Fourteen

5.8K 148 151
                                    

Öncelikle ben tereddüte düştüğümde gösterdiğiniz destek için cidden teşekkür ederim.
Ayrıca 🔥 alarm.

———

Uykumu önce Saçlarımda gezinen parmakların gıdıklaması sonra sessiz bir iç çekiş böldü. Gözlerimi açamadan bedenim havalanınca kollarım hemen beni kavrayan bedene sarıldı.
Kalbim o olduğunu zihnimde önce idrak edebilmişti.

"Hoşgeldin" gözlerimi bile açmamıştım daha. Sesim mırıltı gibi çıkıyordu. Cevap vermedi ama burnunu saçlarıma sürttü.
Yumuşak yatağa bırakıldığımda ona doğru dönerek kollarını bana sarmasını bekledim.
Ağır hareketlerle yatağa çöküşünü bana usulca yaklaşışını uykulu gözlerle beklerken kafamı göğsüne koyup bir elimle elini tuttum.

Elleri saçlarımda gezinirken son duyduğum şey içli iç çekişiydi.

———

Evimizin olduğu sokağa girmeden önce yolumu biraz uzatarak seyyar satıcıdan ufak bir dükkana dönüştürülmüş çiçekçiye uğradım.
Her zaman orada olan abla beni görünce güldü.

"yakışıklı oğlan sen mi geldin yine?"

Beni tanıyordu artık bende sırıttım

"iyi günler abla."

Gözlerimi serdiği çiçek buketlerinde gezdirirken gözüme daha önce görmediğim Bi çiçek türü takıldı. Gerçekten çok güzellerdi. Pembeli beyazlı yuvarlak yapılı çiçekler özenle buketlenmişti.

"bunlar ne abla?"

"şakayık onlar. Özel Bi çiçektir."

" gerçekten çok güzel. "
diyerek onayladım onu.

Gözlüğünün üstünden beni süzdü bir süre.

" tuzludur biraz ama. Söyleyeyim baştan. "

Cebimden cüzdanımı çıkardım. Çok param yoktu. Beğendiğim bir şeyi pahalı diye alamama hissi karnımı ağrıttı. Belki kendime bir şey seçiyor olsam  almazdım ama asiyeyi mutlu edecek bir şeyin değeri para ile ölçülemezdi ki.
Yarın okulda harcayacağım parayı kenara ayırıp kalan parayı ablaya uzattım.

Ah Doruk atakul. Bu hesapları yapacak adam mıydın?

"yeter mi?"

Abla hala tedirgin gözlerle beni süzerken içimden hesap yapıyordum. Çevirmekte olduğum kitabı bu gece uyumayıp bitirsem yarın da teslim eder parasını alırdım.

"buralarda uzun süredir rastlanmıyordu aşka yakışıklı oğlan. Sen iyi ki geldin."

"nasil yani abla."

"ben yıllardır burada çiçek satarım. Bi geleni Bi daha görmedim. Ama 14 şubat olmaya görsün. Çiçek yetişmez. Herkesin aklına o gün gelir sevdiği. Buket yaptırırlar. Ne seviyor sevdiceğin derim... Cevap yok. Güzel Bi şeyler yap işte. Böyle diyorlar bana. Sana ilk sorduğumda tereddüt etmeden söyledin. Lale sever dedin. Yine de umudum yoktu yine göreceğimden."

iç çekip biraz düşündü.

" Kart koyma vakti gelir çiçeklere... Ya doğum günü kartı ya özür kartı. Durduk yere sevindireyim sevdiğimi demez kimse. Ama sen her hafta geliyorsun. Belli... Sevdiğinin yüzündeki Bi gülüş için yapıyorsun bunu. Velhasıl buralarda aşka uzun zaman oldu rastlanmıyordu. Sen geldin iyi ki geldin. "

Sadece gülümseyebildim. Haklıydı.sadece asiye'nin yüzündeki bir gülüş için yapıyordum. Vazoya özenle koyup şefkatle severken attığı huzurlu bakışlar için.

"Dakika Dakika" Where stories live. Discover now