Sixty-Four

2.5K 110 96
                                    


•••

"Tamaaaam, artık kalk bakalım."

Keyfini bozduğum için yüzünü asarken kolunu belime sarıp kendine çekti tekrar.

"doruk kalk ya!"

Sırtım göğsüne yapışınca kalkma kararımı ben de bi sorguladım. Burası da baya rahat sonuçta.

"cumartesi değil mi bugün, ne bu acele?"

"aşkım cumartesi de, cumartesi diye öğlene kadar uyuyup günü bitirelim mi? Hadi kahvaltı yapalım."

"aşkım ha?"

Söylediğim kelimeyi hazmeder gibi tekrar ederken burnunu enseme dayayıp derin bi nefes aldı. Huylandığım için gülerek kaçtım, o da üstümdeki yorganı çekip beni sıkıştırdı.
Gülüşlerimiz bir süre odayı sarıp sarmalarken güreşimizden ben galip çıktım ve kendimi yataktan kurtardım.

"ben izin verdim kazanmana."

"hadi paşam başka kapıya!"

Söylediğim şeye kaşlarını kaldırırken dil çıkardım.

"bütün hafta cumartesiyi beklediğim halde sabahın köründe uyanmamı da ancak bu günü seninle geçirmek sağlayabilirdi."

"sabahın körü dediğin de 10."

Sonunda ikna olduğu için oflaya poflaya yataktan ayaklarını sarkıtırken arkasından sarılıp yanağını öptüm. Sırıttı yandan yandan. Kaç yıllık sevgili, bi yıllık karı kocayız, hala öpülünce keyifleniyor.

Onu banyoya gitmek üzere bırakıp ben de sabahlığımı üzerime geçiririrken telefonumu kontrol ettim. Kalkmadan komodinin çekmecesinden çıkardığım ilacın paketini tek elimde döndürürken suyumu dolduruyordum.
Bir teorim var. Eğer her gün muhakkak yapmanız gereken bir şey varsa, onu uyanır uyanmaz yapın.

Dolayısıyla yılların kadim dostunu yine her şeyden önce avucuma çıkarttım. Banyodan elini yüzünü yıkamış gelen Dorukla kesişti gözlerim.

"sen in hemen geliyorum"

Hareketlerine devam etmesini bekledim ama tepkisizce durdu orada. Sonra yatağa ilerledi.

"asiye, acaba şimdi içmesen mi?"

"niye?"

Aşağıya inip çay suyu koyması gerektiğine şartlanmış beynimle onu tekrar aşağı kışkışlamayı planlıyordum.

"dorukçum içmezsem ha-"
Ah...

İdrak ettiğim düşünceyle gözlerim hızla ona döndü.
Jetonun sonunda düşmesinden memnundu.

"sen hamile kal diyorsun!"

Bir anda panikle yatağa çıkıp dizlerinin üzerine çöktü.
Ellerimi avucunun içine alırken bakışlarındaki narin endişe içimi sıcacık yaptı.

"yani zamanı geldi mi sanki artık? Birinci yılı da bitirdik, hani konuşmuştuk zamanında.Tabi olsun demiyorum. Yani istemiyorum. Yani istiyorum sana yapalım demiyorum. Tabii ki yapalım diyorum da sen de istersen diyorum. Ben istiyorum sanki. Ama istiyorum derken ben istiyorum anlamında istiyorum değil. Zorlama değil yani. Çünkü-"

Dayanamayıp gülerken ellerimi bırakıp alnına vurdu.

" yine sıvadım ya. "

" hayır hayır iyi gidiyordun."
Yüzünü ellerim arasına alırken rahatlayıp devam etti.

"Dakika Dakika" Donde viven las historias. Descúbrelo ahora