Nineteen

4.5K 154 91
                                    

NNEEEE 20 bin olmuşuuuuzz!!! Siz bal mısınız?
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum kabul edin. İyi kii varsınızz.
Çooooook seviyom. 20bin kez öpücükler <3

---

Uyandığımda gözlerimi açmadan dün gece yaşananların rüya olmamasını diledim. Günlerdir içimde biriken sıkıntının dağılışının,Asiye'ye kavuşuşumun, onu kendimden uzak tutarak canını yakışımın son buluşunun gerçek olmasını istiyordum.

Korkarak gözlerimi aralarken karşımdaki güzelliği ile nefesim kesildi.
Onu kollarımın arasına çekip uykuya devam etmekle kalkmak arasında kaldım. Kalbim delice yanında durmak istiyordu ama sesizce giyinip evden çıktım.

Sabah henüz erken olduğu için pastaneden yayılan sıcak simit kokuları sokağı sarıyordu.
Kahvaltı için sıcağından simit ve poğaçalar alarak yoluma devam ettim.
Daha dükkanı yeni açan zarife abla sokağın başında beni görünce gülümsedi.

"günaydın zarife abla!"

"günaydın günaydın. Hayırdır rüyanda mı gördün?"

"çiçek alacaktım."

Beni süzdü biraz. Neden yaptığını anlayamadığım için kaşlarımı çattım.

"evden çıkıyorsun demek artık?"

Nasıl yani? Biliyor muydu? Bu kadın büyücü falan mı?

"nasıl yani abla?"

Elini boşver anlamında havada salladı. Elimdeki poşet aklıma gelince içinden sıcak bi simit çıkardım.

"bu arada bunu da sana almıştım. Erken daha kahvaltı yapamamışsındır."

Elini kalbine bastırdı.

"aaa ne zarif çocuksun sen."

Asiye'nin huyuydu bu. Elindeki şeyi hep paylaşmaya çalışırdı.

"asiye 'den alıştım hep.zarifsem yani... Ondan almışımdır."

"asiye he. Senin sevdicek. Sahi o nasıl oldu?"

İsimlerimizi öğrenmeye hiç hevesi yoktu. Ama asiyeyi böyle sorması dikkatimi dağıttı.

"iyi abla... Niye sordun ki?"

Tamamen bana dönüp derin bakışlarını gözlerime dikti.

"geçen bana uğradı. Canı sıkkındı belli ama bi çay içmeye bile kalamadı."

"neden kalamadı? "

"seni evde yanlız bırakmak istemiyormuş. Bebek gibi üzerine titriyor resmen güzellik. 10 dakika daha ayrı kalmamak için çıkıp gitti."

Sözleri göğsüme oturdu. O yanımda olmak için böyle şeyler yaparken ben ondan kaçmıştım. Kafamı sikeyim bu da benim çözüm yolumdu işte.

Yola bak.

Zarife ablaya mahçup mahçup bakıp konuştum.

" ya abla. Özür çiçeği almaya gelenlere kızıyorsun ama bana da güzel bi gönül alma buketi yapsak?"

Elini omzuma koyup sıktı.

"ben normalde umursamayıp da mutlu etmek için önce üzmeyi bekleyenlere kızıyorum. Sabahın köründe gözünü çiçekçide açanlara değil. Sen geç şöyle de yapalım bir şeyler."

----

Zarife ablayla göze de hoş gelen heybetli bi buket yaptık. Bana öyle gelmiyorsa eksik para alıyordu. Giderken sırtımı sıvazlayıp" böylesi benim de işime gelir" dedi. "siz mutlu oldukça daha çok çiçek alırsın değil mi?" sanırım bizim onu abla olarak görmemiz gibi o da bizi kardeş gibi sevmişti.

&quot;Dakika Dakika&quot; Where stories live. Discover now