasibini almış minik bedeni şimdi uyurken huzurlu görünüyordu. Kızımın huzursuzluk ve tartışmalar içinde kalarak büyümesini istemiyordum, daha küçücüktü bilmesede bağırışlardan etkilendiği bir gerçekti. O benim her şeyimdi canıma can katanım ayakta durabilme sebebimdi. Uğruna vermeyeceğim kızım için yapamayacağım hiç bir şey yoktu.

Derin bir nefes alıp, "Senin için en doğru kararı vereceğim canımın içi." Diye fısıltıyla konuştum.

Bir süre güzel yüzünü izledikten sonra uyandırmamaya dikkat ederek geri çekilip yatağıma doğru yürüyüp üzerine uzandım.
Durup düşüneceğim çok şey vardı lakin başım dün geceden beridir aynı şeyleri düşünüp durmaktan, aynı bulvarlarda yalpalanıp durmaktan başım çatlıyordu. Uyumalı ve biraz dinlenmeliydim uyandıktan sonra akıbetimiz hakkında kızımı da düşünerek daha sağlıklı bir karara varacaktım. Uykuya yenik düşen gözlerim yavaş, yavaş kapanırken daha fazla direnmeden kendimi huzursuz bir uykuya teslim ettim.

Yanağımdaki gıdıklanma hissiyle yattığım yerde huzursuzca kıpırdandım. Yanağımdan şakağıma yol çizen tüy yumuşaklığındaki dokunuşu hissettiğimde kayıtsız kalamayarak gözlerim inanılmaz bir hızda açılmıştı. Karşımda gördüğüm Alparslan'la kalbim normal hızını aşarken yatakta geriye doğru kayıp eline elimin tersiyle vurdum. "Ne yapıyorsun sen?" Gözümün önünü kapatan saçlarımı omuzlarımdan geriye ittim. "Sakın bir daha bana dokunmaya kalkma." Diyerek uyardım sert bir dille.

"Çisem." Mahcuplukla dolup taşan ses tonu da, gözlerindeki pişmanlıkta yüzündeki ifadede umrumda değildi. "Güzelim." Elini yüzüme dokunmak için uzattığını gördüğümde sesimin yüksek çıkmamasına özen göstererek, "Sana bana dokunma dedim! Neden geldin sen ha?" Onu görmemle huzursuzlanmıştım bana dün demediğini bırakmayan adamın hiç bir şey olmamış gibi bana dokunmaya cürret etmesini anlayamıyordum. Ayağa kalkıp karşıma geçerek gözlerimin içine baktı. "Özür dilerim." Dedi bir kaç adım atıp aramızdaki mesafeyi en aza indirerek.

Özür diliyordu!

"Özür mü diliyorsun sen?"

"Çise-" Gözlerimi Yosun'a çevirip baktığımda uyanmamış ve hala uyuyor olduğunu gördüğümde rahatladım. Sırtımı Alparslan'a döndüm. "Aşağı gel çocuk uyanmasın." Odanın çıkışına doğru yürüyüp hole çıktım. Arkamdan gelen adamdan kaçarcasına merdivenleri koşarak inip salona geçtim. "Çisem 'im."

Elimi durması için kaldırdım. "Bana Çisem' im deme!" Elimi çekmeme izin vermeden yakalayıp dudaklarına bastırarak öptü. Ne sanıyordu onca lafı konuşacak çekip gidecek geri geldiğinde bir özrüne kanacağımı mı?

"Bırak!"

"Bırakmam."

"Ne istiyorsun sen benden hala." Başını yana eğerek gözlerini gözlerime dikti.

"Sadece sana sarılmak istiyorum huzur veren sesini istiyorum şefkatini istiyorum." Elimi ellerinin arasından kurtardım. "Bana bencilsin demiştin ya asıl bencil olan sensin. Beni kırıp paramparça et sonra gelip bana huzur ver diyorsun." Yüzümü buruşturdum.

"Kırdığın kadından şefkat istiyorsun."

"Seni üzmek istemedim."

"Üzmek mi? Sen beni paramparça ettin." Tüm itirazlarıma rağmen belimden tutarak beni kendine çekti. "Yemin ederim öfkeden ağzımdan çıkanı kulağım duymadı. Seni çok seviyorum." Ellerimi göğsüne dayayıp kollarından kurtulmaya çalıştım. "Sana çok kötü şeyler söyledim biliyorum ama çok pişmanım."

"Pişmanlığın beni zerre ilgilendirmiyor dokunma bana yeter." İnadıma daha sıkı sarıldı.

"Özür dilerim Çisem."

"İstediğin kadar özür dile Alparslan seni affetmeyeceğim söylediklerini unutmayacağım. Gözlerindeki ifadeyi unutmayacağım. Hiç bir şey bana dünü unutturmayacak yapacağın hiçbir şey kulaklarımı duyan sözlerinin üzerine çizik atamayacak. Özrün pişmanlığın kifayetsiz."

"Gerçek düşüncelerim değildi köpek gibi pişmanım." Hala sarılır pozisyondaydık. O sarılıyor ben sarılmak bir kenarıya dursun dokunmasını dahi istemiyordum. "Kendini kandırma hele beni hiç kandırma."

"Seni seviyorum." Neden sürekli bunu dile getiriyordu, kendini mi yoksa benimi buna ikna etmeye çalışıyordu.

"Senin sevgi anlayışın bu mu? Sana bir evlat vermiş kadına zorla sahip olmaya çalışmak, lanet okumak ağzına geleni saymak kırıp döküp gitmek." Ona gücümün yetemeyeceğini bilsemde beden uzaklaşsın diye elimden geleni yapıyordum. Beni yaralayan bu adamın bana dokunmasını istemiyordum. "Çok değişik sevgi anlayışın var cidden. Ya ben seni çok yanlış tanımışım yada sen değişiyorsun. Çek ellerini üzerimden."

"Beni affet." Gözlerimi kapatıp nefesimi sıkıntıyla bıraktım.

"Seni affetmeyeceğim." Affetmeyecektim!

"Yalvarıyorum."

"Umrumda değil."

"Konuşma böyle kendimi bana çaresiz hissettirme." Yorulmuştum. Çırpınışlarıma ara verip bir müddet soluklandım. Gözlerim donuklaşırken dilimin ucuna gelen kıymıklar canımı acıtarak dudaklarımın arasında döküldü. "Affetmek bir kenara, senden ayrılmayı düşünürken benden seni affetmemi nasıl bekliyorsun Alparslan?"

En çok sevilen İHANET karekteri kim?
Senin karekterin hangisi oyla bakalım...👀❤


Continue Reading

You'll Also Like

217K 11.2K 50
" ... Ancak unutmaman gereken tek bir şey var, seni her daim seveceğime ve kalbimdeki yerinin hiçbir zaman dolmayacağına eminim. Sen benim hayatımın...
329K 20.5K 23
Pembe, uzun straplez elbisesinin içinde, narin boynundaki hediye edilmiş inci kolyesiyle indi merdivenlerden. Merdivenlerin aşağısında, elini korkulu...
UMUTSUZ By 🌙

General Fiction

3.3M 132K 56
Kapak tasarımı için @bsudeee ye çok teşekkür ederim 💜 13.08.2019- Umutsuz'un ilk yayımlandığı tarih
26.5K 1.5K 24
Kararlar neticesinde hiç istenmeyen hayatlara mahkûm edilmiş üç insan. Ronî, Miran ve Zêrav. Yedi yıllık evliliklerinde çocuk olması için çabalayan...