4. Bölüm: Fazla Güzel

2.9K 936 540
                                    

Berke'nin Ağzından

*Her kız güzeldir, ama O fazla güzel*

"Bunun gibi mi?"

Duru elini, avuç içi tavanı görecek şekilde kaldırdığında masadaki mendil kutusu havalanıp eline gelmişti. Gördüklerim karşısında şoka uğramıştım. Duru da benim gibiydi. Benim gibi biri daha vardı. Tek değildim.

Heyecanlanmıştım birden. Aynı anda hem korkuyor, hem de seviniyordum. Heyecanımın ve sevincimin sebebi benim gibi güçleri olan biri ile karşılaşmış olmamdı. Korkmamın sebebi ise Duru'nun zarar görme ihtimaliydi.

Onun da peşine düşeceklerdi. Altı aydır çektiğim çileleri o da çekecekti belki. Ama ben bunu istemiyordum. Onun zarar görme ihtimalini duymak bile yetmişti canımın yanmasına. Neden canımın yandığını ise anlamıyordum.

Kapıda o notu gördüğümde Duru'ya benim yüzümden zarar verecekler sanmıştım. Belki bir şekilde yanımda gördüler de beni elde etmek için onu kullanacaklar, diye içim içimi yiyordu. Ama şimdi her şey yerli yerine oturmuştu. Duru'nun güçlerini istedikleri için kaçırmaya çalışmışlardı onu. Duru'nun da güçlerini istiyorlardı.

Duru elindeki mendil kutusunu tekrar eski yerine koyduktan sonra konuşmaya başladı.

"Ben bu gücü bir ay önce farkettim. Ama bir türlü açıklayamadım kendime. Yokmuş gibi davranmaya çalışıyordum. Düşünmekten korkuyordum ve aklıma gelmemesi için çabalıyordum. Ama şimdi, benim gibi birini daha görünce cesaret geldi bana biraz." dedi ve gülmeye başladı.

Gözlerini masaya çevirerek konuşmaya devam etti.

"Başkalarında da var mı Berke?" diye sordu ve başını kaldırıp bana döndü tekrar.

Bu sorunun cevabını ben de bilmiyordum. Ellerimi kaldırıp bilmiyorum işareti yaptığımda başını olumlu anlamda aşağı yukarı salladı.

Yüz ifadesinden ruh halini anlayamıyorum. Mutlu, korkmuş, heyecanlı, tedirgin... Hepsi vardı sanki yüzünde. O masaya bakarak bir şeyler düşünürken ben onu izliyordum.

Aklıma bugün ilk karşılaştığımız an gelmişti. Kaçıyordu ve aynı yere saklanmıştık. Beni gördüğünde tam çığlık atıyordu ki ağzını kapatarak onu durdurdum. Ama neden bilmiyorum o da benim ağzımı kapattı. Gözlerime bakarken ne kadar tedirgin olduğunu hissedebiliyorum. Çok güzeldi. Bana bakışı, gözlerini kapatıp bir süre durması ve tekrar bana bakması.

Onunla yeni tanışmış olmama rağmen sanki yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyordum. Küçük bir çocuk misali kaybettiğim oyuncağımı bulmuştum sanki.

Her kız güzeldir. Çirkin kız diye bir tabir yoktur bence. Ama Duru fazla güzeldi. Fazla güzel, fazla içten... "Her şeyin fazlası zarardır." sözü onun yanında geçerliliğini yitiriyordu sanki.

İkimiz de sessizce düşüncelerimize kapılırken yemekler gelmişti. Duru yemekleri gördüğünde canlılık gelmişti ona. Bu halini görmek istemsizce sırıtmama neden oluyordu.

Ona baktığımı farkettiğinde duruşunu dikleştirdi. Dışarıya karşı dik bir duruş sergilemeye çalışıyordu. İçindeki minik, kıpır kıpır çocuğu saklamaya çalışıyordu. Ama ben o çocuğu fark edebiliyordum.

Yemeklerimizi yerken bu güçler hakkında bildiğim bir çok şeyi anlattım ona. Yemeklerimizi yedikten sonra hesabı ödedik ve Ersin Abiye de selam verip çıktık.

Saat altı olmuştu. Duru'yu okula kaydetmek ve okulu biraz gezmek için yola çıkmıştık. Duru'ya yolu tarif ederken o sırada sohbet ediyorduk.

Güzel Güçlü SerisiWhere stories live. Discover now