32. Bölüm: DefFur

881 219 212
                                    

Arabaya binmiş Arda'nın evinde doğru ilerliyorduk. Aynı zamanda Berke ile tartışıyordum yaptığı davranıştan dolayı.

"Ya sen niye dövüyorsun çocuğu ha? Altı üstü bir cümle söyledi ya."

"Altı üstü bir cümle mi!? Aşk tesadüfleri sever dedi! Dua etsin onu öldürmediğime."

"Hadi ya? Sırf bir cümle için Ahmet'i dövdüysen benim şimdiye o İlayda gereksizini gömmüş olmam gerekiyordu."

"E dövseydin, tutan mı vardı?"

"Hadi ya? Ben tam dövecekken beni zorla kucağına alıp götüren de sen değildin zaten."

"Of Duru, hem sizin ne işiniz vardı ki o restaurantta?"

Kaşlarımı çattım. Bir süre ne diyeceğimi düşündüm. Aklıma gelen düşünce ile sinsice sırıtmaya başladım. "Ahmet ile buluşmaya geldim, var mı diyeceğin?"

Kaşlarını yukarı kaldırdı. "Var diyeceğim gidemezsin sen Ahmetle buluşmaya falan."

"Ya zaten yarıda kaldı buluşmamız devamını da sonra hallederiz biz 'aramızda'."

"Aranız mı? Aranız, sizin aranız... Ne ara oldu ki sizin 'aranız'?"

"Sana ne? He? Sen kimsin ki sana ne? İstediğim kişiyle buluşurum istediğim kişi ile vakit geçiririm sana ne?"

Berke nefesini sinirle dışarı verdikten sonra tam konuşacaktı ki Furkan'ın konuşması ile duraksamıştı.

"Ya bir sakin lütfen! Siz böyle didişecek misiniz hep? Az relax yaa, relax."

Gözlerimi devirip ellerimi bağdaş yaptım ve camdan dışarıyı izlemeye başladım. Yine bir duygu karmanı yaşıyordum. Bir yandan sinirli, diğer bir yandan mutluydum. Mutluydum çünkü Sude sadece minik bir kızmış, Berke beni kandırmıyormuş. Sinirlidyim çünkü Berke Ahmet'i dövmüştü ve yanlış bir davranış olduğunu kabul etmiyordu. Çocuk neredeyse hastanelik olmuştu. Belki de şu an hastanedeydi. Berke çocuğu çok fena dövmüştü ve benim durdurmama bile izin vermeden beni zorla kucağına alıp arabaya bindirmişti. Bunlar daha olmadan küçük kızın bakıcısı onu çoktan alıp götürmüştü olaya şahit olmaması için. Herkes bize bakarken Arda arabayı sürüp hızla restauranttan uzaklaşmıştı.

Camdan dışarı bakıp yoldaki ağaçlara bakarken Furkan'ın konuşması ile hepimiz ona dönmüştük.

"Kafa mı dağıtsak biraz?"

Furkan'ın kafa dağıtma anlayışının pek iyi olduğu söylenemezdi. Tek kaşımı kaldırdım. Tam konuşacakken Arda'nın konuşması ile sessiz kalmıştım.

"Bence de biraz kafanız dağılsa fena olmaz."

Ben sessiz kalırken Furkan konuşmaya devam etmişti.

"Aynen aynen n'apsak... ııı... Bowlinge gidebiliriz mesela? Oha lan çok iyi fikir, bowlinge gidelim." dedi ve arkasını dönüp bize baktı eli ile bizi işaret ederek.

"Siz ikiniz de itiraz falan etmiyorsunuz ona göre. Diğerlerine de haber verelim. Orada buluşuruz."

Arda arabayı sürerken başını da aşağı yukarı sallamıştı. "Tamam o zaman, Furkan sen ara Burak'ı, o da diğerlerini alsın. Orada buluşuruz."

Furkan başını aşağı yukarı sallayıp telefonu eline almıştı. Bir süre sonra konuşmaya başlamıştı.

"Alo, Defne... Allah Allah ya, benim niye hiç haberim yok özür dileyeceğimden?... Hayır, özür dilemek için aramadım tatlım, bowlinge gidiyoruz hep beraber orada buluşuruz, özür dilenecek bir şey de yapmadım ayrıca... Ne?! Sen iyi misin, cidden bak... Hadi ya?... Ya Defne saçmalama... Bi dur kapatma De..."

Güzel Güçlü SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin