Portakal suyu

36 7 3
                                    

"Bu bileklik her zaman kırmızı kalacak ama bir gün senin kolunda da parlayacak. Boynundaki gibi." dedi Kevın. Lisa kolunu sertçe çekti ve "Böyle bir şey olmayacak." dedi.

Kevın sadece gözlerine baktı ve yutkundu. Sonra ufak bir nefesle "Eminim hikayenin devamını merak ediyorsundur. Hala dinlemek istiyorsan tabi." dedi.

"İstiyorum. Zaten bu yüzden burdayım." dedi Lisa. Kevın Lisa'nın yanından geçerek piknik sepetinin yanına oturdu. Lisa da arkasından gidip tekrar oturduğunda merakla Kevın'a baktı. Kevın kafası manzaraya dönükken konuşmaya başladı.

"Sadede geleceğim. Önemli kısma yani. O gün basketbol salonundaydık. Ben ve jack will alıştırma yapıyorduk. Sonra bana bir şey söyledi ve... Ona kafa attım."

"NE?" dedi Lisa şaşkınlıkla sesini yükseltirken. "AMA NEDEN?" diye devam etti.

"Umm... Konuşmayı anlatmama gerek yok bence." dedi Kevın.

"Anlat! Hemen! Kafa atman için ne söylemiş olabilir?"

"Bana kızacaksın." dedi Kevın sorarcasına ve ürkekçe bakarken.

"Kızmam."

"Söz mü?"

"Anlat artık şunu!" dedi Lisa. Ve kevın tereddütle bir nefes aldı. Sonra Kevın'ın oynayan ağzından Jack will'in sesi duyuldu. "Benim." dedi Jack'in sesi. Kevın kendi sesine dönerek "Evrende asla!" diyerek devam etti.

"Ama ne? Hiç bir şey anlamadım?"

"Iı... O kısmı boşver." dedi Kevın dişleriyle tereddütle gülümseyerek. Lisa sinirle bakınca "Pekala... Senden bahsediyorduk." dedi Kevın.

"NE! CİDDİ MİSİN?"

"Şey... Evet."

"AMA BU İĞRENÇ! TANRIM... BENİ BU İŞLERE SOKMAMANIZ GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYORDUM VE- UNUTUN! İKİNİZE DE ASLA TAHAMMÜL ETMEYECEĞİM!" dedi Lisa ve sinirle kalktı. Tam gidecekken Kevın kolundan tutup "Hey! Dur! Devamı var. Hem bu yaşanmış bitmiş bişey değil mi? Unutalım gitsin bence?" dedi yapmacık bir gülümsemeyle.

"SİZİN SAÇMALIKLARINIZ BOYU AŞTI! BU NE SAÇMA BİR TÂBİR? ‘BENİM’ DE NE DEMEK?"

"EVET." dedi Kevın ortamdan kaynaklanan coşkuyla. "İŞTE ONA BU YÜZDEN KAFA ATTIM!" dedi.

"Hey! Kendini temize çıkarmaya çalışma KEVIN! Çünkü aynı pisliği sen de yaptın."

"Özür dilerim." dedi Kevın yere bakarak. "Ama devamı da var. Sonrasında will dedi ki-" Kevın tekrar özel gücüyle jack will'in sesini taklit etti. " ‘Baloda bir bebek gibi ağlamazsın umarım. Çünkü onu davet etmeye gidiyorum. Ve cevabı kesinlikle evet olacak.’ demişti. Ben de ona kafa attım."

"Ama ne balosu?" dedi Lisa.

"Yıl sonu balosu vardı. Ve seni davet edeceğini söyledi. Senin de kabul edeceğini. Sonra ona kafa attım ve sen geldin. Bana kızdın ve sonra gittin."

"Kevın sorun ne biliyor musun? Jack will seni her defasında manipüle etmiş. Benim ona evet diyeceğimi onun söylemesiyle mi kabullendin? Beni benden iyi tanıdığını söylemiştin. Ama ne bugünkü Lisa ne de o günkü Lisa buna evet demezdi! Bunu cidden anlayamamışsın."

"Hayır! Senin evet demeyeceğini tabiki biliyordum ama... Her defasında sana yanaşmasından bıkmıştım. Ve belki evet... Biraz manipüle olmuş olabilirim." dedi Kevın üzgünce. Sonra durdu ve "Hey! Sana göstermemi ister misin?" dedi heyecanla.

"Neyi?" dedi Lisa. Kevın gülümseyerek kendi sorusuna cevap verircesine "Kesinlikle istersin." dedi ve kaldırdığı elini havada sanki bir masanın üzerindeki tozları silercesine sağa doğru hareket ettirdi. Kevın elini çeker çekmez havada mavi kenarlıklardan oluşan, içi boş, parlak bir dikdörtgen şekil göründü. Mavi çerçeveli ekranda oluşan video kayıtta geçmiş oynatılıyordu. Lisa şaşkınlıkla bakarken ekranda iki çocuk belirdi. Basketbol salonunda birbiriyle yarışan, biri esmer biri sarışın, biri siyah biri beyaz giyinmiş iki çocuk. Esmer çocuk basket attığında potadan seken topu sarışın çocuk kolunun arasına aldı ve diğerine yaklaşarak o cümleyi kurdu. "Baloda bir bebek gibi ağlamazsın umarım. Çünkü onu davet etmeye gidiyorum. Ve cevabı kesinlikle evet olacak." dedi. Esmer olan -yani Kevın- tam o sırada sarışına -yani Jack will'e- kafa attı. Jack will'in burnu kanarken kapıda sarı saçlarını yukarıdan toplamış, kırmızı okul çantasıyla onlara bakan kız göründü ekranda.

YAZ KAMPIWhere stories live. Discover now