Zor Zamanlar

1.8K 80 32
                                    

Artık tek başımıza kalmıştık. Usta yaşamının son anlarını yaşıyordu.

"Kevin, gel yanıma"

Ne diyeceği hakkında bir bilgim yoktu. Yaklaştım kulağıma yaklaştı

"Bu kitabı ve kılıcı iyi sakla sana öğretmem gereken bir çok şey olmasına rağmen yolun sonuna geldim ancak sen bunu tamamlayabilirsin bunun için sana söyleyeceğim adrese git ve büyücülük eğitimini tamamla"

Elime kitabı ve adres yazılı bir kağıt verdi. Son nefesini verirken

"Sana inanıyorum."

Allen içeri girdi.

"Ne oldu burda?"

"Iblisler geldi Rose ve Clara'yı kaçırdılar ve James'de ortada yok sadece ikimiz kaldık. "

"Size yardım edeceğim. "

Allen ustaya yaklaştı.

"Bunu tanıyorum bu..."

"Ne oldu Allen"

"Bu benim babamdı."

Şaşırmıştık. Usta Allen'ın babasıysa O da büyücü oluyor. Bir yandan iyidi çünkü babası öldürülmüş iblislerden intikam alacaktı.

"Lanet olası iblisleri teker teker öldürcem."

"Hazırlanın gidiyoruz. "

"Nereye gitcez Kevin? "

"Koordinatları aldım. Bizi götürcek ancak parçaladığımız saati yaparsak daha iyi bulabiliriz. "

"Ben hallederim."

Allen saati yapmak için odaya girdi ve ustaya bakıyordum. Kül olup gidişini izlerken bir yandan savaşın yakın zamanda büyüyeceğini biliyordum.

"Kevin çalışıyor."

Kolyeyi elime aldım koordinatlara bakarak gideceğimiz yeri belirledim. Kaydettiğim koordinatların epey bir uzağındaydı.

"Siz bu koordinata gidin benim bir kaç işim var size yetişirim."

Tamam şeklinde kafalarını salladılar. Yola çıkmak için hazırlanıyorduk.

"Haberleşmek için bu evde bir şey bulamaz mıyız? "

"Hayır"

"Gidip alalım yoksa sıkıntı olur. "

Clara'nın arabadı dışardaydı. Anahtarı arıyorduk aslında pekte uzun surmemişti bulmamız. Arabaya doğru ilerledik şoför koltuğuna geçtim. Mark ile Allen arka koltuğa oturmuşlardı. Arabayı çalıştırdım ve şehir merkezine doğru yol aldık. Etrafa iyice bakıyorduk pek geçmeden aradığımız yeri bulmuştuk. Allen arabadan inerek lazım olan malzemeleri almak için dükkana girdi.

"Kevin buna güveniyor musun?"

"Benim kaç defa hayatımı kurtardı ve ölen babası!"

Allen'ın işi kısa sürmüştü.

"Hepiniz şunu kulağınıza takın. Saati bileklere ve mikrofonu tişörtlere takın."

Taktıktan sonra arabayla Mark ile Allen'ı bırakarak kaydettiğim koordinata doğru arabayı sürmeye başladım. Yolda giderken içimde bir korku vardı "BAŞARISIZLIK!" Gideceğim yerde beni neyin beklediğini bilmiyordum. Ya orda bende yakalanırsam tüm olaylar kafamda canlanıyordu. Büyük ihtimalle Clara, Rose, James, Allen öldürülecek bir tek beni yaşayacaklardı. Tüm vahşeti gösterip en sonunda ise beni öldüreceklerdi. Ya da diğer olayda olabilirdi. Allen ve ' Mark'da yakanır tek başıma kalacak ve tüm olayları saklayarak izlicektim. Ne yardım edebilirdim ne de sessiz kalabilirdim. Hatta bir süre sonrada benide yakalarlardı. Düşündükçe korkuyordum. Kaydettiğim koordinata gelmiştim. Küçük bir depoyla beraber savaştan çıkmış bir şehiri andırıyordu. Arabadan indim.

"Vardım. "

"Tamam Kevin dikkatli ol!"

Hiç bir kesici alette yoktu sanki aksiyon sahnelerini aratmayan polisler gibi iz peşindeydim. Kapıyı yavaşça araladım. Içerden sesler geliyordu sesleri tam gelmiyordu ağızları kapalıdı sanki. Alev topu yaparak etrafı aydınlattım. Karşımda Clara, Rose ve Rose'un ailesi vardı. Koştum ilk önce ağızlarını açtım sonra kol ve ayaklarındaki ipleri çözerek rahatladım. Rose direk bana sarıldı.

"Ailem yaşıyor Kevin yaşıyor. "

Omzumda ağlamaya başlamıştı.

"Size bir şey sormam lazım. "

"Tabiki evladım. "

"Sizin yanınıza gelen biri oldu mu?"

"Evet bizi çıkartıyordu ancak ev bir anda alev aldı sonrasını hatırlamıyorum. "

Sanırım James hakkında yanılmıştım. Güvendiğim birine (aslında pek güvenmiyordum Rose olayından sonra) bu konuda güvenmemem yanlıştı.

"Clara, sen bunları güvenli yere bırak sonra beraber dediğim yere gideceğiz çünkü Allen ve Mark'ın başı dertte."

Rose omuzlarımdan kafasını kaldırarak

"Bir şey mi oldu? "

"Siz gittikten sonra baya bir mücadele verdik ancak usta öldü. Senin kolyeni onararak sizi bulma umuduyla belirlenen yere doğru gittik onları bıraktım ve önceden kaydettiğim koordinatla sizi buldum. Büyük ihtimalle James orda. "

"Clara bence acele etmeliyiz."

Clara şoför koltuğuna oturdu yan koltuğa ben ve arkaya Rose ve ailesi oturdu.

"Nereye gidiyoruz Kevin?"

Arabanın kapısını açarak indim.

"Siz dümdüz devam edin. Onların bana ihtiyacı var."

"Sana yetişeceğim."

Clara arabayı dümdüz sürerken bende geri dönüyordum.

"Allen, Mark iyi misiniz? "

" Her yerde iblis her yerde..."

"Geliyorum dayanın "

"Gelm..."

Ses kesilmişti. Koşmaya başlamıştım onların bana ihtiyacı vardı ve durmaya hiç niyetim yoktu ucunda olum olsa bile...

Doğa ÜstüWhere stories live. Discover now