22. Bölüm: Alex Kim?

1.4K 453 351
                                    

Selam ẞir Taneleriiim!
Bu bölümü karanlık bir yerde okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar...^-^

*Seni Duru'ya karışmaman konusunda uyarmıştım...*

Göz kapaklarım ağır ağır hareket ederken, gözlerim açılmamakta ısrarcı gibiydi. Zor da olsa yavaşça gözümü açtığımda farklı bir yerdeydim. Berke, Furkan, Defne, Mete ve Burak... Hepsi yanımdaydı. Kare bir odadaydık ve odanın kapısı yoktu. Duvara asılı siyah renkte olan bir sürü obje vardı bu odada. Her biri farklı şekillerdeydi. Kapısının olmamasını garip bulurken yerdeki gizli kapıyı gördüğümde nereden giriş yapıldığını anlamış olmuştum.

Ben odayı incelemeye devam ederken diğerleri baygın bir şekilde yatıyorlardı. Ayağa kalkmaya çalıştığımda bunu başaramamıştım. Kollarım da bacaklarım da duvara sabitlenmiş olan demirlere bağlıydı. Demirin iki ucu da duvara geçirilmişti ve hareket etmiyorlardı. Gördüğüm şey karşısında sinirlenirken, kalkmak için çaba harcadım ama olmuyordu. Hareket gücümle demirleri çıkarmayı denedim. Bu da işe yaramıyordu.

Sinirle tekrar önüme döndüğümde Berke dışında kimsenin bağlanmamış olduğunu fark ettim. Yerdeki kapıdan ses gelmeye başladığında tüm dikkatimi oraya vermiştim. Kapak açıldığında içeri giren kişi tanıdık gelmişti. Nerede gördüğümü tam olarak çıkaramamıştım. Hafızamı zorladığımda kim olduğu gözümde canlanmıştı. Evime ilk taşındığım gün bana silah doğrultan kişiydi bu. Sinirle ona bakarken, o beni gördüğünde sırıtmaya başlamıştı. Kaşlarımı çattığımda, yerdeki kapıyı kapatıp önümde durdu. O konuşmaya başlarken ben sinirle ona bakıyordum.

"Ooo, bakın kimler uyanmış. Bu sefer beni vuramazsın. Hadi vursana! Hadi vur! Bu sefer vuramazsınız hanım efendi! Hıh..." dedikten sonra arkasını döndü. Çok garip biriydi. Resmen az önce bana trip atmıştı. Ayrıca tabiki onu vurabilirdim. Gözlerimi devirdikten sonra ağzımı araladım.

"Biz... Bizden ne istiyorsunuz?"

Zar zor konuşabilmiştim. Konuşmakta zorluk çekiyordum. Başımda da ağrı hissederken, aynı zamanda üzerimde bir halsizlik de vardı. Bunun nedeni başıma vurulan cam obje miydi, yoksa hastalıktan yeni çıkmış olmam mıydı bilmiyordum. Sahi, başıma vuran kişi kimdi? Berke baygındı, o olamazdı. Ki baygın olmasa bile vurmazdı. Bunu yapmazdı. Kafamda soru işaretleri birer birer yer edinirken karşımdaki kişi Defne'yi kollarından tutup kaldırmıştı Defne baygın bir vaziyetteyken. Aynı anda konuşmayı da ihmal etmemişti.

"Sizden ne istediğimizi kısa süre sonra anlayacaksın." dedikten sonra Defne'yi duvara asılı olan demirlerin başına götürdü ve onu yere bırakıp ayağını tekrar iki kere yere vurdu. Vurduğu an duvarda yeni fark ettiğim sürgülü siyah bir cam önüme geçerek onları görmemi engelledi. Hiçbirini göremiyordum. Önüme geçen siyah cam yüzünden onları göremiyordum.

Kaşlarım çatık önümdeki cama bakarken sinirlenmeye başlamıştım. Kollarımı hareket ettirmeye çalışıyordum ama başaramıyordum. Hareket edemediğimden sinir kat sayım daha da artmıştı. Hareket gücümü tekrar kullanmaya karar vermiştim. Bir kez daha demirlerden kurtulmak için kendimi zorladım ama yeniden başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bunu her nasıl yaptılarsa hareket etmiyordu.

Dişlerimi birbirine bastırırken önümdeki camda bir ışık yanmıştı. Şaşkınlıkla önümdeki cama bakarken kafam karışmaya başlamıştı. Daha önce ışıklı bir cam hiç görmemiştim. Bu sinemalardaki gibi bir şey değildi. Belli bir yerden duvara yansıyan bir şey de değildi. Bu camın kendi ışığıydı ve beni şaşırtan da buydu.

Kaşlarım çatık halini alırken, camın tamamında bir oda belirdi. Odada bir masa vardı ve önünde koltuklar, ışık, süsler... Gösterişli bir odaydı. Kafam karışmış bir şekilde cama bakarken, odada biri belirmişti. Bu kişi Berke'nin yanında gördüğüm, daha önce uyurken sesini duyduğum kişiydi. Onu görünce sinirlenmiştim. Öfke dolu bakışlarla ona bakarken, o bana bakarak gülümsüyordu. Bu beni daha çok sinirlendirmişti. Kalın ve ürkütücü sesi ile konuşmaya başladığında sinir kat sayım artmaya devam ediyordu.

Güzel Güçlü SerisiTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang