Fourty-Nine

3.4K 151 519
                                    

Bölümü kendime dg hediyesi yolluyorum!
Kişinin herkes için en iyisini düşünüp kendini atlaması haksızlık bence.

Vveee okuma hanesinde görülen 80k'lı sayılara sebep olan bebişlerim...
Teşekkürler!
Çok seviyorum ya :')
____

"Asiye kalk aşkım kalk!"

Gözleri aralandı. Buğulu bakışları altında ne yapacağımı şaşırdım. Gözleri kayıp tekrar kapanırken korkuyordum. Hasta birine hiç bakmadım ki!
Hele de bu kadar hasta. Gözlerini açmaya bile hali yok gibi...

"asiye? Asiye hastaneye gidebilecek misin güzelim?"

Gözleri hala kapalıyken sarsmamla iki yana salladı başını. Çok geçmeden yine sızmıştı.
Ateşi varken napılır?

Üzerindeki yorganı tamamen alırken kucakladım onu. Teni o kadar sıcaktı ki ellerime değen yerlerinden alev alacak sandım.
Havasız yatak odasından çıkarıp salondaki kanepeye getirdim. Başının altına bi yastık, üzerine yorgan- ay saçmalama zaten sıcaktan kaçıyoruz.

Hemen yatak şekline getirince büzüldü. Ufacık bi top gibi kalırken serinletmenin yolunu aradım.
Camları ardına kadar dayadım ama yaz akşamıydı işte. Hava bile sıcaktı. Boynuna dolanıp sıcaklığını arttıran saçlarını toplamak için toka aradı gözlerim. Bileğimde takılıydı zaten her zaman bir tane. Onunla bağlayarak yattığı yerden toplaması çok zor olsa da tepesinde birleştirip yüzünü kurtardım. Cılız seslenişi dağınık dikkatimi üzerine topladı.

"Doruk"

"efendim asiye söyle?"

Kanepenin yanına diz çöküp konuşmasını bekledim ama bırakın konuşmayı uyanık bile değildi. Sadece sayıklıyordu.

Napıcam şimdi napıcam?

Dur bakalım. Kademe kademe.

Sürekli sayıklıyor. Sadece iki kelimeyi. Doruk ve soğuk.

Onu doktora götürmem gerekiyor ama buna hali yok ki. Neredeyse baygın yatarken nasıl götürecektim, daha çok yorulursa nasıl düşecekti ateşi?

Ne yapacağımı şaşırmış onu süzerken telaşımı bi kenara koyup beynimi çalıştırdım. Şimdi paniğin sırası değil.

Google>ateş nasıl düşürülür?

Odayı serinletip okuduğum bilgiler sayesinde suya ihtiyacı olduğunu fark ettim. Elimde bardak kafasını kaldırmaya çalışırken kurumuş dudakları ile suyunu içti. Gözlerini açmasına yetecek kadar rahatlattı bu onu.

"asiye duyuyo musun güzelim?"

"üşüyorum çok."

Elim saçlarını okşarken sıcak alnını yokladım. Pek bi düşüş yok gibi.

"biliyorum canım. Ateşin var. Hastaneye gidebilecek misin?"

Başını iki yana sallamaya çalıştı ama buna bile gücü yetmemişti. Tekrar sızarken acilen ilaca ihtiyaç duyduğumuzun farkındaydım.

"asiye hemen geliyorum tamam mı? Hemen."

Duymuyordu. Uykudaydı.
Koşarak komşumuz arzu ablanın kapısını çaldım. Merdivenlerden inen patırtılı ayak sesleri ardından aralanırken çığlığı bastı Furkan.

"DORUK ABİ! DÖNMÜŞSÜN."

odaklanamadığım bu ayrıntı güldürdü beni keyifle. Ta ki evde sere serpe yatan sevgilim aklıma gelene kadar.

"döndüm abicim döndüm. Ama şimdi çok önemli bir şey var. Anneni bi çağırsan?"

Küçük adımlar tekrar uzaklaşıp annesiyle dönünce durumu açıkladım. Ateşini düşürücü ilaçları aldım.

"Dakika Dakika" Where stories live. Discover now