Two

6.3K 160 10
                                    

Sessizce odaya girdim. Hala uykuda olduğu derin ve sakin nefesinden belliydi. Parmak uçlarımda yatağın kenarına geçip ağırlığımı verdim. Umarım hemen uyanmaz da biraz yüzünü seyrederim.

Rahat ifadesindeki tüm detayları inceledim. Gözlerinin kenarındaki çizgileri, yüzüne düşen bi tutam kıvırcık saçı, kirpiklerini... Kirpikleri nasıl bu kadar uyumlu yan yana gelebilirdi. Gözlerine şiir yazılmıştı sanki. Bakışlarımı fark ediyor gibi kıpırdadılar. Uyanacağını anladım.
Gözlerim dudaklarına kaydı. Bu kadar yakında bu kadar masumca durması nefesimi kesti.
Ufak bi boğaz temizleme sesiyle irkildim. Uyanmıştı, beni kızarmış yanaklarla dudaklarını seyrederken yakalamıştı. Utansam da gözlerini görünce içim ferahladı.

"Ne zaman geldin? "

"az önce. "

Huzurumuzu ürkütmemek için sessizce konuşuyorduk. Madem uyandı yatağa biraz daha yerleşip sırt üstü yattım. Yanındaydım ama rahatsız etmiyordum. O bana ne isterse yapabilirdi ama olacak her şeyin kontrolünü ona bıraktım.
Kafasını yavaşça kaldırıp omzuma koydu. Böyle şeyleri kendi istediği için yapması hoşuma gidiyordu.

"kalbin niye bu kadar hızlı atıyor? "

Haklıydı. Utanmasam dışarıdan duyulacaktı. Ama uyurkenki masumluğun başımı döndürdü diyemezdim ya. Sakince ona dönüp önce saçlarını öptüm sonra da gözlerini.
Kederli bi gülüş çöktü suratına. Bir şey düşündüğü belliydi. O bana düşüncesini açana kadar biraz önce gözlerimle keşfettiğim yüzünün tüm ayrıntılarında parmak uçlarımı gezdirmeye başladım.

"Gözlerimden öpme"

"Neden?"

Rahatsız olmuş iyi mi.

"hayır hayır. Şarkı. Zeki Müren'in. Bilmiyor musun?"

Bi kaç saniye yüzümü inceledi.

"gözlerimden öpme ayrılıktır, derdin. Öpmedim. Ayrılmadık mı?"

"nası ya, şarkı mı bu"

Usulca başını salladı. Ayrılıktır...

"pek beğenmedim"

"Allah Allah, koskoca zeki Müren söylemiş de bizimki beğenmemiş."

"her halukarda ayrılmışlar ama. Üzücü işte."

Gülümsedi. Gülüşü güneşe benzerdi.
İçim ıpılık oldu gülüşüne.

"hiç izlediğin, dinlediğin bir şeyden etkilenmez misin, onun gibi işte. Aklımda kalmış sadece"

"etkilenirim tabi.... Hatta bu ara izlediğim bi dizi var. Oradan duyduğum Bi fikir çok hoşuma gitti ben de sana anlatayım diyordum"

Kolunu altında alıp yükseldi. Tam yüzüme bakabiliyordu böylece. Beni dinlemesi, önemsediğini hissettirmesine bir daha aşık oldum.

"neymiş?"

"paralel evrenler"

"ney?"

Güldüm usulca, bunu beklemediği belliydi.

"bak şimdi. Bir sürü paralel evren var diyelim. Hepsinde de bi tane ben. Bi tane sen tabii. Sonsuz tane... Ne zaman bir seçim yapmamız gerekse, diğer versiyonumuz da öteki seçeneğe gidiyor. Böylece her şeyi yaşıyoruz. Aslında istediğimiz her şeye sahibiz."

Kaşlarını kaldırarak gülümsedi. Fikri sevmişti.

" sonsuz tane biz mi var yani"

"hem de sonsuz evrende. Mesela ben sana bakıyorum ya sonsuz tane doruk'un kalbi çarpıyor. Böyle uzanıp seni izliyorlar. Basit Bi farkla ama mesela ne bileyim orada perdeler falan sarı sadece. "

"sarı mı?sevdim bunu. Ama... Bilemedim"

Biraz düşündü. Hafif çattığı kaşları ile ciddi çehresine baktım.

"inanıyor musun peki buna, gerçek olabilir mi sence "

"büyük ihtimalle değil"

"e o zaman? "

"olsun, varlığına inanmayı seçtim, sevdim bu fikri çünkü, senin de hoşuna gitmedi mı?"

Biraz sustuk aklıma gelen fikir bile heyecanlandırırken aklımdakini icraate dökmeye karar verdim.

"mesela sen şimdi beni öpsen..... Binlerce asiye, binlerce Doruk heyecanlanacak, yüzbinlerce kalp atışına sebep olacak... "

O şımarık genç kızlardan değildi. Bir kararı verirse kendi verir, kimsenin otoritesine girmez, sonuçlarına göğüs gerer ama sınırlarını da kendi çizerdi.
Bu bilinçle karşımda biraz beni süzdü. Kararlı ama heyecanlı bi ifadeyle yüzüme eğildi. Dudaklarını yanağıma değdirip masumca öptü.
Çekilseydi tuttuğum nefesimi bırakırdım ama gitmedi. Yanağımda dururken saçları yüzüme döküldü, kokusu burnuma doldu. Nefesini bıraktığında sıcaklık yanağımı okşadı. Sesli şekilde tutkunum. Gülümsediğini hissettim

"binlerce Doruk heyecanlandı mı?"

Konuşacak durumda değildim. Gözlerine baktım. Lütfen beni şimdi öp asiye...
Öldürücü bi yavaşlıkla yaklaşıp yanağımın dudağıma en yakın yerini öptü. Nefesim kesildi. Elimi yanağına koyup yüzünü karşıma sabitledim. Bu sefer dudaklarımı öptü. Tepki vermeden öpüşünü hissettim. Ürpermiştim. Uzaklaşırken izin vermeden bu sefer ben yaklaşıp dudaklarını buldum. Aşkımı özlemimi arzumu belli edene kadar sakince çıldırtıcı bi sıcaklıkla öpüş sardı bizi.
Hamlelerim sertleştikçe nefesleri hızlanıyordu.kendini çekmek istediğini anladığımda dudaklarımın arasında olan alt dudağını sıkıştırdım. Biraz dudaklarımın arasında ezip yumuşak bir öpücükle bıraktım. Yüzü kıpkırmızıydı.

"binlerce asiye binlerce doruğu binlerce kez öldürüyor."

"Dakika Dakika" Where stories live. Discover now