Camelot'un Düşüşü

By CamelotunBekcisi

65K 5.2K 2.5K

Genç kız kimsenin dokunamadığı, dokunanın kılıcın gücü tarafından itildiği kılıca hiç düşünmeden elini attı... More

1. Bölüm-Camelot'a Gidiş
2. Bölüm-Percival
3. Bölüm-Prens Arthur
4. Bölüm-Gaius'a Ziyaret
5. Bölüm-Eğlence
6. Bölüm-Morgana
7. Bölüm-Kaçırılış
8. Bölüm-Lord Byron
9. Bölüm-Kurtuluş
10. Bölüm-Yakınlaşma
11. Bölüm-Turnuva
12. Bölüm-Sir Valiant
13. Bölüm-Yansıma
14. Bölüm-Kleofrdit
15. Bölüm-Kutlama
16. Bölüm-Buluşma
17. Bölüm - Pelerinliler
18. Bölüm-Kavga
19. Bölüm-Nathaniel
20. Bölüm-Kılıç Efsanesi
21. Bölüm-Prenses Dianne
22. Bölüm-Cesur Fare
23. Bölüm-Yüce Şövalye
24. Bölüm-Harita
25. Bölüm-Mağara
26. Bölüm-Ragnor
27. Bölüm-Bedeli Ne Olursa Olsun
28. Bölüm- Sanguis, Viribus, Deus
29. Bölüm-Bir Kardeşi Öldürmek
30. Bölüm-Seni Seviyorum
31. Bölüm-Taverna
32. Bölüm-Anlaşma
33. Bölüm-Kim Ölmeli?
34. Bölüm-Kıskançlık
35. Bölüm-Kadın
36. Bölüm-Gurur
37. Bölüm-Stella Tenebrarum (Karanlığın Yıldızı)
38. Bölüm-Yüce Şövalyenin Yükselişi
39. Bölüm-Bedelini Öder
40. Bölüm-Vicdan Azabı
41. Bölüm-Evlilik
42. Bölüm-Düğün Hazırlıkları
Yoklama
43. Bölüm-Düğün
44. Bölüm - Hapis
45. Bölüm - Ceza
46. Bölüm - Evlilik
47. Bölüm-Sen Bir Şövalye Değilsin
48. Bölüm - Bebek
49. Bölüm - Savaş
50. Bölüm - Mucize Mi, Felakat mi?
Finale Az Kala
51. Bölüm - Çanlar Kimin İçin Çalıyor?
53. Bölüm - 6 Yıl Sonra
Selam
54. Bölüm - Kimsin Sen?
55. Bölüm - Bakıcı
Selamlarr
56. Bölüm - Onu Deli Gibi Özlüyorum ve Bu Beni Öldürüyor
57. Bölüm - Ragnor'un Ölümü
58. Bölüm (Final) - Camelot'un Düşüşü, Avalon Yükseliyor

52. Bölüm - Doğum

342 26 23
By CamelotunBekcisi

52. Bölüm – Doğum

Ragnor, Emery'i eski bir büyücü ebeye getirmişti. Bebeğin doğuma yakın olması onu kurtarmıştı, aşağıdaydı ve kılıç ona değmemişti ama Emery için aynı şey söylenemezdi. Ragnor onu kurtarmak için çok geç olduğunu biliyordu. Bebekleri dünyaya geldikten sonra intikamını alacaktı.

"Bebeği doğurmak zorundasın. Yapacağım her müdahale sana ya da ona daha fazla zarar verecektir." Ebe kadının dediklerine başını salladı Emery. Ragnor onun soğukkanlılığı karşısında şaşkındı, bunu bebeğini kurtarma isteğine verdi. Genç kız acı içinde ıkınırken Ragnor destek olmak için elini tuttu. Nihayet tüm işkence sona erdiğinde odayı bir bebek ağlaması sarmıştı.

Ebe küçük ağlayan kız çocuğunu ellerine verdiğinde Ragnor gülümsedi. Mavi gözleri parlayan bebeği fark ettiğinde donup kalmıştı. Kandırılmıştı. Emery büyük bir heyecanla yarasını umursamadan bebeği kucağına almaya çalıştığında Ragnor'u fark etmemişti. Büyücü ise bebeği geri çekmişti.

"Ne yapıyorsun? Bebeğimi bana ver."

"Bana yalan söyledin." Genç kız kaşlarını çatarak ona bakmıştı. Ragnor ise diğer terslikleri de fark etmeye başlamıştı. Yarası yokmuş gibi davranması normal değildi. Sanki kendi bedeni değil gibiydi. Ki bu doğruydu. Onun bedeni değildi. "Emery ne zamandan beri orada değil?" Emery artık rol yapmayı bırakmış, suratındaki masum ifade yok olmuştu. Kıkırdarken geriye yaslanmıştı.

"Sende en çok sevdiğim şey bu bakışın. Kardeşinin "kardeşin" olmadığını fark ettiğinde de böyle bakıyordun. Bu bakışı öyle çok bekledim ki!"

"Sana Emery ne zamandır ortada yok diyorum!"

"Neden? Seninle bile isteye birlikte olup olmadığını mı öğrenmek istiyorsun? Ah... Güven bana denedim. Sana dokunmayı... Ama kocasına fazla sadıktı, bir şekilde engel oldu. Hala içeri de bir yerlerde. Ama şundan sağ kurtulabileceğini sanmıyorum." Karnındaki kanayan derin yaraya dudak bükerek bakmıştı. "Benim için fırsat oldu. Şu aptal lanet kendime zarar vermeden ona zarar vermemi engelliyordu. Şimdi ise bedenini tamamen ele geçirebileceğim. Soruna gelecek olursak; kılıca dokunduğu günden beri benimdi. Benim kontrolü ele aldığım zamanları unutmasını sağladım. Zavallı, içten içe hep orada olduğumu biliyordu."

"Ama onunla birlikte oldum. Eminim."

"Onlar sadece senin rüyalarındı. Ben sadece görmeni sağladım. Şimdi cevaplarını aldığına göre bebeğimi geri ver." Ragnor yine bebeği geri çektiğinde gözlerini devirmişti. "Ragnor onu senden her türlü alacağım. Küçük hilelerin olmadan bana gücün yetmez." Büyü yapmaya çalıştığında küçük bir kıvılcımdan öteye gidememişti.

Emery kaşlarını çatarken Ragnor kucağında gözleri öncekinden daha çok parlayarak ona bakan bebeğe baktı. Tüm güçleri ona geçmişti. Yüce şövalye bir kız seçerken kendisini gizleyebileceğini sanmıştı. Ama yaşanabilecek bir mucizeyi tahmin dahi edememişti. Sonunda yenilmişti.

"Şuna bak. Umursamadığın ölümü seninde ölümün olacak. Güçlerin ufacık bir bebeğin eline geçti." Ragnor onu öldürmek için bile parmağını kıpırdatmayacaktı. Tüm olaylara şahit olan ebeye baktı. "Onu benim yerime göm." Yaşlı büyücü başını sallayarak onayladı.

"Ragnor! Bana yardım et, ölmeme izin verme. Lütfen en azından bir kez bebeğimi kucağıma almama izin ver." Emery gibi konuşması onu durdurmuştu. "Benim... Emery. Artık hiçbir şey yapamaz. Lütfen..."

"Emery seni öldürmem için yalvarırdı. Kurtarılmak için değil. Tekrar dene." Öfkeli çığlık karşısında duyarsız kaldı. Bir süre gerçekten Emery konuşur umuduyla duraksadı. Tekrar bir ses geldiğinde öncekine göre cılızdı.

"Ragnor..." Hiç çekinmeden sese dönmüş, dolu gözlere acıyla bakmıştı. Tüm bunları hak etmemişti. "Onu bir kez kucağıma alamaz mıyım?"

"Üzgünüm. Güçlerini geri alırsa geri dönecektir." Genç kız yorgun bir ifadeyle başını salladı.

"Onu Arthur'a götür olur mu? Bilmesi gerek. İkisinin de birbirine ihtiyacı var." Ragnor sadece başını sallamıştı. "Ona her şey için üzgün olduğumu söyle lütfen." Genç kız bir şey daha diyecek gibi olmuştu ama susmuştu. Büyücü ise biliyordu. Onu sevdiğini söyleyeceğim, dedi içinden. "Özür dilerim... Senden her şey için özür dilerim." Gözleri büyük bir acıyla kendisinden uzaklaştırılan bebeği izliyordu. Yavaş yavaş yorgunluğa kendini teslim ederken Ragnor'un kucağındaki bebek hissetmiş gibi ağlamıştı.

**********

Arthur pencereden savaşın döküntülerinin temizlenmesini izliyordu. Ağlamamak için inatla savaşan gözleri kıpkırmızıydı. İhanete uğramıştı. Ama haberi yoktu, başka bir yıkıntının arasında ona asla ihanet etmemiş olan sevgilisi ölüyordu. Kapı çalındığında arkasını bile dönmemişti.

"Sadece veda etmek için gelmiştim. Artık prensesin kardeşi olmadığıma göre burada olmam doğru olmayacaktır." Merlin'in tanıdık sesi ona sadece Emery'i hatırlatıyordu. Gitmesi ikisi içinde daha iyiydi. Kötü anıları mümkün olduğunca azaltmanın tek yoluydu. Ondan cevap alamayacağını anlayan Merlin çıkacakken prens sonunda konuşmuştu.

"Sence o ve..." Bebeği söylemeye dili varmamıştı. "Yaşıyorlar mıdır?"

"Bilmiyorum..." Merlin en az kendisi kadar acılar içinde ve bir o kadar sevdikleri insanın merağı içinde olan adama karşı rahatlatıcı ne diyebileceğini bilmiyordu. Muhtemelen bilseydi kendisi için kullanacaktı. "Seni rahatlatacak mı bilmiyorum ama benim tanıdığım Emery çoktan ölmüştü. Biz yaşadığını sanıyorduk sadece Arthur. Çünkü Emery sana asla ihanet etmezdi. Bırakalım geri de kalan kimse Ragnor'un sorunu olsun. Bizim Emery'imiz çoktan gitti."

Arthur dediklerine cevap vermedi. Aylardır bir yabancıyla yaşadığını zaten biliyordu. Ama onu görmek bile içini rahatlatmak için yeterliydi. Şimdi hiçbir tesellisi kalmamıştı. Bir bebek bile.

Merlin bir hoşça kal mırıldanıp çıkacakken telaşla içeri giren muhafızla çarpıştı. "Efendim! Büyücü geri döndü! Kucağında bir bebekle." Merlin ve Arthur'un bakışları birbirini bulmuş, ikisi de hızlıca çıkışa yönelmişti. Kucağındaki Ragnor'la göz göze geldiklerinde kaşlarını çattılar.

"Burada ne işin var?" Öfkeyle kükredi Arthur. Ona uzatılan bebeğe kaşlarını çatarak baktı. Ragnor'la, Emery'nin olan bebeğe.

"Yüce şövalye bana oyun oynamış. Kendisini benden korumak için onunla bağım olduğuna inandırdı. Her şey onun gösterdiklerinden ibaretmiş. Bebek, senin ve Emery'nin. Onu sana geri getirmemi istedi." Arthur anlamazca kaşlarını çattı.

"Na-nasıl yani? Ne demek benim bebeğim?"

"Onu korumam için yalan söyledi. Beni de kandırdı. Onu benim sandım. Durum bundan ibaret. O senin çocuğun." Arthur ona uzatılan bebeğe baktı. Kendi bebeğine. Elleri titreyerek onu kucağına aldığında her şey bir hayal gibi geliyordu. Sanki tüm eksik parçalar tamamlanmıştı. Biri dışında.

"Emery... O nerede? Onu neden getirmedin?" Merlin asıl soruyu sormuştu sonunda. "Bana onu öldürmedim de."

"Hayır. Onu sevgili arkadaşınız öldürdü. Ben sadece ölmesine izin verdim." İkisi de donup kalırken Ragnor yutkundu. Kendisi gözleriyle görmesine rağmen henüz genç kızın ölümünü kabul edememişti. Onlar nasıl edecekti ki?

Arthur kucağındaki bebeğe sıkı sıkı sarılırken Merlin tutamamış gözyaşlarını bırakmıştı.

"Nerede o?"

"Güvendiğim biri onu gömecek. Güvenin bana, ölüsünün bile bebekten uzak olması hepimiz için daha iyi."

"Arthur... Her şey için üzgün olduğunu söyledi. Seni sevdiğini..." Cümlenin devamını getiremeden susmuştu.

"Çok acı çekti mi?" Titrek bir sesle sordu Arthur.

"Kurtulduğuna dair rahatlaması acısını muhtemelen hafifletmiştir. O artık özgür. Böylesi onun için daha iyiydi. Bana kılıcı vermeniz lazım. Onu bu sefer kendimle götüreceğim."

"O pislik... Tamamiyle yok olmadı mı?"

"Keşke bu kadar basit olsa Merlin. Onun ölümüyle birlikte bugün doğan başka bir bebeğe çoktan geçmiş olmalı. Ama eskisi kadar güçlü değil. Bebeğin doğumu bir mucizeydi. Bir şekilde onun tüm gücünü emmiş. Kılıca kolay kolay ulaşamayacak. Sizin bebeğin ölümüyle tamamiyle güçlerini kaybedecek. En azından sorun çıkaramayacak, yok olmasa bile." Arthur gülümseyerek bebeğine baktı.

"Annesi gibi savaşçı. Benim güzel kızım." Ragnor kendisinin zannettiği bebeğe baktı bir süre. Onun gibi olacağına emindi. Kılıç kendisine getirildiğinde acılarını küçük bir bebekle avutmaya çalışan ikiliye baktı. En azından bir tesellileri vardı. Başıyla selam verip yarattığı girdaba girdiğinde ikili küçük prensesle saraya ilerlemişti. Adı çoktan belliydi... Emery.

**********

Genç kız vücudundaki tüm yaraları kapattığında kalan ize baktı. "Güçlü gözüyle baktıklarını büyücünün gücüyle sadece bu kadar oluyor. Bu izle yaşamayı öğreneceğiz Emery. Söz veriyorum, güçlerimi geri aldığımda bunu yok edeceğim." Aynaya sırıtarak baktığında gözlerinin ardında savaşmaya çalışan kıza meydan okudu. Artık tüm güç kendisinin kontrolündeydi. Yerdeki ölü ebeye baktı. Onun güçleri onu çok idare edemeyecekti. Yeni birilerini bulması lazımdı. Sevgili bebeklerine kavuşmanın tek yolu buydu.

"Merak etme annecik. Yakında seni kızına kavuşturacağım."

Continue Reading

You'll Also Like

Tımarhane By Aybüke

Mystery / Thriller

1K 121 18
O, delirmesi için tımarhaneye atılmış bir kadındı. ... Başlama tarihi: 09.01.2023
86.6K 4.8K 46
Operasyon için üniversite öğrencisi rolüne bürünmüş 4 asker... Sevgililerini bu operasyonda yalnız bırakmayan 3 cesur kız... Hiç bir şey bilmeden ar...
52.8K 2.9K 70
Bir kız; kendisinin kurt olduğunu öğrenir. Fakat ailesi kurt değil kurt avcısıdır. Zaman ilerledikçe arkadaşları ve kendisini bekleyen sırlar ortaya...
61.9K 1.8K 79
İşini ailesi gibi gören bi psikolog ve sinirlenince kimseyi tanımayan mafya aşka inanmayan adama aşkı öğreten kadın💖 Ateş ❤️ Ezgi