Suçlu/Ajan/Masum

28 4 1
                                    

"Reddediyorum." dedi Jessie.

"Ne? Saçmalıyorsun." dedi Jack will.

"Hayır. Asıl saçmalayan sensin. Kevın'ı seviyor olsam bile asıl önemli olan onun kimi sevdiğidir. O eğer Lisa'yı seviyorsa, onların adına mutlu olacağım."

"Hayır. Mutlu falan olamazsın. Onları yan yana gördüğünde, beraber güldüklerinde, el ele tutuştuklarında hep canın yanar. Bu seni asla mutlu etmez." dedi Jack will. Jessie masada duran tepsisine bakarken "Umrumda değil. Mutlu olsam da olmasam da, Lisa veya Kevın'a böyle bir şey yapmam. Sen de yapmamalısın. Kevın'la iyi anlaşamıyor olabilirsin ama eğer Lisa onu seviyorsa buna saygı duymalısın Jack will." dedi.

"Saygı duymam için önce Lisa'nın Kevın'ı sevmesi gerekiyor. Ama Lisa Kevın'ı sevmiyor öyle değil mi?"

"Bunu bilemezsin."

"Ama ya gerçekten Kevın'ı sevmiyorsa ne yapmamı dilersin? Beni sevmesi için çabalamamı mı yoksa Kevın'ı sevmesini izlemek mi? Sanırım sen ikinciyi tercih ediyorsun. Bu senin sorunun. Zeki bir kız olduğunu sanmıştım. İstediğini alır gibi görünüyordun. Korkakmışsın Bayan Morgan." dedi Jack ve tepsisini alıp oradan uzaklaştı. Jessie bir nefes verdi ve kendi kendine "Hayır. Seni manipüle etmesine izin verme. İzin verme... Doğru olanı yaptın. Doğru olanı yaptın..." dedi.

Livın

"Kevın!" dedi Lisa koridorda hızla ilerleyen Kevın'a yetişip kolunu tuttuğunda. Kevın Lisa'nın kolunu tutan eline ve sonra Lisa'ya baktı. Kevın'ın konuşmayacağını fark eden Lisa "Bana kızdın mı? Yani söylediğim şey için." dedi.

Kevın Lisa'nın ona bakan yeşil gözlerine kendi ela gözlerini dikmişken "Hayır. Haklıydın çünkü." dedi.

"Hayır hayır. Haklı değildim. Sadece dikkatsizce oldu. Seni üzmek istemedim." dedi. Kevın üzgün gözlerle bakarken bir adım attı ve Lisa'ya sarıldı. Lisa da buna ihtiyacı olduğunu düşündüğü için Kevın'a sarıldığında bir dakika boyunca öyle kaldılar. Sonunda Lisa hafifçe geri çekilirken Kevın "Sadece bir dakika daha. Lütfen." dedi. Lisa hareket etmeden durdu ve bomboş koridorda kendi nefes alışverişleri dışında sadece Kevın'ın kalp atışını duyuyordu. Kevın yavaşça geri çekildiğinde Lisa "Anlatmak ister misin? Yani istersen." dedi. Kevın Lisa'nın elini tutup "Gel benimle." dedi ve koridorda ilerlediler. Asansöre binip en üst kata çıktılar ve Kevın kapılarla dolu koridorda sağdan üçüncü odaya girip kapıyı kapattı. Lisa'nın elini bıraktı ve etrafa bakmasına izin verdi. Burası ‘Yaz Kampı Broşürü’'nde yazan yeteneklere göre özel dinlenme odalarından biriydi. Ve belli ki Zoe gibiler için yapılmıştı. Odanın ortasında havada birkaç santim yükseklikte asılı bir halde duran ve jöle gibi görünen sudan yapılma koltuğu gördü. Sadece koltuk değil, önündeki masa ve duvardaki resim bile sudan yapılmıştı. Ve hepsi de havada duruyordu. Odanın karşısındaki duvar camlarla çevriliydi ve okulun doğu kanadına, bahçeye, bakıyordu. Camların da önünde sudan yapılma küçük minderler vardı. Lisa şaşkınlıkla koltuğa yaklaştığında ve diz çöktüğünde Kevın da yanına geldi. Lisa elini uzattığında eli suyun içine girdi ama tuhaf olan şey su balonunun hala koltuk şeklinde olması, içinde sadece Lisa'nın elinin gireceği kadar bir boşluk açılmış olmasıydı. Elini geri çekti ve daha da şaşırdı çünkü eli kuruydu. Kevın'a baktı ve heyecan dolu gözleriyle gülümseyerek "Çok güzel." dedi. Kevın da tüm günki somurtkan suratını bozarak ilk kez gülümsedi ve "Diğer odaları da görmelisin. Ama en sevdiğim burası." dedi. "Gelsene." diyerek cam duvarın önünde sudan mindere doğru yürüdü. Lisa da arkasında gittiğinde "Buna oturacak mıyız?" diye sordu.

"Evet. Gerçekten çok rahattır."

"Emin misin?" diye sordu Lisa. Kevın tek kaşını kaldırarak baktığında Lisa da  yere çömeldi ve yavaşça sudan mindere oturdu. Tuhaftı ama bu gerçekten bir minderdi. Aynı yumuşaklıkta, ama sadece sudan. Özel güçlere bir saniyeliğine hayran kaldı. İkisi de oturduğunda Lisa konuşması için Kevın'a baktı. Kevın bahçeye doğru bakarken "Makineyi kaybettim." dedi.

YAZ KAMPIWhere stories live. Discover now