Yolculuk

147 16 5
                                    

Sabah Anna'nın beni sarsması ile uyandım.

"Anna ne yapıyorsun?" dedim gözlerimi açarken.

"Lisa. Kalkıp hazırlan. Birkaç saat sonra otobüs gelecek. Ve sen hala uyuyorsun."

"Saat kaç?"

"7:30"

"Daha çok erken. Hem otobüs gelince kalksam da olur."

"Lisa. Yeter artık uyanman lazım. Ya uyanırsın ya da suyun kaldırma kuvvetini birazdan anlarsın!" dedi.

"Tamam. Kalktım." dedim ve doğruldum.

"Amy ve Zoe nerde?" dedim boş yataklara bakarken.

"Onlar hazırlanıyor. Hadi sen de hazırlan ki aşağı inelim. Otobüs gelene kadar bahçede takılırız."

"Neden diğer çocukları karşılamaya gidiyoruz ki? Onlar karşılanmadan gelemiyorlar mı?"

"Onu bilemem. Ama ben çok yakında Meksika mağazalarını karşılayacağım. Eminim muhteşem kıyafetler buluruz." dedi Anna. Banyoma girip duş aldım ve kıyafetlerimi inceledim. Ne de olsa birkaç saat otobüste kalacaktık. Abartmaya gerek yoktu. Bu arada Anna'nın giydiği elbiseyi düşünmüyorum bile. Saatlerce sürecek yolculuk için giydiği mavi elbise modaya olan tutkusunu anlatıyordu. Sonunda bir kot pantolon ve üzerine Anna'nın seçtiği sarı tişörtü giyip saçlarımı topladım ve kenarlardan küçük bir tutam saç bıraktım. Anna ben gözlerimi dinlendirirken makyajımı yapıyordu. Gözlerimi açtığımda istediğim gibi yaptığı hafif makyaj ile gülümsedim. Zoe ve Amy'nin hala odalarından (kendilerine ayrılan kısımdan bahsediyorum) çıkmadığını fark ettik. Zoe'nin odasına girdiğimizde Anna sinir krizi geçirecekti. Zoe odadaki koltukta üzerine giydiği kot şort ve siyah tişört ile uyumuştu. Anna Zoe'yi uyandırırken ben Amy'nin odasına girdim. Amy ise koltukta oturmuş müzik dinliyordu. Yanına gittiğimde beni fark edip boyunluk beyaz kulaklığını boynuna indirdi.

"Amy. Rahatını bozmak istemezdim ama eğer çıkmazsak Anna kalp krizi geçirecek." dedim karşısında dikilirken.

"Ve bundan biz suçlu olacağız." dedi gülümseyerek. Ayağa kalktığında "Müzik mi dinliyordun?" dedim.

"Şey.... Sayılır. Aslında kendi sesimi dinliyordum."

"Nasıl yani?"

"Ben geçen sene bir müzik yarışmasına katılmıştım. Sesim beğenilince sonuna kadar ilerledim. Ama son anda elendim. Eksiklerimi bulmak için tekrar dinliyordum."

"Gerçekten mi? Bu harika. Bir gün senden dinlemek isterim."

"Bilemem. Belki söylerim."

"Aa.... Hadi ama geleceğin starı. Hayranınızı kırmayın." dedim.

"Peki o zaman. Bir gün söz." dedi ve Amy'nin odasından çıkıp asıl odaya girdik. Anna ve Zoe bizi bekliyordu.

"Gitmeden önce kahvaltı yapmayacak mıyız?" diye soran Zoe'ye güldük.

"Ben ciddiyim. Gerçekten çok acıktım." dedi tekrar.

"Bu gün aç kalmak zorundasın. Merak etme hızlı geçer (!) zaman." diye dalga geçen Anna'ya da güldükten sonra telefonları ve valizleri alıp indik. İki gün önce tek başıma girdiğim okuldan şu an yeni tanıdığım arkadaşlarım ile çıkıyorduk. Bahçeye indiğimizde bir banka geçtik.

"Ohhh.... Temiz hava iyi geldi. Gerçekten beni bunalıma sokuyorsunuz. Sizi her gün zorla kaldıramam yaaa...." dedi Anna.

"Ben de daha fazla aç kalamam." dedi Zoe. Telefon ekranına baktım. Biz hazırlanıp aşağı inene kadar saat 9:00 olmuştu.

YAZ KAMPIWhere stories live. Discover now