Saklı Gerçekler

3.3K 130 55
                                    

Uzaktan James' i izliyordum. Yanına gidip yaptıklarını yüzüne vurmak istiyordum. Ayağa kalkıp yanına doğru gidiyordum. Arkamdan biri tuttu gene aynı adamdı. Ne istiyorsun benden diyerek sordum. Sakın gitme o sandığın kişi değil. Ne diyorsun sandığım kişi o. Dikkatli bakmamı söyledi. Bir süre baktıktan sonra dönüştü. O Bir büyücü kimseyi böyle yargılamamalısın dedi. Sen bunları nerden biliyorsun diyerek arkamı döndüm, James'di. Sen burda ne arıyorsun diyerek sordum. Söyleyemem dedi. Sana nasıl inanmamı bekliyorsun o zaman diyerek bağırdım. Anlatamam işte zorlama diyerek bağırmıştı. Büyücü bizi görmüştü ordalar yakalayın diye bağırdı.

James ile koşuyorduk. Nereye kaçacağız diyerek James'e sordum. Biraz düşünerek beni takip et dedi. James' in peşine koyulmuştum. Arkama döndüğümde kurta dönüşmüştü. Lanet olası büyücüden nasıl kurtulcaz diyerek bağırdım. Sen git ben hallederim dedi. Dur diyerek bağırdım ve beni iterek yere düşürdü. James tuhaf bir yaratığa dönüşmüştü. Bu da neyin nesi diyerek bağırdım. Bana baktı ve sonrasında kurtu parçalara ayırmıştı. Parçalarını tek tek yemeye başlamıştı. Korkuyordum, yavaş yavaş uzaklaşıyordum. James tekrar insan olup yanıma geldi.

Üzgünüm bu yeteneğimi kullanmak istemezdim. O da neydi diyerek bağırdım. Ben Gizli Irktanım ve böyle olmaktan nefret ediyorum. Neden bu zaman kadar dönüşüp yardım etmedin dedim. Yapamazdım böyle olmaktan nefret ediyorum dedim ve her dönüştüğümde birini parçalara ayırıp besleniyorum sence iyi bir şey mi bu diyerek yakınıyordu. James'in durumunu anlamıştım ve artık arkandayım James dedim. Merak ederek sen buraya nasıl geldin diyerek sordum. Ben bayadır burdayım kurtulmak için çok çabaladım ama geri dönemedim. Peki nasıl buraya geldin. Tamam bak iyi dinle aramızda kalcak. Ben buraya gelmeden önce yani bir 15 yıl sonra bir kadını sevdim ve onunla olmak istedim ve onla olmak isterken beni buraya gönderdi çok pişmanım dedi. Bende o zamandan gönderildim yaklaşık 16 yıl sonra olmalı dedim. Bu arada ben James senin ismin ne diye sordu. Ben de Kevin biliyorsun saniyordum. Daha önceden tanınmış mıydık diyerek sordu. Benim geleceğim onların geçmişi olabilir mi diye düşünmeye başladım. Hayır diyerek gülümsedim. James seni birileriyle tanıştırmam gerekiyor dedi. Bende James' in peşinden gittim. Bir süre yürüdükten sonra küçük bir klubeye vardık, Kevin oradaydı. Bu olayı nasıl unutabilirim diyerek kendi kendime sordum. Sen Luis olmalısın beni kurtaran diyerek sarıldı. James bana tuhaf bir şekilde baktı. Anlatacağım diyerek fısıldadım. Kevin bekle bizi burda diyerek James ile dışarı çıktık.

Hani senin adın Kevin'dı diyerek bağırdı. Bak bende senin gibi gelecekten geldim ve o benim diyerek James' e anlattım. James sakın şunu unutma ben geri döndüğümde sana senin Gizli Irk olduğunu biliyorum dediğim zaman geri dönmüşüm demektir. James anlıyorum diyerek başını salladı şimdi o çocuğu dediğim adresteki aileye ver diyerek ordan ayrıldım. James Kevin'ı alıp dediğim adrese doğru yola koyulurken ben ise geri dönmek için yol arıyordum. Tekrar o sesleri duymaya başlamıştım. "YAPACAGIMIZ IYILIGI UNUTMAA..." lanet olası ses kafamda yankılanıyordu. Dizlerimin üstüne çökerek ellerimi başıma koydum lütfen gidin diyerek bağırdım. "SENI BURAYA GONDERMEMIZIN SEBEBI VARRRR..." nedir o lanet olası sebep diyerek bağırdım."SADECE 1 GUN SABREDECEKSINNN..."ve sesler gitmişti. Yoluma koyularak o sebebi öğrenmeye çalışıyordum. Yürürken bir bağırma sesi duymuştum. Koşarak o yöne doğru ilerledim. Bir aile vardı ve iblisler tarafından götürülüyordu. Küçük kız oturmuş ağlıyordu. Iblisler biraz ilerledikten sonra kızın yanına gittim. Boynundaki kolye dikkatimi çekmişti. Bakabilir miyim diyerek sordum. Tabiki diyerek kolyesini gösterdi. Rose'daki kolyenin aynısıydı sesli bir şekilde inanamıyorum dedim ve kız şaşırmıştı. Adın ne peki diyerke sordum, Rose dedi. Iblisler geri dönmüştü arkamda dur diyerek iblislere saldırdım. Ancak Rose benden önce davranıp onları yere sermişti. Senin adın ne peki diyerek sordu. Kevin diyerek gülümsedim. Sen eve gir saklan ben geliyorum diyerek ailesinin pesinden gittim.

Iblisler ailesino sürükleyerek götürüyorlardı. Hey! Diyerek bağırdım. Iblisler sırtlarındandan kılıçlarını çıkarmıştı. Gülerek beni bunla mı öldüreceksiniz dedim. Iblisler bir hamle ile Kılıçları yakmıştı. Biraz korkmuştum açıkçası. Sonra bir hamle ile uzaktan saldırılar. Büyücü gibi alev topu atıyordu, bu nasıl olabilir diyerek zamanı yavaşlattım ve o saldırılardan kurtuldum. Cebimden büyü kitabını çıkartarak alev topundan koruyan kalkan büyüsünü okudum. Ve zamanı yavaşlatarak oldurebilecek büyü aradım. Bir süre baktıktan sonra buz büyüsünü buldum. Eli bir çeşit keskin buza dönüştürüyordu ve okuyarak direk saldırdım. Zaman ve büyücü ırkının özelliklerini ilk defa bir arada kullanmıştım bu beni baya yormuştu ancak devam ettim ve koşarak iblisleri haklamıştım. Zamanı eski haline döndürdüğüm başım feci bir şekilde dönmüştü ve dizlerimin üstüne çökerek geçmesini bekledim. Iyi misin diyerek sordular. Evet iyiyim diyerek geri donmeliyiz dedim.

Rose'un ailesi ile birlikte Rose'u bıraktığım yere doğru gittik. Eve girdiğimde Rose diyerek bağırdım yoktu. Olamaz diyerek ailesi bağırdı. Elizabeth'de yok diyerek ağlamaya başladılar. Rose'un annesinin kulağına merak etmeyin onlar yaşıyor diyerek gülümsedim. Nerden biliyorsun diyerek tereddüt etti. Çünkü ben gelecekten geldim ben Kevin'ım dedim. Sırtımı açmamı söyledi. Neden olduğunu bilmiyordum ancak açtım. Kevin diyerek sırtından sarıldı, Anlamıştım. Sırtımda ne var diyerek sordum. Küçükken düşüp yaralanmıştın ve hastaneye gitmemek için direnmiştin ordada iz oluşmuştu diyerek ağlamaya başladı. Neden ağlıyorsun diyerek sordum. Hayatta olmana sevindim ailen icin üzgünüm dedi. Aklıma bir şey gelmişti ve o planım işe yararsa Rose mutlu olacaktı. Sizi bir yere göndericem ve ordan sakın ayrılmayın orda yaşayın, biz yaklaşık 16 yıl sonra gelcez diyerek söyledim. Adresi tarif ettim. Tarif ettiğim yer Japonya'ydı. Vedalaşarak Rose'u aramaya başladım. Bir süre yürüdükten sonra o sesleri tekrar duymaya başladım."ŞİMDİ NEDEN GONDERDIGIMIZI ANLAMISSINDIRRR..." etraf kararmaya başlamıştı. Sesler son defa bir şey söylemişlerdi "RÜYADAN UYANMIS GIBI OLACAKSINNN..."

Uyanmıştım. Çok terlemiştim ve Rose kaldırmaya gelmişti. Neyin var diyerek sordu. Bugün seni birileriyle tanıştıracağım diyerek gülümsedim. James aklıma gelmişti koşarak yanına gittim. Özel konuşmamız lazım diyerek dışarı çıkmıştık. James senin Gizli Irktan olduğunu biliyorum dedim. James direk sarıldı sonunda geri gelebildin bunu sana o kadar çok söylemek istedin ancak korkarsın ve benden nefret edersin diye soyleyemedim dedi. Sen ne zaman geldin diyerek sordum. Senle ilk tanıştığımız günü hatırlıyor musun diyerek sordu. Evet şeklinde kafamı salladım. İşte o gün seni bulmak için çok çabalamıştım sürekli çetelerle, polislerle iş birliği ile yerini sapladım ve geldim dedi. Gülümserek Rose'un ailesinin yaşadığı yeri biliyorum dedim. James çok mutlu olmuştu sonuçta arkadaşıydı. Ne zaman gidiyoruz diyerek sordu. Ben haber vercem sakın belli etme diyerek göz kırptım. O sırada aklıma Rose gelmişti. Beni marketten kurtarırken adımı biliyordu. Ben Rose'u kaybettiğim zaman iblisler tarafından kaçırılmış olmasından korkuyordum çünkü iblisim diyerek kendini tanıtmıştı ve bu oyunun bir parçası olabilirdi.

Doğa ÜstüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin