2. Kitap - 5. Bölüm: Bebek

649 151 325
                                    

Multi: Bebek sjzijsisjs

Gözlerim yavaş yavaş açılırken nerede olduğuma baktım. Odamdaydım. En son Berke'nin arabasında olduğumu hatırlıyordum ama, şimdi buradaydım.

Henüz sabah olmamıştı ve üstümde bu akşam giydiğim kıyafet vardı. Yavaşça yatağımda doğruldum. Uykulu bir şekilde telefonuma yöneldim ve saate baktım. Saat 6:13'ü gösteriyordu. Ayağa kalktım ve elimi yüzümü yıkadım. Saçım bayağı bir dağılmıştı. Açıp biraz düzelttikten sonra dolabıma yönelip koşu için uygun olabilecek kıyafetleri seçtim ve hızlıca üstüme geçirdim.

Üstümü giydikten sonra kafama bir şapka da geçirip hızlıca evden çıktım. Arda henüz uyuyordu. Furkan zaten öğlene kadar uyuduğu için işe gittiğim zamanlar bile genelde beni görmüyordu. Ev denize yakın olduğu için çabucak varmış ve koşu yapmaya başlamıştım.

Koşu yaparken aynı zamanda düşünüyordum da dün olanları. Nasıl davranmam gerektiğini, ne konuşmamız gerektiğini, ne yapacağımı... Bir süre düşündükten sonra Berke'nin de haklı olduğuna karar vermiştim. Haklıydı. Mecbur kaldığı için bırakmıştı beni. Evet belki bana söyleyebilirdi ama... Belki de söyleyememişti. İstemişti ama yapmamıştı belki de. Neden olmasın? Belki de buna inanmak istediğim için böyle diyordum. Ona hak vermek istiyordum.

Gülümsedim ve koşmayı bıraktım. Bir süre nefes aldıktan sonra yan taraftaki simit satan amcadan bir şişe su satın aldım ve koşmaya devam ederek eve geri döndüm. Yarım saattir koşuyordum, bugünlük bu kadar yeterdi. Saat yediye gelmek üzereydi. Bugün işe biraz daha erken gidecektim.

Eve vardığımda henüz herkes uyuyordu. Hemen odama çıktım ve kısa bir duş aldıktan sonra hızla dolabıma yöneldim.

Üstümü giydikten sonra saçımı dalgalı hale getirip açık bıraktım. Başıma da açık kahverengi bir şapka taktıktan sonra hafif biraz da makyaj yaptım. Artık hazırdım. Çantamı da alıp koşar adım evden çıktım. Bugün işe gitmek için diğer günlere göre heyecanlıydım. Çünkü... Neyse.

Arabama binmemle telefonumun çalması bir oldu. Çantamdan telefonumu çıkardığında arayanın Nisa olduğunu fark ettim. Gülümsedim. Her seferinde tam arabadayken aramak büyük bir başarıydı bence. Telefonu açıp hoparlöre aldım ve arabayı sürmeye başladım.

"Alo, Nisa?"

"Günaydın Duru Hanım, bugünkü planı size bildirmek için aradım. Müsait misiniz?"

"Evet Nisa söyle."

"Bugün sabah yeni ayakkabılarımız satış merkezimize ulaştı ama nem alıcılarda galiba sıkıntı olmuş. Oraya bakmamız gerekiyor. Onun dışında Livest Şirketi haber vermişlerdi. Satış merkezimizi görmek istiyorlar, belki siz soruna bakarken onlar da mağazayı görüp akıllarındaki soru işaretlerini giderirler. Onun dışında şimdilik herhangi bir şey yok."

Derin bir nefes aldım. "Tamam Nisa teşekkürler, ben de birazdan şirkette olurum."

"Peki Duru Hanım."

Telefonu kapattıktan sonra hızımı arttırdım ve daha kısa sürede şirkete vardım. Arabamı Vale'ye bıraktıktan sonra göz ucuyla Berke'nin şirketine baktım. Berke'yi şirkete girerken gördüğümde gülümsedim. Bir süre daha öylece şirkete bakarak gülümsedikten sonra kendime gelip şirkete girdim. Girmemle çoğu kişi, hoşgeldiniz derken gülümseyerek karşılık veriyordum. Asansöre binip üst kata çıktıktan sonra Defne'nin şirkette olduğunu fark ettim. Defne bu saatte uyanır mıydı ya? Kıyametin alametlerinde bugün...

Defne Nisa ve Tekin'le sohbet ediyordu. Yanlarına doğru geldiğimi fark ettiğimde Nisa bana dönerek gülümsemiş, Defne her zamanki Defne ve Tekin'in beti benzi atmış. Defne Tekin'e dönüp güldükten sonra bir süre bana baktıktan sonra Tekin'e hitaben konuşmaya başladı.

Güzel Güçlü SerisiWhere stories live. Discover now