28. Bölüm: Baloya Doğru...

Start from the beginning
                                    

"Sen de yaptın ya Defne..."

Cümlenin sonunu tamamlayamamış ve Defne'nin verdiği cevaptan sonra hızla dış kapıya yönelmiştim. Defne arkamdan seslenmiş bir şeyler söylemişti ama hiçbirini anlayamamıştım. Anlamak için çaba gösterdiğim de söylenemezdi.

Kapı rüzgardan dolayı sertçe kapanırken umursamamış ve hızlı adımlarla garajdaki motoruma yönelmiştim. Gizli bir yerim vardı moralim bozukken, düşünmem gerektiğini hissettiğim zamanlarda gittiğim. Şimdi bana lazım olan yer orasıydı. Şehir merkezinin dışında on dakikalık mesafede olan bir uçurumun kenarı. Tüm şehir ayaklarının altındayken harika bir görüntü seriyordu göz önüne. O görüntü altında bazı şeyleri düşünmek iyi geliyordu.

Normalde yirmi dakikada vardığım uçuruma on dakikada ulaşmıştım. Hız sınırının bayağı bir üstüne çıkmıştım ama umrumda değildi. Motoru kenara koyduktan sonra uçurumun kenarında durup bir süre karşımdaki manzarayı seyrettim. Daha sonra bir bağdaş kurup oturdum. Bir kaç aydır buraya gelmiyordum ve özlediğimi söyleyebilirdim. Bir çok şeyi düşünme vakti, gelmişti...

•••

Rüzgar saçlarıma raks ederken gözlerimi kapatmıştım. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama epey bir geç olmuştu. Gece olmuştu ve bir kaç saati aşkın burada oturmuş öylece düşünüyordum.

Arkadan birinin geldiğini hissedip göz ucuyla baktığımda gelen kişinin Furkan olduğunu fark etmiştim. Ben tekrar gözlerimi manzaraya çevirirken Furkan yanımda bağdaş kurmuş ve konuşmaya başlamıştı.

"Sabahtandır herkes seni arıyor. Telefonun niye kapalı?"

İfadesiz bir ses tonuyla yanıtladım.

"Şarjı bitti."

"Kendini neden yine attın buraya?"

Gözlerimi Furkan'a çevirdim.

"Sence? Cevabını bilmene rağmen niye soruyorsun? Ha bu arada... Senin haberin var mıydı?"

Başını sağa sola salladı.

"Az önce haberim oldu."

Ben gözlerimi kısıp Furkan'a bakınca Furkan oflayarak devam etti.

"Off Duru vallahi doğru söylüyorum. Sana sadece bir kez yalan söyledim ve onda da konuyu biliyorsun zaten. Vallahi yeni öğrendim diyorum ya."

"Uf tamam tamam."

Ben tekrar önüme dönüp düşünmeye devam ederken Furkan tekrar konuşmaya başladı.

"Neden motorla geldin? Gece karanlık oluyor burası. Işık falan da yok çok riskli. Ayrıca neden kimseye haber vermedin herkes meraktan öldü. Berke ben de geleceğim dedi zor tuttum gelmemesi için."

Furkan'dan hemen sonra devam ettim.

"Bana ne Berke'den?"

Furkan gözlerini büyütüp bana bakarken şaşkın bir ses tonuyla yanıtladı.

"Nasıl bana ne Berke'den?"

"Basbayağı bana ne? Beni düşünmeyeni düşünmem Furkan."

"Sence düşünmemiş miydi seni?"

Belki düşünmüştü evet. Ama saklamasını gerektirecek bir durum yoktu. Gizli saklı şeylere gelemiyordum ben.

"Furkan beni tanımıyormuş gibi konuşma Allah aşkına ya. Sence bu tepkim çok mu garip?"

Furkan biraz daha yanıma yaklaştıktan sonra cevap verdi.

"Bir Durusella için konuşacak olursak normalde böyle bir durumde şu an spor salonunda boks yapıyor olurdun. Buraya geldiysen durum vahim. Ama şimdi her şeyi anlat desem anlatmazsın da sen. Eve gittiğinde aniden arar gel konuşalım dersin. O yüzden anlat falan demeyeceğim."

Güzel Güçlü SerisiWhere stories live. Discover now