16. Bölüm: Kalabalığa Gideceğim

1.9K 672 418
                                    

Fatih dosyayı verip gittikten sonra biz elimdeki dosyayla kalakalmıştık. Dosyayı çantama koyduktan sonra Berke'ye yöneldim.

"Okulda bakarız. Şimdi geç kalmayalım." dedim ve garaja doğru beraber ilerledik. Arabama yöneldiğimde Berke'nin sesiyle duraksadım.

"Ne gerek var farklı arabalarla gitmeye? Gel benimkiyle gidelim. O sırada dosyaya bakarız." dedi ve arabasını işaret etti.

Başım ile onayladıktan sonra Berke'nin arabasına yönelip ön koltuğa geçtim ve çantamdan dosyayı çıkartıp Berke'nin yerleşmesini bekledim.

Berke çantasını arkaya attıktan sonra arabayı çalıştırdı ve evden ayrıldık.

"Ben okuyorum o zaman sesli bir şekilde. Sen önüne bak kulağın bende olsun." dedim ve Berke başını aşağı yukarı salladığında dosyayı açıp ağzımı araladım.

"İlk adamın ismi, Bora Duman. Otuz dokuz yaşında. Mesleği hakkında hiçbir bilgi yok ama adam zengin, fotoğraflardan net anlaşılıyor. En sevdiği şey kitap okumak. Kalabalık ortamlardan haz etmezmiş. Iıı... Onun dışında çocuğu da eşi de yok. Tek yaşıyor." dedim ve sayfayı çevirdim. Bora Duman'dan hiç iyi elektrikler almamıştım. Siyah saçları ve koyu kahverengi gözleri vardı. Suçlu havası uyandırıyordu insanda.

Bir sonraki sayfada sarı saçlı, yeşil gözlü, şirin yüzü olan yaşlı bir adam vardı. Ne yazık ki şirin biri olmadığı kesindi...

"Bir sonraki Poyraz Turgut. Otuz sekiz yaşında. Bunun da mesleği hakkında herhangi bir bilgi yok. Garip... Eşi ve bir çocuğu ile beraber yaşıyor. En sevdiği şey deniz kenarında yürüyüş yapmak. Kalabalık ortamlardan haz etmezmiş... Bunların kalabalık ortamlarla sorunu ne? Ah neyse diğerine geçiyorum."

Sayfayı çevirdiğimde lunaparkta beni yakalamak isteyen adamların başındaki kişinin fotoğrafı ile karşılaştım. Yüzümü buruşturduktan sonra tekrar ağzımı araladım.

"Lunaparktakilerin başında olan adama geldi sıra. İsmi Halit Görkem. Otuz Beş yaşında. Mesleği hakkında bir bilgi yok... Bu normal mi sence? Hiçbirinin mesleği hakkında bilgi yok."

Berke başını olumsuz anlamda sağa sola salladığında ben konuşmaya devam ettim.

"Çıkar kokusu yakında... Evli değil. Kalabalık ortamları sevmiyormuş, şaşırmadım... Saat koleksiyonu oluşturmayı seviyormuş. Çok değerli bir saat koleksiyonu varmış ve hiçbirini takmamış. Onun için özel anlamları varmış saatlerin. Bu adam çok garip. Madem takmayacaksın niye alıyorsun ki?" dedikten sonra sayfayı çevirdim.

Bu sefer bir kız vardı karşımda. Kahverengi saçları, mavi gözleri vardı. Çok şirin bir yüz ifadesi vardı. Bu kadar kötü biri olduğunu düşünmek istemiyordum ama bulunduğum şartlar beni buna zorluyordu. O da kötü biriydi...

"Bir diğeri Beyza Durmuş. Otuz bir yaşında. Mesleği hakkında bilgi yok. Eşi falan yok tek yaşıyor. Kalabalığı sevmiyor, en sevdiği şey taş koleksiyonu oluşturmak. Daha önce hiçbir yerde olmayan taşlara sahipmiş ve kimseye dokundurtmazmış... Bu son kişiydi zaten. Ee ne düşünüyorsun?" diye sorduğumda okula beş dakikalık bir mesafe kalmıştı. Berke yola bakarak ağzını araladığında ben ona bakıyordum.

"Hiçbirinin mesleği hakkında bilgi olmaması çok garip. Onun dışında kalabalıktan hiçbirinin hoşlanmaması... Bu işte bir gariplik var. Koleksiyonlardan da bir şey çıkacak gibi. Ee şimdi ne yapacağız ortak?"

Kolumu arabanın kapısına dayayıp yüzümü elimin üstüne koydum ve düşünmeye başladım. Şimdi yapmamız gereken onları gizlice izlemek, bizi neden istedikleri hakkında herhangi bir bilgiye ulaşmaktı. Ama ilk önce onların nerede olduğunu bulmamız gerekiyordu ve bunu halledebilirdim.

Güzel Güçlü SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin