Fourty-One

3K 141 154
                                    

Başlamadan özel teşekkürlerimi yaptığı kapağımız için ronenwd'a sunmak istiyorum.

Kapaktan da ziyade bunu kendisi düşünüp hediye etmesindeki inceliği...

Böylece kırk bir bölüm yazdığım halde bi kapak bile yapmayan beni de sorumsuzluğumdan kurtarmış oldu. Ben bayıldım. Siz de seversiniz bence.

---

"İyi misin?"

Derin bir nefes aldım. İyi miyim?

"iyiyim iyiyim. Sağol bıraktığın için."

Yanında oturan berk'e döndüm. Neden bilmiyorum ama yanımda onu istemiştim. Yol boyu gerginliğimi atayım diye uğraşmıştı. İşe de yaramıştı ama kapının önündeyken farklı oluyordu işler.

" asiye seninle gelmemi ister misin?"

İçeride üçümüzü hayal edince güldüm.

"yok yok, sağol. Sensiz de yeterince garip olacak içerisi."

"bir planın vardır di mi?

"var... Var ama..."

"pek sağlam değil herhalde?"

Yamuk gülüşüne aynı şekilde karşılık verdim.

"riskli diyelim."

koluma dokundu güven verici bir şeklide.

"ben burada bekliyorum seni. Hadi konuş gel."

"gitseydin..."

"burdayım dedim. Hadi tatlım! Bu işi anca sen çözersin zaten."

"ya berk! İnşallah çözerim. Unutma Doruk'a söylemek yok."

"tamam tamam aramızda."

"tamam...haydi bakalım. Ya allah!"

Arabadan indim. Kapıya gidiyordum ki çalan kısa kornaya berk'e döndüm. Elini camdan çıkarmış gaz verir gibi yumruğunu havada sallıyordu. Gülerek ben de el salladım.

Tamam. Şimdi kapıyı çal.
Çalsana.
Ne olur ki en fazla?

"tamam asiye. Bugün bu işi halledeceksin."

Kapıyı çaldım.
Kalbim manyak gibi atarken umursamadan duruşumu dikleştirdim. Yüzüme poker face'imi oturtmaya çalışıyordum. Sözleriyle kırılmayacak bir ifade.

Açılmayınca zile tekrar uzanıyordum ki gelen adım sesleriyle elim havada kaldı.

" kim o? "

" benim Nebahat hanım. Asiye"

Sessizlik uzarken açmayacak zannettim. Galiba dönecektim. Berk iyi ki beklemiş diye düşünürken kapının kilidi döndü.
Nefesimi tuttum.
Sakin ol. Hazırsın. Bu konuşmayı defalarca planladın.
Kapıyı açıp her zamanki zerafetiyle karşıma dikilirken gülümsedim.

"iyi günler"

"bir şey mi oldu?"

Nefes al nefes ver.
O da haklı. Sanırım beni görmeyi planlamıyordu

"biraz konuşmak için gelmişim. İçeri girebilir miyim?"

Beni baştan aşağı süzdü. Kapıyı açarken eliyle içeriyi işaret etti. Oldukça dik durmaya çalışarak gösterdiği yoldan salona geçtim. Yanından geçerken kendimi nokta kadar hissetmeme sebep oluyordu.
Bu kadın hem uzundu hem de hali tavrıyla küçük dağları ben yarattım diyordu. Bu tavır da heybetine heybet katıyordu haliyle.

"Dakika Dakika" Kde žijí příběhy. Začni objevovat