"Dakika Dakika"

By Zeze1641

288K 10K 9K

Dudakları çok yakındı. Heyecanlandım. Yüzüme basan sıcağa rağmen çekilmedim. Anın büyüsüne bıraktım kendimi... More

One
Two
Three
Four
Five
Six
Seven
Eight
Nine
Ten
Eleven
Thirteen
Fourteen
Fifteen But Zarife°Harun
Sixteen
Seventeen
Eighteen
Nineteen
Twenty
Twenty One
Twenty Two °1
Twenty Two °2
Twenty Three
Twenty Four
Twenty Six
Twenty Seven
Twenty Nine
Thirty
Thirty- One
Thirty-Two
Thirty-Four 🌟
Thirty-Five
Thirty-Six
Thirty-Seven
Thirty-Nine 🌼
Fourty-One
Fourty-Two°1
Fourty-Two°2
Fourty-Three°Oh SHİT.
Fourty-Four
Fourty-Five
Fourty-Six
İn another universe
Fouty-Seven
Fourty-Nine
Fifty°1
Fifty°2
Fifty-One
2 Sene 2 Ay 1 Gün 16 Saat
Fifty-Two
Fifty-Three
Fifty-Five
Fifty-Six
Fifty-Seven
Fifty-Eight
Fifty-Nine
Sixty But Wedding
Sixty-two
Sixty-Three
Sixty-Four
Sixty-Five
Sixty-Six
Sixty-Seven But Miracle ✨
Sixty-Eight
Sixty-Nine
Seventy
Seventy-One
Seventy-Two
Seventy-Three
Seventy-Four But F İ N A L
Deva Dump

Twenty Five

3.5K 186 102
By Zeze1641

Hiç bir düzeni olmadan bölüm paylaşmak 🤝ben

————

"Daha sıcak bir karşılama bekliyordum aslında? "

Yaşadığım gerginlik, korku ve sıkıntıdan aklım bana oyun mu oynuyordu yoksa Gerçekten Kapıdaki ömer miydi?

Doruk 'un küfürleri bir anda kesilmişti. Omuzlarının düştüğünü hala burnundan soluduğunu hissedebiliyordum.

Ömer şaşkın bakışlarını üzerimizde gezdirirken kendime geldim.

"ömer! Ne işin var burada?"

Hızlıca ona sarılınca biraz olsun rahatladığımı hissettim. Saçlarımı öperken bana sımsıkı sarıldı. Ancak o zaman fark edebildim arkasındaki abimleri
Ve onlardan birkaç adım geride donup kalmış berk Aybike ve oğulcan'ı. Herkes kapıdaydı ve biz korkunç bir haldeydik.

"sürpriz yapmak istemiştim."

Abimlerin yere saçılmış poşerlere ve yüzüstü düşmüş çiçeğe attıkları sorgulayıcı bakışları görünce bende daha yeni fark edebildim. Yerdeki lale Buketi kalbimi sızlatmıştı. Fazla mı üzerine gittim?

Bakışlarımı ona çevirdim ama buz gibi bakışlarıyla düpdüz ileri bakıyordu.

"yanlış zamanda mı geldik?"

Hala kapıda biribirimize baktığımız için oğulcan'dı soran. Hadi toparlanın diyordu alttan alta. Doruk yavaşça ömer'e sarıldı.

"Hoşgeldin kardeşim. Şaşırdım sadece."

Şaşırdım. Tekile inmiştik bile. Kapıdan çekilince sırayla içeri girdiler.tekmelendiği için arkaya savrulmuş kanepeyi abim öne çekip oturdu. Sürekli bizi süzen bakışlar atıyorlardı.

"siz kavga mı ediyordunuz?"

Yok canım ne alakası var...

Doruk kafasını kaldırıp bana baktı. Cevabımı bekliyordu.

"yok ya önemli bir şey değildi."

Kaşları çatılırken gözlerini hemen çekti üzerimden. Beklediği tepki bu değildi belli ki. Sanırım sıvamaya devam ediyordum.

Alışkanlık olduğu üzere kanepeye çöküp yanıma Doruk 'un kurulmasını beklerken o karşı kanepede benden en uzak noktaya oturdu.
Ben de yanıma ömer' i çektim. Başımı göğsüne yasayarak tüm bu yaşananların en iyi tarafı olan ömer'e kavuşmanın tadını çıkarmaya çalıştım.

"hepinizin haberi var mıydı? En son biz mi öğrendik?"

Biz vurgusu... At oltayı asiye.

"ben havaalanından alacaktım abicim. Ondan biliyordum."

"ben de bi oğulcan'a söyledim. Geri kalanınıza süpriz yapayım dedim ama... Oğulcan ağzından kaçırmış tabii. Siz de..."

Cümlesini tamamlamasın diye atıldım tekrar.

"Ayşe gelmedi mi?"

"yok onun bir sınavı daha var. Birkaç güne geliyor. Neyse kolun nasıl oldu? Acısı var mı?"

Gülümseyebilmiştim sonunda.

"yok yok. Yarın da doktora gidecektik zaten. Çıkıyor inşallah."

Sohbete katılması, daha doğrusu bana bakması için elimle doruğu gösterdim ama o bana bakmadı. Ömer'e döndü zoraki bir gülüşle.

"ee ömercik, nasılsın?"

---

Ortamın gergin havası yavaş yavaş kırılırken mutfağa çay koymaya gittim. Kapının pervazından Doruk 'a bakıyordum. Omuzları çökmüş içine kapanmıştı. Kırgınım Doruk'uydu bu.
Neye kırıldığını da çok iyi biliyordum aslında.
Ecevit'e kızgındı. O duruma kızgındı. Ama benim ona söylediklerime kırılmıştı. Salak gibi çıkış yolu olarak zeynep'i ileri sürmeme kırılmıştı. Bir nevi Sana ihtiyacım yoktu dememe kırılmıştı.

Ama ben çocuğu zaten itmiştim!
Tamam hoş değil, hatta kokrunç.
Ama sınıf arkadaşım sudeden duymuş peşine takılmış. Eve almayıp napacaktım?
Sude sen gel ama ecevitcim kusura bakma seni alamam mı deseydim.

Ama belki de öyle yapmalıydı çünkü bundan cesaret almış olacak ki çıkarken sarılmaya hatta belki de yanağımı öpmeye kalkmıştı.
Ulan sen kimsin ki?

Doruk'un eve gelip de onu görünce verdiği tepki pek de abartı gelmemişti gözüme bir an.
Ama o an şok olmuştum.
Bıraksam çocuğun canına okuyacaktı, yetmemiş gibi kendi de yaralanıyordu.
Oysa gelip dövmeye başlamasa zaten it-miş-tim!

Soğuk bakan gözleri yanına melisa oturunca yumuşadı. Kardeşine gülümsedi hemen.dünyanın en mükemmel abisi, en mükemmel sevgilisi, oooff.

Ciğerimi deliveren aşkı görün...**

Aklımı aylardır görmediğim kardeşimde bile toparlayamazken sağlam kolumla çayları koymaya başladım.
Tepsiyi taşıması için birini çağırmaya salona dönüyordum ki odaya dalıveren zebellahlarla sıçradım.

"noluyo be?"

Berk oğulcan ve ömer gelmişti.

"asiye biz sana şey sorucaktık..."

Birbirlerine kim sorsun der gibi kaçamak bakışlar attılar.

"yani salak değiliz kuzi. Bişeyler olmuş anlaşılan.."

Oğulcan 'ı desteklediler kafalarını sallayarak.

"sen nasılsın diyecektik, iyi misin?"

"iyiyim ömer. Biraz... Tartışıyorduk. Önemli bir şey değildi."

Berk atıldı hemen. Cengavere bak.

"bak benim bu salak kankam canını sıktıysa... Söyle yeter yani."

"var ya seni üzdüyse iki elim yakasında asiye!"

Güldüm üçüne de.

"yok yok kankan bir şey yapmadı... Yani bana yapmadı. Hatta galiba ben biraz üstüne gittim."

Üçü de aynı anda kaşlarını kaldırdı.

"kime bir şey yaptı peki?"

İstemsizce ofladım.

"bir sınıf arkadaşımı diyelim... Hatta berk tanışmıştın galiba. Partide bizi karşılayan çocuk."

"hiç gözüm tutmamıştı zaten. Bakışları bir garipti."

Hadi ya... Doruk'a hak vermeye devam etmemi sağlayan taraf vicdan azabı duymaya başlamama da sebep oluyordu.

"neyse merak etmeyin. Halledilmez bir şey değil."

Diğerleri giderken ömer bir süre bana sarılı kaldı.
Sonradan elinde tepsiyle tekrar içeri giderken ben de oluşan grupları bahçeye topladım. Berk oğulcan'a telefondan bir şey izletiyor, oğulcan ben daha iyisini yaparım diye dikleniyordu.
Aybike'nin onları izleyip güldüğünü duyuyordum.
Melisa ile Doruk ise bir kenarda oturmuştu. Melisa Doruk 'un elini tutuyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışarak yanlarına yaklaşınca idrak edebildim.
Çocuğun suratına 2 tane sağlam yumruk geçirdiği için elinin üzeri yara olmuştu. Melisa krem sürüyordu.
Ben fark etmedim bile... Onu azarlamaya devam ettim anca.

Sadece ecevit'in iyi birisi oluğuna inanıyordum. O kadar dayağı ve hakareti hak etmeyen birisi olduğuna...

Doruk saydıkça mantıklı gelmişti ama. Hoşlandığın insanın evine de gelir miydin?
Yanlarına yaklaşınca Doruk yüzüme yandan bi bakış atıp önüne döndü.

"anlamadım ki nasıl yaptın?"

Melisa sızlanıyor gibiydi.

"acıyor mu?"

Sesim içime kaçmış gibi güçsüz çıkmıştı.

"önemli bir şeyi yok . Üzerime vazife olmayan şeylere bulaşmışım işte sadece."

Kapak sesini duydunuz mu? Ben duydum. Soktuğu lafın etkisiyle afallarken kalkıp bahçeye diğerlerinin yanına gitti.

---

Ömer'i ve böyle beraber olmayı sadece ben değil, hepimiz özlemiştik. Keyifle okul anılarını, hocalarının gözdesi olmasını, kazandığı bursları anlatırken herkesi keyiflendiriyordu.
Biraz sonra dizime yatınca ellerimi Saçlarında gezdirdim.

"iyi ki geldin ömer. Özlemiştim seni."

"ben de özledim sizi kızım.daha dün son komiteye girdim bugün taakk burdayım. Merak etme ama acısını çıkarırız. Ayşe gelene kadar benden bıksan da gitmiycem."

Doruk'la refleks olarak birbirimize döndük. Doğru ya. Ömer beraber yaşadığımızı bilmiyordu. Abim de tepkisinden çekinmiş olacak ki söylememişti. Dorukla da aramız bir garipken nasıl söyleyeceğimizi düşündüm.

Abim büyük olan olmasına rağmen işe sakin ve mantıklı bakıyordu. Sen mutlu olacaksan neden olmasın demişti.
Ama ömerin atamadığı bir kıskançlık vardı üzerinde. Beni korumaya çalışan bir kıskançlık. Zaten başımıza ne gelse korumacılıklarından geliyordu.

Tabii artık her şeye tepki vermiyordu ama aynı evin onun da sınırlarını zorlayacağını biliyordum. Bayaa zorlayacağını...
Ama en azından bu kalabalık dağıldıktan sonra konuşabileceğime inanıyordum. Hem dorukla, hem ömerle....
---

Akşam yemeği yenip bahçede yaz akşamının uzun ve güzel sohbetleri yapılırken saatin nasıl geçtiğini bile fark etmemiştik. Yine lisede gibiydik.
Melisa ve ben heyecanla berklerin partideki danslarını ve herkesi büyülediklerini anlatırken oğulcan aman iyi ki gelmemişim diyordu.

"valla cidden iyi ki gitmemişsin oğulcan. Sen ilgi manyağısın çünkü. İlgi üzerinden eksildi mi çıldırıyorsun."

Ömerin söylediklerine gülerken abim bi anda telaşla doğruldu.

"oooo saat 12yi geçiyor hala oturuyorsunuz. Hadi melisa, berk. Aybike ömer hadi abicim kalkalım."

Ömer hiç kıpırdamayınca abim ona döndü.

"abi ben asiye'yle kalayım ya biraz hasret giderelim ikizimle."

Abim önce bana sonra doruk'a hızlı bir bakış attı.

"ya ben de özledim aslanım. Bize gelseydin önce."

Ömer'e söylemeden zor durumda kalmayalım diye uğraşıyordu.
Tam bir abi.. Ee saksı değil.
İçimdeki konuşmaya gülerken ömer yerine Doruk doğrulunca kalakaldım.
Abimin omzuna vurarak yanına geçti.

"bırak çocuğu kalsın nerede istiyorsa kadir. Hadi biz çıkalım."

Ömer halinden memnundu ama o hariç birlikte yaşadığımızı bilen herkes bakışlarını üzerimizde gezdiriyordu.

Afallamıştım.
gidecek miydi?
Kalbimin sıkıştığı hissettim bir an.
Gidecek kadar kızgın mıydı. ya da kırgın?

Sadece ömer için, anlamasın diye gidiyor asiye.
Kendini kandırma salak. Senden uzak olmak için gidiyor.

Doruk kapıya yollanırken diğerleri sırayla beni süzüp peşinden gittiler.

Gitme Doruk ya. Kendi evinden gitme.

Kapıdan çıkarken herkese sırayla sarılıp öpüyordum. Sıra Doruk 'a gelince garip bir bakışma yaşandı herkes bize bakıyordu. Öpmese 1. Kalbim çok kırılır 2. Herkes çok endişelenirdi.
Kolunu hızlıca omzuma sarıp kendine çekince bir iç çektim.

Şimdi tutsam. Gitme desem... Kalırdı bence.

Başımın üstüne hızlı bir öpücük bırakıp uzaklaştı. Tam bir öpücük değildi ama uzaklaşırken gözlerinde bir yumuşama gördüğüme yemin edebilirim.

---

Yatakta dönüp dururken kendimi Doruk 'un yastığına sarılmış bulunca dayanamayacağımı anladım.

Mesaj atıcam. Bana ne? Hatalıysak da konuşuruz yani! Hem içimde kalacağına...

                                   - biraz konuşabilseydik?

Dakikalar dakikaları kovalarken elimde telefon bekliyordum. Sonra ayaklandım. Odada volta atmaya başladım ama cevap gelmedi.

                              - neyse uyudun herhalde...                                 
                                                          - İyi geceler.

Uyumadığına adım gibi emindim. Yazmıyordu işte. Uyuz.

Su içmek için mutfaktan dönerken ömer'in yanına uğradım.

"asiye uyumadın mı sen ?"

"yok... Uyku tutmadı. Sen niye uyanıksın asıl ?"

"jetlag olmuşum herhalde ya. Uçaktan indim falan ya."

"görmemiş uçağa binmiş.."

Gülerek yorganı kaldırınca yanına yattım.

"görmedik kızım yalan mı? Sen söyle şimdi. Doruk yüzünden mi uyuyamıyorsun."

Tatlım ben Doruk yok diye uyuyamıyorum. Böyle kafamı göğsüne göğsüne koymadan...

İçime kaçan berk'i iteleyip iç çektim.

Kafamı koymadan belki mesaj atar diye yanımda getirdiğim telefonumla son bir mesaj attım doruk'a. Bir YouTube linkini aslında.

                        - https://youtu.be/6SZlHyVX4ek
                             Uykumun boynunu bükme...

Yine cevap vermeyeceğini biliyordum çünkü o zaman uyumadığı anlaşılırdı. Ama en azından sahilde söyleyişimizi hatırlar yumuşar diye düşündüm.
Kafamı ömerin omzuna yaslarken özlediğim kardeşimin tadını çıkardım.

---

2 yeni bildirim. Doruk.

Gözlerimi açar açmaz telefonumu elime alıp bildirimi görünce heyecanlandım.

-günaydın.

-11de doktor randevun var.
10.15de kapının önünde
olurum.

                                                           - peki.

Hala mesafesini koruyordu beyefendi. Şarkıya da hiçbir şey dememişti.
Ömer kolunu üzerime atmış uyuyordu. Uyanmamasına özen göstererek yanından kalkıp mutfağa gittim.
Doruk günlerdir kolum açılı diye yemekleri kendi yapıyordu ama şuna bakın, bugün kendi başımayım.
Madem onsuz kahvaltı bile edemiyorsun kendim de halledebilirdim nereden çıktı asiye hanım?

Tek elle halledebildiğim kadar bir şeyler hazırlayıp Ömeri uyandırdım.
Ben hazırlardım homurdanmalarını dinleyerek yemeğimizi yedik.

"Giyinip çıkıyorum ben birazdan. "

"hayırdır nereye?"

"doktora gidicez, alçı çıkıyor"

Zafer edasıyla havada salladım.
Sonra odaya gidip giyeceğim kıyafetleri çıkardım ama çok kendi başıma giyemeyecektim.

"ömer şunu çıkarmam yardım etsene."

Gayet hızlı bir şekilde çıkarıp diğerini giymeme yardım ederken aklına yeni gelmiş gibi suratıma dikti gözlerini.

" ben yokken nasıl hallediyordun? "

Yanaklarım kızarmasın lütfen... Yoksa hemen anlar.

" hallediyordum işte bir şekilde."

Onu orada bırakıp hızlıca çantamı alıp dışarı attım kendimi. Doruk arabaya yaslanmış kapının önünde duruyordu.
Görünüşü yine içimi titretirken beynimin içinde aynı şarkı dönmeye başlamıştı .

Ciğerimi deliveren aşkı görün...

"günaydın."

"günaydın."

Arabanın kapısını açıp içeri girdi.
Konuşmamı planlayarak arabaya bindim ama biner binmez hevesim kursağımda kaldı.

Melisa arka koltuğa oturmuş bekliyordu .

"melisa! Senin ne işin var"

"Doruk çağırdı asiye... Ama istemiyorsan ömer'in yanına gideyim yani."

" yok hayır tabiki. Şaşırdım sadece."

Konuşmayalım diye getirmiş.

Kısık gözlerimle ölümcül bakışlarımı atarken yandan bana baktı. Gülümsemesini bastırıyor gibiydi. Demek süründürmek istiyorsun Doruk bey.

" dün gece de mesaj atmıştım sana ama... Görmedin herhalde? "

Omuz silkti. Gözünü yoldan ayırmıyordu.

"uyuyordum."

Hevesim iyice kırılarak başımı cama çevirdim. Hava anında 10 derece düşmüş gibi ürpermeme sebep oldu.

"sabah dinledim ama şarkıyı."

İçimde yeşeren ümitlerle tekrar ona döndüm. İster istemez sırıtmaya başlamıştım.
Hala bana bakmıyordu ama yüzüne ufak bi gülümseme yerleşmişti.

----

Doktorun isteğiyle alçıyı yan odada çıkardıktan sonra tekrar odasına girdik. Röntgen sonuçlarıma bakıyordu.

"sorun yok kaynamış. Yine de bir süre ağır kaldırmazsınız."

"tabi."

Kafasını elindeki kağıtlardan kaldırıp yüzümüze bakınca suratında alaycı bir sırıtış oturdu.

"senin.. Alçını da ben yapmıştım değil mi?"

Doruk kısık sesle gülerken cevabı da o verdi.

"evet, sizdiniz."

Doktor hanım gülmeye başladığında utancımdan yerin dibine girecektim.

"o sensin! Gece gece sarhoş gelip de berbat espriler yapan kız."

"sarhoş mu?"

Odanın köşesinde bekleyen melisa atılınca kızarmam birkaç ton daha attı.

"sevgilini öyle sahiplenmeseydin polise haber verecektim gerçekten . Neyse tekrar bir arada gördüm de, içim rahatladı."

Sevecen bir anne gibi gülümseyince ben de ona gülümsedim.
Günlerdir alçıda olan kolumu hareket eritip esnetirken Doruk 'a döndüm. Gözlerini yere dikmiş sırıtıyordu.

" kusura bakmayın ben.. Yani ilk defa oldu... Biraz saçmalamışım. "

Doktor gülerek başını salladı.

"olur böyle şeyler. Kaza işte. Bize de iyi oldu. Alçını yapana kadar bu çocuğu ne kadar sevdiğini anlatıp durdun."

Melisa kıkırdadı. Teşekkür edip doktorun yanından çıktık.

---

Arabada dönene kadar her şey normal olsaydı alçımın çıkışını nasıl kutlayacağımızı düşündüm.
Doruk'a bakışlar atıyordum ama umursamıyor gibiydi. Evin önüne gelince melisa konuşabilmemiz için arabadan çıktı.

Bana dönünce heyecanlandım.

"sen geç eve. Benim biraz işim var."

Tamam. beklediğim şey bu değil.

"gelmeyecek misin?"

Önüne döndü tekrar.

"bilmiyorum."

"Doruk acaba-"

"asiye geç kalmayayım."

"aahh!"

Bağırarak bileğimi tutunca gözleri kocaman olup elime uzandı.

"NOLDU ACIDI MI NOLDU?"

Elime uzanan elini tutunca garipsedi.

"yine mi şaka ya. Sırası mı şimdi şakanın."

Tuttuğum elini çekip yanağıma bıraktım. En azından çekmedi.

"yüzüme baksaydın yapmazdım."

Gözleri kızgındı hala.

"Doruk belki biraz konuşabilseydik..."

Sessizliği uzuyordu. Konuşmak istemediğini anlamıştım.

"en azından bir güzelim deseydin..."

Gözlerini kapatırken nefesini dışarı bıraktı. Yavaşça yaklaşıp dudaklarıma dudaklarını kısacık bastırıp uzaklaştı.

"artık eve git güzelim."

———

Continue Reading

You'll Also Like

15K 565 17
"Allah katında duadan daha değerli bir şey yoktur." (İbn-i Mace, "Dua", 1) ₪28.07.2017₪
22.7K 2.1K 29
•En yakın arkadaşının soğuk nevale abisi Levi sadece memelere yükselen, röntgenci, libidosu boyundan yüksek biri değildi. Ya da sen öyle sanıyordun...
4M 115K 73
Lamia: Ayrılık ay dönümümüz kutlu olsun. Mirza: Lamia şaka mısın? Mirza: Sen terkettin beni.
3.6M 131K 72
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...