"Dakika Dakika"

By Zeze1641

288K 10K 9K

Dudakları çok yakındı. Heyecanlandım. Yüzüme basan sıcağa rağmen çekilmedim. Anın büyüsüne bıraktım kendimi... More

One
Two
Three
Four
Five
Six
Seven
Eight
Nine
Ten
Eleven
Thirteen
Fourteen
Fifteen But Zarife°Harun
Sixteen
Seventeen
Eighteen
Nineteen
Twenty
Twenty One
Twenty Two °1
Twenty Two °2
Twenty Three
Twenty Four
Twenty Five
Twenty Six
Twenty Seven
Twenty Nine
Thirty
Thirty- One
Thirty-Two
Thirty-Four 🌟
Thirty-Five
Thirty-Six
Thirty-Seven
Thirty-Nine 🌼
Fourty-One
Fourty-Two°1
Fourty-Two°2
Fourty-Three°Oh SHİT.
Fourty-Five
Fourty-Six
İn another universe
Fouty-Seven
Fourty-Nine
Fifty°1
Fifty°2
Fifty-One
2 Sene 2 Ay 1 Gün 16 Saat
Fifty-Two
Fifty-Three
Fifty-Five
Fifty-Six
Fifty-Seven
Fifty-Eight
Fifty-Nine
Sixty But Wedding
Sixty-two
Sixty-Three
Sixty-Four
Sixty-Five
Sixty-Six
Sixty-Seven But Miracle ✨
Sixty-Eight
Sixty-Nine
Seventy
Seventy-One
Seventy-Two
Seventy-Three
Seventy-Four But F İ N A L
Deva Dump

Fourty-Four

2.7K 146 321
By Zeze1641

Ya no estás más a mi lado, corazón
En el alma solo tengo soledad
Y si ya no puedo verte
¿Por qué Dios me hizo quererte?
Para hacerme sufrir más?

Artık yanımda değilsin tatlım.
Ruhumda sadece yalnızlık var
Ve eğer seni bir daha göremeyeceksem,
Tanrı neden seni sevmemi sağladı?
Daha fazla acı çekmemi sağlamak için mi?

-historia de un amor

Doruksuz gün 1

Kapının kapanma sesiyle tutmayan bacaklarım beni olduğum yere bırakırken saatlerimi yeri izleyerek geçirdim.
Ne yaşandı?
Kabus gibiydi. Birazdan çığlık atarak uyanacak sakinleştirici sesiyle sarmalanacaktım. Başka yolu olamaz.

İçimden 3e kadar sayıp uyanmayı bekledim ama rüya değil gerçekti.
Zaten rüya olma ihtimali yoktu. Benim bilinçaltım Doruk ve beni böyle hayal edemezdi.
Bizi böyle kurgulayacak kadar zalim olamazdı.

Hava kararmaya başlarken duyduğum araba sesiyle irkildim. Koşarak kendimi kapıya atarken arabasını gözümün önünden kayıp gitti.
Bunca zaman burada beklemiş...
Nasıl ki o bana çıkar yüzüğü demesine rağmen çıkarmamışsam, o da git dememe rağmen gidememiş.
Saatlerce ben bu kapının bir tarafında çöküp kalmıştım o bir tarafında.
Tek ihtiyacımız olan aradan o kapıyı kaldırmakken...

İçeri geçip üzerine kapıyı kapatırken kalbim parçalandı. Ayaklarımı sürüyerek odamın yolunu tuttum. Kendimi yüz üstü yatağa bırakırken düşünemiyordum. Hayati becerilerden arınmış gibiydim.
Sadece sesler vardı. Ve görüntüler.

Buz gibi gözleri - ara vermek istiyorum.
Titreyen bakışları - sen de hollanda'ya gidersin.
Uzak mesafe ilişkisi - hah! Hollanda Türkiye arası!
Sarsılan, dağılan yüzü - Daha evlenme teklifi etmemiştin!

Hiç bir şey değiltirmemişti ki teklif. Sadece yaşanacağını bildiğimiz adımları hızlandırılmıştı. Hiç etmese de kopamazdım. Hiç etmese de gidemezdim. Ama cevabı olmayan sorular soruyordu ve benim tutunacak bir dala ihityacım vardı.
Dal elimde kaldı tabii...

Madem öyle çıkar yüzüğünü!

Nasıl... Nasıl diyebilir. Nasıl böyle silip atabilir. Kalbim ilk kez onu böylesine kaybetme korkusuyla sarmalanırken sabahın ilk ışıklarını görene kadar kıpırdanmaya mecal bulamadan yattım sadece.
Fazlasıyla kırgınım.

Doruksuz gün 2

"çok teşekkür ederim ben... Sağolun."

Yataktan kalkamıyorsam iş yerine hasta olduğumu söylemek yalan sayılır mı?

Sayılmaz çünkü yalan söylemiyorum. Sadece fiziksel değil hastalığım. Ruhum hasta. Kalbim hasta.

Ona nasıl git diyebildim?
Keşke sözlerinin kızgın demiriyle kalbimi deşseydi de yine onun kollarında kalsaydım.

Onu kaybetme korkusu bedenimi sarıp sarmalarken onu anlıyordum. O da böyle hissetmişti demek. Asiye hollanda'ya gidiyor dediklerinde o da böyle korkuyla dolmuş, böyle yaralanmıştı.
Ama ayrılsak ölürdük biz. Neden bu ihtimali düşünmüştü ki.

Asiye benim için farklı mı sanıyorsun?

Ailesinden hediye uçak biletini gördüğümü hatırladım. Eğer gitseydi, ona kızmazdım.
Gitmesi beni mahvederdi ama bunu kaldırabilirdim. Çünkü... O iyiyse bu hayatta ayakta kalmak için bir dayanağım var demektir.

O da böyle düşünüyor.
Ya gerçekten... Gerçekten benim iyiliğim için benden vazgeçerse.
Ya onu kaybedersem?

Doruksuz gün 3

Her şey benim suçum.
O aptal başvuruyu neden yaptım ki?

'asiyecim ben senin de başvurmanı bekliyordum. Ortalaman yeterli. Sosyal desteklerin de var.'

'ben gitmeyi düşünmüyorum hocam ama sağolun.'

'neden düşünmüyorsun? Bu azımsanacak bir şans değil'

'aynen asiye ya... Zaten baksana. Sayılı insan götürüyorlar. Çıkmaz bile. En azında şansını denersin. Hem bakarsın...'

Yapacağım şey çok basitti.
Ben gidemem diyecektim.
Zamanında onlara söyleyecektim ve Doruk'a bunu ispatlamak zorunda kalmayacaktım.
Onun kalbini parçalamayacak ilişkimizden şüpheye düşürmeyecektim.

Madem başvurdum en azından tepkisinden korkup da susup kalmayacaktım.
Koktuğum şey ters bir tepki vermesi de değildi. Onu kırmaktan korkmuştum.
Ama konuşup çözebilirdik. Aynı dün de çözebileceğimiz gibi...

Bir gün açığa çıkacağını tahmin etmeliydim.
Tüm bunlardan sonra benim için çabalayan sevgilimin karşısına geçip onu yaralayacak şeyler söylememeliydim.

Hepsi benim suçum. Ben aptalın önde gideniyim.

Doruksuz gün 4

Her şey Doruk 'un suçu.

Ne yaşanırsa yaşansın nasıl yüzüğü çıkar der.
Nasıl ayrılmaktan söz eder.
Bu kadar kolay mı?
Sinirle kesitip atılacak bir mevzu mu ilişkimiz?
Belki de ayrılmak bu kadar kolay geldiği için gitmeyi düşünmemi söyleyebiliyordu.
Asla bunu söylememeliydi.
En kolay engelde çıkar demek için mi taktı yani yüzüğü?
Çıkarıp kafasına atsaydım görürdü gününü.
Geri dönülemez şeyler söyledi.

Her şey Doruk'un suçu.

Doruksuz gün 5

Gelmiyor. 5 gün oldu. Doruk eve gelmiyor.

Belki benden gerçekten vazgeçti.
Tuvalet ve sadece gurultusu bastırmak adına ağzıma tıktığım birkaç lokma yemek hariç ilk kez yataktan çıktım.
Boy aynasının önünde kendime bakıyorum. Birbirine girmiş saçlarıma,çökmüş göz altlarıma.
Gerilip soyduğum için yara olan dudaklarıma...
Ben ben değilim. Ruhum çekilmiş. Ruhum Doruk'la gitmiş.

Telefonum çaldı. Ömer arıyor. Yine açmadım. Kapıya geldi kapıyı açmadım. Mesaj sadece.

-iyiyim beni rahat bırakın.

Açmıyorum ama her seferinde bakıyorum. Doruk olabilir çünkü. Değil ama.

Bu kadar istiyorsan sen ara.

Olmaz aramam. Bana yüzüğü çıkar dedi. Ondan nefret ediyorum asla aramam.

Peki sen çok mu masumsun?

Kendimden de nefret ediyorum.

Doruksuz gün 6

6 gündür uyuyamıyorum. Güneş ışıyana kadar dönüp duruyorum. Yastığındaki kokusu silindiği için uyumak daha da zorlaşıyor. Şu an her neredeyse kokusu yeni yastıklarda siniyordur eminim.

Keşke sadece başının altında bi yastık olsaydım.

Hava aydınlanmaya başlarken uykuya dalmadan ziyade sızmaya benzeyen bir şey oluyor. Kabusla sıçrayana ve yanımdaki boşluğunu fark edene kadar.

Onu deli gibi özledim.

Su almak için mutfaktayken açılan kapıyla bardağı düşürüyordum az kalsın.

"asiye! Nerdesin?"

Ayaklarım beynimden komutu almadan sese doğru koştu ama korıdordaki karşılaşmayla olduğum yere sabitlendim.

Ömer, berk, aybike... Hayır başka gelen yok.

"ne işiniz var burda?"

"seni görmek istedim artık."

Ömer yanıma gelip beni kollarının arasına alırken durdum sadece. Ben ona sarılmadım. Sarılsam ağlardım. Ağlarsam duramazdım.

"anahtar nereden çıktı?"

"şeyden aldık..."

Berk söze başladı ama üzerine dönen delici gözlerle sustu. Anlamıştım zaten.
Doruk'tan almışlardı. Ondan gelen bu anahtarlığı cennetten çıkma bir parça gibi avucuma alırken beynime vuran fikirle gözyaşlarım akmaya başladı.

" anahtarını... "

Nefesim kesilmişti. Elimi göğsüme bastırdım.

"anahtarını mı yolladı? Ömer dönmeyecek! Her şey bitti ömer!"

Galiba panik ataktı.
Yada sinir krizi.
Ya da anksiyete nöbeti.

Ömer kollarını sıkıca bana sararken söylediklerini duyamıyordum.

"ömer onu kaybettim... Ben kaybettim."

"asiye! Duyuyor musun? Asiye!"

"git dedim... Gelmeyecek bir daha. Kaybettim."

Sertçe sarsılınca yüzüne baktım.

"anahtarını yollamadı. Senden haber alamadığımızı öğrenince eve girelim diye verdi. Kapıyı açmıyor dedim o yüzden. Sakin ol kurban olayım."

İnanmakla inanmamak arasında yüzünü inceledim ama doğruyu söylüyordu.

"senin için endişelendiğinden verdi. Ne vazgeçmesi. Gel buraya."

Beni çekiştirerek koltuğa oturttuğunda bedenimi tutamayıp uzandım. Başım ömerin dizlerindeyken sakince saçlarımı okşuyordu.

Berk üzerime ince bir çarşaf örttü. Aybike sakinleşmem için bitki çayı yaptı.
Dördümüz çıt çıkmadan salonda otururken günler sonra bilinçli olarak uykuya daldım.

---

"Aybike sence kahve nerde?"

"şu kapağa bak."

"yok bitmiş kavanoz boş."

Gözlerimi aralayıp konuşmaları, kim olduklarını idrak etmeye çalıştım.
Avucumda sıkıp uykuya da onunla daldığım anahtar gürültüyle elimden kayıp yeri boylarken bana döndüler.

"günaydın canım."

Ömer elleriyle saçlarımı arkaya atıp sevdi.
Ağır ağır doğruldum. Demek başıma 3 kişiyi toplayacak kadar kötü durumdayım ha?
Yine de sonunda uyuyabilmek iyi gelmişti. Zihnim durulmuştu.

"asiye kahven nerde tatlım ya?"

"filtre kahve bitmişti. 3ü 1 arada ver çekmecede."

Yüzünü buruştursa da ses çıkarmadı.
Ta ki çekmeceyi açana kadar.

"oha fındıklı 3ü1 arada mı?"

Kahkaha atarken çatık kaşlarımla onu izledim.

"ortaokuldan beri içmedim bundan. 2015ten sonra üretimi durmuştur sanıyordum. Ama kabul bi ara baya meşhurdu."

Ayaklarımı sürüyerek mutfağa geçtim. Başım çok fena ağrıyordu ve acilen ağrı kesici içmeliydim.

"kapa çeneni berk!"

Aybike normal davranmakla hassas olmak arasında gidip geliyordu anlaşılan. Gözlerimi devirerek berk'e döndüm.

"kusura bakma berk royal zevklerini tatmin edemediğim için."

Sessiz kalıp çekmeceleri kurcalarken tekrar sataştım.

"neye bakıyon lan 3ü1 arada var 2si1 arada var neye bakıyon?"

Dudağının kenarı kırılırken kolunu omzuma attı ama fazladan bir kol dahi taşıyacak gücüm olmadığı için çekildim.

"tatlım ne zamandır temizlemiyosun bu evi? Her yer toz."

"pardon berk! Tozla falan uğraşacak durumda değildim günlerdir."

"oğlum ne gerzek gerzek konuşuyon?"

Ömer berk'i çekiştirip yanımdan uzaklaştırdı.

"gören de kendi tertemiz sanacak"

Dedi Aybike.

"ay aybik ne pisliğimi gördün?"

"çok pisliğini gördüm de berk, herhalde senin bahsettiğinle aynı kategoride pislikler değil onlar."

"dur asiye napıyorsun!"

Ömer ağzıma götürdüğüm elime vurunca hap yere yuvarlandı.

"ağrı kesici -"

"aç karnına olmaz. Gel bir şeyler yiyelim."

"tamam yerim. Siz gidin artık."

Berk ofladı.kovulmaya alışık değil belli ki.

"asla gitmem tatlım. Yediğini görücem önce."

"sonra?"

Berk sorumla ömerlere döndü.

"sonra gideriz herhalde. Yani kovuyorsan.."

Kaderimi kabullenmiş gibi başımı sallarken mırıldandım.

"evden kovmaya alışığım bu aralar. Sorun yok."

Doruksuz gün 7

Tam bir hafta.
Sesi olmadan.
Kokusu olmadan.
Bana gülmeden.
Nefes alamadığım bir hafta.

Kalbimin üstündeki ağrı yüzünden odada gezinirken komodindeki resmimizi aldım elime.
Yıl sonu organizasyonundandı. Mavi elbisemle koltuğunun altında kocaman gülümsüyordum.
Çerçevenin kenarındaki toz elime bulaşırken berk'in haklı olduğunu fark ettim.
Bir haftadır bırakın ev temizliğini yataktan çıkmamıştım ki bu da tüm tozları açıklıyordu.

hatıralarına bile iyi bakamıyorum sevgilim...

Anlık gelen güçle temizlik malzemelerini çıkardım.
Evden ettiğimiz kavganın izini söküp atarcasına her yeri temizlemek istiyordum.
Arka fona açıp koyduğum radyoda şarkılar ardı ardına çalmaya başlarken kafamı vermesem de dinlemeye çalıştım

Beynimin içinde Dorukla konuşurken evi süpürdüm-
Kavga ederken sildim-
Kavgayı kendim kazanırken bulaşıkları yerleştirdim-
O kazanırken çamaşır yıkadım-
Sarılıp ağlarken toz aldım-

Evde her şeyin üzerinden onsuzluğu atmak istiyordum ama inkansızdı. Artık duvarlarda sesi yankılanmalı,gülüşü evi ısıtmalı. Artık geri dönmeli.

Geri dön geri dön, ne olur geri dön
Uzanıp tutuver elimi bir gün
Utanır diyemem ne olur geri dön

İç sesimle aynı anda konuşan sezen aksu kalbimi ele geçirirken derman kalmayan dizlerimin üzerine çöktüm.

Sen de özlemedin mi artık Doruk. Hala dönmeyecek misin sevgilim?
Biz ayrıyken nasıl iyileşeceğiz?

---

"Tamam kirli dedik de, bir gün de de bu kadar temizleyebileceğini düşünmemiştim."

Dünki kontrol ekibi yine eve dolarken bıkkınlıkla oturuyordum sadece.

"cidden asiye , bu kadar temizlik sağlıklı mı acaba?"

"sence ben sağlıklı mıyım Aybike?"

Aybike elini dizime koyarken burukça gülümsedi. Verecek cevabı yoktu.

"yani ne zamana kadar... Sen burda böyle. O orda öyle..."

"ne olmuş ona?"

Ömerle birbirlerine baktılar. İzin verir gibi kafasını salladı ömer.

"yani asiye. Senden farkı yok. Ruhu çekilmiş, sanki erimiş... Bilmiyorum. Gözleri aynı senin gibi . kıpkırmızı ama içi boş sanki."

"yeter tamam."

Ayaklanırken sert sesim odada yankılandı.
Duymaya takatim yoktu. Kalbim kaldırmazdı.

Kendi canımın acısına katlanabilirim ama onunkine katlanamam.

Arkamdan seslenişlerini umursamadan mutfağa attım kendimi. Gözyaşlarımı burada akıtmak istiyordum içime.

Kendimi sıktığım için yanan boğazımla su almak için sürahiye uzandım. Keşke içimdeki yangın da şu suyla geçip gitse.
Ağlamaya başladığım için net göremediğim sürahiyi tezgaha koymaya çalışırken oturtamayıp düşürdüm.
Koca sürahi tuzla buz olurken telaşla yanıma gelip beni çıkarmaya çalıştılar.

"asiye dikkat et! Cam her yer. Aybike terlik getir!"

"nerde terlik? Asiye dur!"

Bağırışlarını umursamadan dizlerimin üstüne çöktüm.
hıçkırarak ağladığımı duyunca susup bana baktılar.

"asiye niye ağlıyorsun?"

Berkti. Sesi hiç olmadığı kadar şefkatliydi.

"kırıldı... Benim yüzümden çok kırıldı. Parçalandı sürahi. Benim yüzümden.... Hep benim yüzümden.darmadağın oldu. Çok üzdüm onu... "

Hıçkırıklarım cümlelerimin arasına girip beni sarsarken camı,suyu önemsemeden yanıma geldi berk.

Kollarının arasına çekti beni. Başımı omzuna yaslarken hıçkırıklarım dinene kadar benimle orada kaldı.
Bedenim kendini tutamadan kolları arasına yığılırken duyduğum son şey ömerin sesiydi.

"eeh yeter artık. Ben bu işe el atıyorum!"

---

"Doruk?"

Aniden kapı açılınca kafamı yastığın altına soktum.

"uyanıksın biliyorum. Hiç boşuna saklanma."

Kapalı perdeyi sıyırırken aydınlık içeri doldu.
Camı araladı melisa. Camın önündeki küllüğe baktığını biliyordum. Çaktırmadan saymaya çalışıyordu. Çok içmediğime emin olmak için. Ama istesem de çok içemezdim çünkü cebimdeki tek paketimden başka kaynağım yoktu ve en son istediğim şey evden çıkmak olduğu için yenisini almıyordum. Galiba ömer'in bahsettiği kriz durumlarının arttığı ve bana her şeyin mübah olduğu duruma gelmiştik.
Kafamdaki yastığı kaldırırken oflayarak sırtımı döndüm

" rahat bırak beni melisa."

"daha ne kadar bırakayım? Bir haftadır 1 kere çıktın odandan. O da ömere anahtarı vermek için."

Ömer'e anahtarı vermeyip napacaktım? Ben telefonlarımı açmıyor eve geldiklerinde de yanlarına çıkmıyorum ama yanıma gelen halimi görüyordu.

Oysa asiye eve kimseyi almayıp telefonlarını da açmıyormuş.

Güzelim ne halde acaba?

Ömer eve girip iyi olduğuna emin olabilsin diye vermiştim anahtarı. Eğer kötü olsaydı benim yüzümden başına bit şey gelseydi, napardım?

"noldu bıktın mı benden?"

"saçmalama abi. Ama iyi değilsin. Hatta berbatsın. Ne kadar sürecek bu?"

Konuşmaya gücüm olmadığı için omuz silktim sadece.
İşlevini yitirmiş bir beyin, ayakta durmaya gücü olmayan bir bedenle cesetten farksızdım. Ya gerçekten onu kaybedersem?

"yanlış anlama istediğin kadar kalabilirsin ama... Ne zamana kadar eve dönmeyeceksin?"

"söylemiştim. Beni kovdu melisa. Şimdi elimi kolumu sallayarak gidemem."

Seni kovdu, peki hak etmemiş miydin?

Telefonuma bildirim gelince melisa doğruldu ama umursamadım. Sonuçta asiye değildi. Asla inadı bırakıp yazmazdı ki, yazmasını hak ediyor muydum emin değilim.

Onun canını yakmak istememiştim. Sadece bir şansı olsun istemiştim ama ikimizi de yaraladım...

Yatağın kenarına çöküp ellerini saçlarımda gezdirirken gözlerimi yumdum. Hak ediyor muyum bilmiyorum ama şefkate çok ihtiyacım var. Mal gibi yatıp bu halimle onlara da acı veriyorum anca.

"iyi değilsin..."

"biliyorum."

Oflayarak yanımdan kalkmadan önce yanağıma bir öpücük bıraktı.

"artık bu işe el atmanın vakti geldi!"

---

Bu bölümü yazmak çok zor gelse de gizli bi zevk aldım yalan yok. Hatta bir bölümde de günleri Doruk 'tan yazmak isterdim ama sıkmasın diye sonda toparladım gibi.

En çok kime üzüldüğüme hala karar veremedim ben bu arada, sizin de dediğiniz gibi ikisini aynı anda seviyorum cmrkcmjdnxjfj

Uzattıımmm öpüp kaçıyorum <3

Continue Reading

You'll Also Like

136K 703 6
mesleğini eline alamayınca kendini barlarda escort ilan etmiş bir kızın aşk hikayesi...
11.3K 316 25
Acemiyim..Koynuma aldigim duygularimla daha senin rengini verdigine inandigim askimi ariyorum hayat durusumda.. Hic beklenmedik bir anda hayatiniz bi...
2.3K 314 9
yeonjun sirrini biliyorum
3.6M 132K 73
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...