60.Bölüm/Yeni Yol\

23 7 0
                                    

Acı içinde kıvranmaya devam ediyordum. O kadar şiddetli bir acıyla karşı karşıyaydım ki ölmek istiyordum. Yaşlı kadın elinde bir aletle bana doğru yaklaşmaya başladı. Vereceği acıdan çok bu acıdan kurtulmak için her şeye razıydım.

-Canın biraz acıyabilir.

-Bundan fazla yapacağını düşünmüyorum yap gitsin!

Kadının elindeki alet iğneye benziyordu ve normale göre daha kalındı. Içinde yeşil bir sıvı içeriyordu ve görüntüsü hiç hoşuma gitmemişti.

-Kollarından ve bacaklarından tutun!

İkişer kişiyle bacaklarımdan ve kollarımdan tutuyorlardı. Sanırım bunun bana vereceği acı şimdi çektiğim acıdan fazla acı vereceğini düşünmeye başlamıştım.

-Kafasından sımsıkı tut!

Beni buraya getiren kız kafamdan sertçe bastırıyordu. Yaşlı kadın iğneye alarak boynuma batırdı. Iğnenin içindeki yeşil sıvıyı boynumdan vücuduma doğru boşaltırken verdiği acı sanki ateşin damarlarımda dolaşırken her saniye ısısının artması, tüm vücudumun yanmasıyla eş değer bir acıydı çığlıklarım camları tuzla bu edecek gibiydi. Çok geçmeden acı içinde bayılıp kalmıştım.

"Kevinnnn..."

Bir çocuk sesini andırıyordu. Etrafta ilkbaharın gelmesiyle uçuşan çiçeklerin yaprakları ile hoş bir ortam oluşmuştu. Etrafta akan şelalenin sesi ve huzur bulmak için gelen insanların etrafı sessizce izlemesi beni çok rahatlatmıştı. Etrafa bir anda maskeli adamlar tarafından doldu ve her yer yanmaya, yıkılmaya başladı. Gözlerimin önüne ölen insanlar ve çığlıklarıyla birlikte dökülen çiçek yapraklarının yerini yanan yaprak parçaları, şelale sesleri yerine ise ölen insanların çığlıkları almıştı. Önümde duran küçük kızın ağlayışı beni derinden etkilemişti.

-Bize yardım edecek misin?

Etrafta ölen insanların çığlıkları bitmiş geriye sadece yanan cesetler ile birlikte karşımda duran küçük kız kalmıştı.

-Bize yardım etmezsen bunlar olacak şimdi yardım edecek misin?

-Edeceğim merak etme küçük kız.

-Sana değil? Arkandakine dedim

Arkama yavaşça dönerken arkamda her kim varsa öldürme istediği beni alıp götürüyordu. Arkamı dönüp elimi kaldırmamla indirmem bir olmuştu. Karşımda ...

-Uyanıyor!

Sesleri derinden geliyordu ve yavaşça ayılmaya başlıyordum. Acıya dair hiçbir şey vücudumda hissetmiyordum.

-Ne zamandır böyleyim?

-Yirmi beş saat oldu etrafta istediğin gibi gezip tozabilirsin.

Ayağa kalkmak için doğrulduğumda Miras.ve beni buraya getiren kız vardı.

-Kevin rüyanda ne gördün?

-Hiçbir şey!

-Kan ter içinde kalmışsın

Başımdam akan terleri silerek ayağa kalktım. Elimi yüzümü yıkamak için odada bulanan çeşmeye gittim. Elimi yüzümü bol suyla yıkadıktan sonra karşımda duran aynaya bakmamla geriye doğru çekilmem bir olmuştu. Aynada kanlar içindeki yüzümü görmüştüm ve dehşete düşmüştüm. Kehanet yaklaştıkça rüyalarım sıklaşıyor kendi ölümümün geldiğini hissediyordum. Bu hikayede kötü adam bendim ve sonunun mutlu sonla bitecek gibi gözükmüyordu. Hikayelerde bazen kötüler iyi olur bazende kötüler hapsedilirdi benim hikayemde ise en iyi sonuç ölümdü. Miras bana yaklaşarak

-Şimdi bana sorununu anlat bende elimden geldiğince yardım edebiliyim.

-Ölüyorum.

-Ne? Saçmalama!

-Evet Miras, ölüyorum ben bu savaşta kötü adamım ve savaş yaklaşıyor.

-Bu düşünceye nerden vardın?

-Çünkü her gördüğüm rüyada ölüm görüyorum, kendi ölümümü.

Miras kafamı omzuna koyarak

-Biz arkandayız iyi olsanda kötü olsanda.

İçeri Rose girmişti. Koşarak sarıldım onu o kadar çok özlemiştim ki bırakmayı hiç istemiyordum.

-Seni çok özledim lan!

-Bende seni çok özledim

Arkamızdan beni buraya getiren kız izliyordu sanırım beni baya kıskanmı olmalıydı ki yüzünü yere eğerek dışarı çıktı.

-Rose varken sen kötü olamazsın Kevin unutma!

Miras haklıydı. O varken benim kötü olmam çok zordu beni iyiliğe yönlendirip duruyordu.

-Eric'i gördük bugün.

-Durumu nasıl, mutlu mu?

-Değişmiş!

-Nasıl değişmiş?

-İçinde iyiliğin kaldığından bile şüpheliyim onu ordan kurtarmalıyız hemde acilen.

-Ama nasıl olcak? Duyduğuma göre ordaki büyücüler sarayın içini öyle bie koruyorlarmış ki içerde onlar hariç kimse yeteneklerini kullanmıyormuş.

"Ben bile orada sana yardım edemem"

-Biliyorum.

Herkes tuhaf şekilde bana bakıyorlardı.

-İçimdeki Siyah doku ile birlikte birbirimize baya bağlandık onu duyabiliyorum.

Rose gülümseyerek

-Sonunda gelişme gösteriyorsun.

Rose'un yanağından öperek dışarı o kızın yanına çıktım. Henüz ismini bile bilmiyordum. Sormaya yeltenirken

-Adım Elena bana İki numara derler.

-Bende Kevin bana Jason derler.

-Sevgilin şimdi bizi böyle görmesin malum kızabilir.

-Yardımın lazım.

-Ne için?

-Oğlum Eric'i kurtarmak için.

-Benim elime bundan ne geçecek?

-Ne istersen?

Elena gülümseyerek bu anlaşmayı kabul etti. Hazırlık için eve girecekken arkamdan bir kılıç sapının darbesi ile yere serilmiştim. Arkama baktığımda altı maskeli kişinin Elena'nın kafasına çuval geçirip kaçırdıklarını gördüm. Ayağa kalkmaya ne kadar çok istesemde başımdan akan kanla beraber baş dönmesi buna izin vermemişti. Sürünerek kapıdan içeri girdim. Rose ve Miras bana doğru koşarak yanıma kadar geldiler.

-Ne oldu sana?

-Elena...

Herkes bana dikkatlice bakıyordu. Rose başımdan akan kanı silerken konuşmak için nefes aldım

-Kaçırdılar, maskeliler...

Miras çok sinirlenip masaya vurdu. Gözlerindeki öfkeyi görebiliyordum.

-Kim onlar Miras?

-Sarayın özel askerleri bizim ne haltlar karşıtırdığımızdan haberleri var ve bizi uyarıyorlar.

Baş dönmesinin geçmesiyle birlikte oturarak duvara yaslandım. Rose başıma pansuman yapmaya devam ederken

-Ne yapacağız?

-Bu gece Elena'yı kurtaracağız ve sende benle geleceksin.

-Peki ya siyah dokuya hakim olmayıp öldürmeye başlarsam?

-Bende onu umuyorum. Sana uygun bir kostüm dikeceğiz ve bir kahraman gibi savaşacağız. O zamana kadar hazır ol.

Doğa ÜstüTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang