Twenty

4.8K 171 99
                                    

🔥 Alarm, yine.

————

Tek elimle telefonu kulağımda tutmaya çalışırken diğer elimle kapıyı açıp eve girdim. Elimdeki çantaları girişteki askıya askıp salona yol aldım.

"pek kaç kişi getirebiliyoruz? Sınır var mı?"

Doruk kanepede yatıyordu. Pineklediğini görünce sabahki iş görüşmesinin çok da iyi geçmediğini düşündüm. Tekrar hevesini kaybetmesinden korkuyordum.

"tamam o zaman."

Doruk sesimi duyunca kafasını kaldırıp gülümsedi. Telefondayım diye dudak işaretleriyle "hoşgeldin" dedi. Ben de sessiz bir öpücük atarak cevap verdim.

"o zaman haber alınca bana da söyler misin. Eve gelmek üzereyim kapatayım."

Eve geldim değil de üzereyim deyince Doruk kaşlarını çatarak anlamaz bakışlar attı.

"peki teşekkürler. Haber bekliyorum."

Telefonu elimden bırakmadan yanına gittim.
Ben de yanına sığabileyim diye iyice kenara kaydı. Kollarımı ona dolayarak yanına uzandım.

"eve gelmek üzereyim mi?"

"hı hı. Ev derken senden bahsediyorum."

Kaşları kalkarken suratına kocaman bir sırıtış oturdu.

"bak seen."

Kollarını bana dolarken gerçekten evde olduğum hissini içimde hissediyordum. Şu anda sokakta, gecekonduda veya en ala villada olabilirdik. Ama ben ancak onun kollarında olmakla evde olacaktım.

"nasılsın?"

"iş görüşmesi iyi sayılmaz ya. İhtiyacımız yok ama bir bakalım ararız sizi dediler. Aramayacakları belliydi."

"iş görüşmesini bırak sen nasılsın?"

Huzurlu gülümsemesiyle burnunu saçlarıma sürttü.

"iyiyim güzelim. Sen nasılsın? Kimle konuşuyordun?"

"yıl sonu organizasyonunu düzenleyen çocukla. Kaç kişi getirebileceğimizi soruyordum."

"çocuk he. Ee kaç kişiyi getirebiliyormuşsun."

"tek kişi maalesef. Abimle giderim."

Üstünden kamyonla geçmişim gibi şok bir ifadeyle suratıma baktı. Baktı ve baktı. En sonunda suratını biraz düzelttip konuşmaya çalıştı .

"anlıyorum . İyiymiş."

Salak çocuk.

Gözlerimi devirip gülmeye başlayınca iyice sinir olmuş bakışlarını suratıma dikti.

"bakma şöyle. Şaka şakaaa"

"nası şaka. Benle mi gidicen? "

"daha belli değil kaç kişiyi getireceğimiz öğrenip dönecek de.. Sensiz şurdan şuraya gitmem."

"heh şöylee. Bi de benimle eğleniyor musun ya?"

Beni belimden tutan elleriyle saçlarım yere değene kadar ittirdi. Kanepeden yuvarlanmak üzereyken hem gülüyor hem kollarımı ona dolamaya çalışıyordum. Telefonum tekrar çalınca durduk. Beni tekrar kendine çekti. Telefonu tutan elimle ona tutunamayacağım için açmadan fısıldadım.

"beni sıkı tut."

Ellerini sırtımda birleştirirken beni iyice kendine çekti. Ilık kokusu başımı döndürürken dikkatimi telefondaki sese vermeye çalıştım.
Doruk da çok yakında olduğu için söylediklerini duyabilecekti.

"Dakika Dakika" Onde as histórias ganham vida. Descobre agora