Sixty-Eight

2K 108 95
                                    


Abrazarte
Esperarte, adorarte
Tenerte paciencia
Tu locura es mi ciencia

-Carla Morrison, Disfruto
(daha anlamlı çok az şarkı dinledim 🌠)
•••

"şimdi duyabilecek miyiz kalp atışını?"

"önce bi uzanın da."

Çantasını ve montunu çıkarıp kucağıma bıraktı hızlı hızlı. Sonra uzanıp karnını açtı. Heyecanla ufak monitörde bebeğimin görünmesini bekledim.

"susam falan demiştiniz en son. Şimdi ne kadar oldu ki?"

"şöyle alalım sizi de. 6.haftadasınız artık. Şey diyebiliriz sanırım, bi nar tanesi kadar?"

Avucumu açıp içinde bi nar tanesini düşündüm. Yani ne bileyim? Bu kadar küçüklük fazla değil mi?

"hala dişinizde kalacağına inanıyor musunuz?"

Asiye karnında gezen cihazla heyecanlanıp elimi tutarken sırıttım.
"yok ya. Dişimizin kovuğunu dolduruyor artık."

Onlar içeride bebeği bulmaya çalışırken mırıldanmaya başlayınca asiye gülerken vurdu elime.

"nar tanesi nar tanesi de seviyom bir tanesi-"

"ay bu haftaki lakap da belli oldu. Pardon da espri yapmayı bırakabilir misiniz? Doktorum sen uymasan ona? Hadi kalbini dinleyelim."

"tamam. Görüyorsunuz değil mi?"

"ay babasının keseli sıçanı!"

Asiye gülerken elimi çekiştirip doktoru gösterdi aksi aksi.
"ya bebeğe keseli sıçan diyo!"

"ne diyebilirim ki? Üretici bence"

Tekrar bana dönüp kim bilir ne mızmızlanmak için ağzını açmıştı ki odada garip bi ses yankılandı. Ne olduğunu ilk andan beri bildiğimiz, ama idrak etmenin soluğumuzu kestiği bi ses.

"bu şey... Doruk şey. Kalbi mi?"

Ekrana baktı önce. Sonra bana döndü. Aşırı hızlı, çok güçlü, garip bi ritimdi ki, tüylerim diken diken olurken yatağın kenarına çöküp asiyenin elini sımsıkı tuttum.
Kendi kalbimin atışını çılgınca arttırdı onun ritmi. İşte. Daha kendisini bile göremediğimiz bebeğimizden ilk somut haberdi. Kalbi asiyenin karnının içinde azimle, durmadan atıyordu. bizle yaşıyor, günbegün büyüyor ve o da bize kavuşmaya hazırlanıyordu. Kocaman olmuş gözümden bi damla kayıp gitti bile. Doktora yakalanmıştım silmeye çalışırken.

"ben bu hamleyi asiye hanımdan-ha o da. Okey"

İkimiz de gözlerimizi silmeye uğraştık ama göz göze geldikçe imkansız bi hal alıyordu.
"baba olmak beni çok duygusal bi adam yapacak."

"baba olmak seni mükemmel bi adam-"

"acaba cinsiyetini ne zaman-"

"oha Doruk. Oha."

Yapabilecek bir şeyim yok heyecandan ölüyorum!
Gülerek eğilip monitöre yaklaştım iyice. İçimde yüzünü görüp bana benzediğini iddia edeceğim günlere dair korkunç bi sabırsızlık varken,şu anların da tadını çıkarmak istiyordum.

Bebeğim orada rahat mısın bilmiyorum. Ama şimdiden azimle atan kalbine hayranım.

"yanlış yere konuşuyorsun. Çocuk monitörde değil ki, karnımda."

"e karnına konuşunca da duymuyo diyorsun."

"ha bu arada,konuşmasına izin verin."

Doktorumuz monitörde tuşlara basıp sanırım bebeğimizin ölçülerini alırken ara verip dönmüştü bize.
"şu an oluşmuş bi kulağı bile yok ama, iletişim hepinize iyi gelir."

"Dakika Dakika" Where stories live. Discover now