2. Kitap - 3. Bölüm: Birleştirme Çabaları

Start from the beginning
                                    

Gözlerimi devirdim. "Ay ama yani o kadar çaba gösteriyoruz burada onlar da azcık şey yapsınlar yani. Eskiden çok güzeldik be. Şimdi de öyle olalım istiyoruuum."

Furkan kolunu omzuma attıktan sonra saçımı öptü ve ben de elimi beline doladığımda ağzını araladı.

"Olacağız güzelim merak etme. Planı yapalım yapmasına da... Duru üzülürse? Valla bak yine üzülürse Berke'ye dalarım ben kusura bakmayın. Hak etmedi benim kardeşim bunları ya. Neden bıraktı ki yani aklım almıyor."

Neden bıraktığını ben de bilmiyordum. Burak ve Mete biliyor mu, onu da bilmiyorum. Ama biliyorlar galiba. Yani ben öyle hissediyorum. Çünkü ne zaman bu konuyu açsam Mete üstün güçleri ile konuyu değiştiriyor. Ama ben öğreneceğim. Elbet söyleyecekler nereye kadar sürecek bu?

Ellerimi birbirine sürttüm. "Eveet hadi bakalım iş başına. Mete sen Tekin'den deponun anahtarını alıyorsun. Nasıl alıyorsun artık orası sana kalmış. Burak sen Nisa'dan anahtarları alıyorsun. Furkan biz de aldığımız anahtarla gidip kapıyı kilitliyoruz."

Mete oflamaya başladı. "Siz Tekin'den anahtarları alsanız ben kapıyı kilitlesem?"

Başımı sağa sola salladım.

Mete gözlerini kıstı. "Tamam ben çıkıyorum yukarı. Bu Tekin çok değişik çocuk sevmiyorum. Havalı girişlerime engel oluyor hep. Neyse gelirim şimdi." dedi ve yukarı çıktı. Biz de şirketin önünde beklemeye devam ettik.

Mete'nin Ağzından

"...Ya lan bana bak hayat memat meselesi diyorum. Lazım. Allah Allah ya. Hem Duru bana dedi. Git al yedek anahtarları Tekin'den uğraştırma beni dedi."

"İnanmıyorum sana. Sinir bozucu bira mayası."

Kaşlarımı çattım. "Buzdolabında unutulmuş yarım limon!"

"Topuğu kırılmış ayakkabı!"

"Sofra bezine yapışmış pirinç tanesi! Bak yemin ederim söylerim seni Durucuğuma dayaktan geçirir seni."

Tekin gözlerini kıstı. "Duru Hanım senin askerlik arkadaşın mı?!"

Onun gibi kıstım gözlerimi. "Askerlik arkadaşım olmayabilir ama liseden sınıf arkadaşım. Hem o benim kankim bir kere tamam mı?"

Tekin başını daha çok yaklaştı gözleri kısık biçimde. "Kanıtla hadi kanıtla. Nerden bileyim ben Duru Hanım senin liseden arkadaşın?"

Onun gibi kafamı yaklaştırdım. "Yalan mı söyleyeceğim lan petrol rafinerisi seni. Dur lan kanıtlayayım dur sen." dedim ve telefonumu çıkardım. Duru ile okul balosunda dans ederken çekilmiş olan fotoğrafımızı açıp gösterdim.

"Bak. Bak gördün mü? Şimdi gidip seni kankasuma söyleyeceğim. Bana diyeceğim inanmadı diyeceğim o da seni döve döve idam eder artık."

Tekin kaşlarını kaldırdı. "Acımasız cani seni. Al anahtarlar al. Vallahi döner bıçağıyla döver beni al git."

Hehee çok kolay oldu. Tekinden uzaklaşıp havalı bir gülüş attım. Sonuçta patronun kankasıydım kıskansınlar azıcık değil mi?

"Ver bari ver." dedim ve merdivenlerden koşar adım aşağı indim.

Burak'ın Ağzından

"Hadi Burak sıra sende. Göreyim seni koççum." dedi Defne ve beni şirkete doğru itmeye başladı. Defne'nin beni gaza getirme çabalarına gülüp şirkete girdim. Asansörden ikinci kata gidip Nisa adındaki turuncu saçlı kızı gördüğümde yanına gittim.

Güzel Güçlü SerisiWhere stories live. Discover now