2. Kitap - 8. Bölüm: Burada Kalmalısınız

Start from the beginning
                                    

Araba durduğunda şoför kapıyı açmıştı ve başta Derya Hanım olmak üzere hepimiz aşağı inmiştik. Berke önde, ben arkasında eve doğru ilerlerken Derya Hanım kapıyı çalmadan konağın kapısı açılmıştı ve hepimiz içeri girmiştik. Evin içinde gümüş ve altın sarısı renginde birsürü obje vardı. Az ileride büyük salonun olduğunu görebiliyordum. Yukarıda büyük bir avize vardı ve taşları ile evin gösterişine uyum sağlıyordu. Derya Hanım içeri doğru ilerlerken, biz de peşinden gidiyorduk. Tekli koltuklardan birine oturup bacak bacak üstüne attıktan sonra çantasını yanına bıraktı ve kollarını koltuğun kenarına koyup bize döndü. "Buyrun siz de oturun."

Berke'ye baktığımda Berke onaylarcasına bir bakış attı ve ikimiz de oturduk. Görevliler ellerinde su ile gelip hepimize su verdiklerinde verdikleri sudan bir yudum alıp kenara bıraktım ve Derya Hanım'a döndüm.

"Evet. Mina'yı neden bıraktınız?"

Kadın bana bakarken görevlilere gözleri ile gitmeleri için bir işaret yaptı ve gittiklerinde konuşmaya başladı.

"Onu bıraktım çünkü eğer onu bırakmasaydım öldüreceklerdi."

Aklıma Berke'nin söyledikleri geldi. O da beni bana zarar vermemeleri için bırakmıştı. Bahsettiği bunun gibi bir şey miydi? Kaşlarımı çattım.

"Nasıl yani? Neden öldüreceklermiş onu? Minicik bebekten ne istiyorlar?"

"Özel bir mevzu. Zamanı geldiğinde anlatırım."

Ben sessiz durup kadına bakarken bu sefer konuşan Berke'ydi.

"Bizi neden buraya getirdiniz?"

"Artık tehlikedesiniz çünkü. Düşmanlarım artık sizi de biliyor. Buraya da sizi bir süre, en azından tehlike geçene kadar misafir etmek için getirdim."

Kaşlarımı kaldırdım. Jeton yeni düşmüştü. "Misafir etmek derken? Burada kalmamızı mı söylüyorsunuz?"

"Evet?"

"A teşekkür ederim ama başımın çaresine bakabilirim ben. Gerek yok."

Kadın sert tavrı ile ayağa kalktı. "Sana silahla en az on kişi birden gelirler ve kafana sıkılan tek kurşunda yüzde seksen ihtimal ölürsün Duru. Ve onlar tereddüt etmeden sıkarlar. Bu yüzden..." dedi ve merdivenlere yönelip göz ucuyla bize baktı. "...bir süre burada kalmalısınız."

Derya Hanım bizim bir şey dememizi beklemeden merdivenlerden çıkarken bize hitaben seslendi. "Birazdan yemek hazır olur. Eylül, misafirlerimize odalarını göster."

Kahverengi saçlı bir kız yanımıza gelip gülümseyerek konuşmaya başladı. "Buyrun ben size eşlik edeyim."

Berke ile beraber ayağa kalkarken ben Berke'ye hitaben konuşmaya başladım. O sırada Eylül adındaki kızı takip ediyorduk. "Niye burada kalıyoruz ki ben korurdum kendimi. Sanki hiç silahlı adamla karşılaşmadım mı?"

Berke gülümsedi. "Ama onların amacı seni öldürmek değildi. Derya Hanım'ın da dediği gibi bunlar bizi öldürmek istese bizi yakalamak yerine gördükleri yerde silahla vururlar. Bu yüzden... Haklı olabilir biraz."

Tamam, haklılık payı vardı belki ama burada kalmak da mantıklı gelmiyordu bana. Üst kata çıktığımızda Eylül konuşmaya başladı.

"Berke Bey burası sizin odanız, Duru Hanım sizin odanız da burası. Benden istediğiniz bir şey var mı?"

Berke ile odalarımızın yan yana olduğunu gördüm ve Eylül'e döndüm. "Hayır teşekkür ederim."

Eylül gülümseyip devam etti. "Bir şeye ihtiyacınız olursa seslenmeniz yeterli."

Güzel Güçlü SerisiWhere stories live. Discover now