26. Bölüm: Sen Benimsin

Start from the beginning
                                    

Berke ayağa kalktığında ben soran gözlerle ona bakmaya başlamıştım. Kampa mı gidiyordu? Elini kalkmam için bana uzatırken ağzını aralamıştı.

"Hadi gel."

Uzattığı ele kısa bir süre baktıktan sonra elini tutup ayağa kalkmıştım. O sırada Berke elimi sıkıca tutup denize doğru ilerlemeye başlamıştı.

"Ya Berke hayır, üstümüz ıslanacak ne gerek var girmeyelim." derken Berke elimi tuttuğu için peşinden ilerliyordum. Su seviyesi dizime ulaştığında Berke bir anda durunca ona çarpmıştım. O ise konuşmaya başlamıştı.

"Tüh ya, kıyafetlerimizin ıslanma derdi olmasa girebilirdik değil mi?" dediğinde başımı aşağı yukarı sallamıştım. Berke ise sırıtmaya başlamış ve tekrar ağzını aralamıştı.

"Bazen hareketlere hükmedebildiğini unutuyorsun." dediğinde soran gözlerle beraber kaşlarımı çatmıştım. Ben soran gözlerle Berke'ye bakmaya devam ederken Berke diğer elini suya daldırıp bana su fışkırtınca gözlerimi refleks olarak kapatmış ve ağzımı kocaman açmıştım. O sırada Berke gülümserken ben de diğer elimle ona su fışkırtmıştım. Elini bıraktıktan sonra arkama bakmadan sesli bir şekilde gülerek koşmaya başlamıştım.

Deniz seviyesi dizimin biraz altlarında olduğundan koşarken çok fazla zorlanmıyordum. Berke'nin peşimden koştuğunu gördüğümde ağzımdan kısa çaplı bir çığlık çıkmıştı. Belimden tutup beni kendine çevirdiğinde sesli bir şekilde gülüyordum. O da gülümsemeye başlamıştı. Saçlarım az biraz ıslanmıştı. Berke bana bakarak gülümserken aklıma gelen şeyle sırıtmaya başlamıştım. Hareket gücümle biraz(!) suyu Berke'nin başına getirdikten sonra gücün etkisini kaldırdım ve tüm su Berke'nin başından aşağı döküldü. Berke o sırada beni belimden tuttuğu için su bana da biraz sıçramıştı ama önemsememiştim. Berke gözünü kapatmış belimi bırakmadan nefesini sesli bir şekilde dışarı verirken ben sesli bir şekilde gülmeye devam ediyordum. Bana gülümseyerek bakarken birden başımdan aşağı dökülen su ile gözlerimi kapatmıştım. Ağzım yuvarlak halini alırken Berke'yi hareket gücümle suya düşürmüştüm. Hemen ardından Berke ayağa kalkıp gözlerini kısarak bana bakmaya başlamıştı.

Bu bakıştan kötü bir şeyler olacağını anlamak mümkün olduğundan arkama dönüp hızla denizin derinlerine doğru yüzmeye başlamıştım. Aynı anda Berke'nin tepkisini gözlerime getirip sesli bir şekilde gülüyordum. Kısa süre sonra deniz seviyesi belime ulaştığında durup arkama dönmüştüm. Berke'yi görmeyince diğer taraflara bakacaktım ki, tam önümde suyun içinden çıkan Berke korkmama neden olmuştu. Ben tam kaçacakken Berke kolumdan tutup beni kendine doğru çekince burun buruna gelmiştik. Yakalanmıştım. Gülümseyerek ona bakarken o da bana bakıyordu sırıtarak. Belimden tutup elleri ile beni sararken yakalanmış olmanın verdiği mutluluğu yaşıyordum. İlk defa yakalandığım için mutluydum.

Bir süre sırıtarak birbirimize baktıktan sonra ilk konuşan kişi Berke olmuştu.

"Suyun içinde ıslanmamak için birbirimizden kaçmamız ne kadar mantıklı? Zaten suyun içindeyiz." dediğinde dişlerimi göstererek gülmeye başlamıştım. Haklıydı. Ben bu gerçekle yüzleşirken içimden kendimle dalga geçmeye başlamıştım. Berke ile olunca saçma şeyler bile güzel bir hâl alıyordu. Hiç olmadığı kadar güzel bir hâl...

Neden söylemiyordum ki ona seni seviyorum diye? Başımızda uğraşmamız gereken hiçbir bela yokken neyi bekliyordum? İlk erkek açılır klişesine mi düşmem lazım yani? Kızlar da itiraf edebilir. Neden olmasın?

Güvenimi toplamış doğru zaman için Berke'ye bakmaya başlamıştım. Berke bu kadar yakınımda dururken böyle bir şeyi itiraf etmem bir hayli zordu tabii. İki kelimeyi bile bir araya getiremezdim ki o bana böyle bakarken. Mavinin en güzel tonundaki gözleriyle bana bakarken dilim tutuluyordu âdeta. Bir kara delik misali hapsoluyordum gözlerine ama... Bu durumdan memnundum. Kendime iyice güven aşıladıktan sonra konuşmaya başladım.

Güzel Güçlü SerisiWhere stories live. Discover now