54.Bölüm/Arayış\

37 6 2
                                    

Gözlerimi açtığımda başımda bekleyen Clara, Rose, James ve Eric vardı. Etrafa bakarak gözlerim Miras' ı aradı ama yoktu.

-Miras nerde?

-O kim Kevin?

Benden bir şeyler gizlediklerini düşünmeye hatta başına bir şey gelmiş olmasından korkuyordum. Ayağa kalkmaya çalışırken göğüsümden iterek tekrar yatırdılar.

-Miras nerde!

Bu sefer sinirlenmiştim.

-Tanımıyoruz.

Dedi James. Ayağa kalkmaya çalışırken Rose eliyle göğsüme dokunarak

-Az dinlen her şeyi anlatacağım.

Rose' a güvenim sonsuzdu. Yorgunluğumu atmam için biraz uyuyamam lazımdı. Uyanınca her şeyi bir bir anlattıracaktım. Gözlerimi yavaşça kapattım ve karanlığın içine dalarak uyumaya başladım.

(Kısa bir süre sonra)

Nefes nefese kalmış şekilde kalkmıştım. Üstümdeki yorganı atarak kapıya yöneldim. İçerden tartışma sesleri geliyordu.

-Bunu nasıl açıklıcaz Kevin'a ha söylesenize?

-Her şeyi anlatacağız.

-Her şeyi mi? Miras diye biri yok tutturdu Miras nerde. Yolda bulduk zaten üstündeki kıyafetleri bir yerden bulmuş giymiş...

James, Clara'nın sözünü keserek.

- Ya haklıysa? Bir şey bilmeden konuşmamalıyız. Neler yaşadığını bir anlatsın sonra ne diyorsan de!

- Ne anlatcak biliyor musun? Geçmişte yaşadığını, Miras diye birinin kurtardığını söylicektir. Bu zaman patlamasının gösterdiği yan etkilerden biri. Uyanınca dinlersin.

Kapıyı sertçe açarak

- Sana Miras'ı bulcam ve yanıldığını göstercem o zamana kadar o çeneni açmıcaksın anladın mı? O yaşadıklarım hakkında bir şey biliyorsun ve onu ortaya çıkartacağım.

Önümde duran kapıyı açarak  dışarı çıkmıştım. Gözlerim beni yanıltıyordu sanki. Her göz kırpışımda Atlantis' i görüyor karşımda ise Miras vardı. Bana elleriyle bir şeyler gösteriyor sanki beden diliyle bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Kulaklarım çınlamaya, başımda sanki yüzlerce davul vururcasına çatlıyordu. Arkamdan Rose, James, Eric ve Clara koştu. Gözlerimi yavaş yavaş kapanmaya başlayışı kötü şeyler işaret veriyordu. Göğsümde patlamaya hazır bomba var gibi içim sıkışıyordu. Çınlama artmış, göğsümün üstünde parlak bir küre oluşmuştu. Bunu en son ben Atlantis' e giderken yaşamıştım. Çevremde toplanmış olmaları onların zarar göreceğini anlatıyor gibiydi. Son kez gücümü toplayıp

-Benden uzaklaşın kısa bir süre sonra tekrar karşılacağız.

diyerek elimle Eric' i ittim. Eric sendeleyip düşmesine rağmen ayağa kalkıp bana sarıldı. Onu tekrar itecek gücüm kalmamıştı. Gözlerimden son bir damla yaş akarak olacak olanlara başımı eğmiştim. Göğsümde oluşan parlak ve su yeşili renkte olan küre büyümüş nerdeyse tüm vücudumu kaplamıştı. Etraf kararmaya başladı bu kararma işini hiç sevmiyordum. Beni güçsüzleştirirken içimde yaşayan siyah dokuyu daha da güçlendiriyordu.

(Yoğun bir karanlık ve büyük bir patlama sesi)

Kabus görmüşçesine yatağımdam fırladım. Samandan yataklar, elle oyulmuş masalar, yerde duran hayvan kürkleri ve daha bir çok buna benzer şeyler tekrar Atlantis' e tekrar geldiğimi anlamıştım. Karşımda Miras belirdi.

Doğa ÜstüTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon