YAZ KAMPI

Altıncı his

"Lanet olsun, yine ne oluyor?" dedi Lisa, sinirle çattığı kaşlarıyla Kevın ve Jack'e bakarken. Herkes durmuş onları izliyordu. Jack yerden şaşkın bakışlarla ve kanayan dudağıyla kalkarken o dahil ne olduğunu anlayamamıştı. Gözleri Kevın'ın arkasında duran ve korkuyla ona bakan Jessie'yi gördüğünde, hipnozun bozulduğunu çoktan anlamıştı. Jack düşüncelerini toparlayamadan Kevın tekrar yakasına yapıştı. "AMACIN NE PİSLİK?" diye bağırdı Kevın yerde uzanan Jack'in üzerindeyken. Kalabalığın arasından çıkan arkadaşları onları ayırmaya çalışırken Jack will cevap dahi vermiyordu. Bu Kevın'ın daha fazla sinirlenmesine sebep olurken Lisa "DUR ARTIK!" diye bağırdı. Kevın gözlerini Jack'ten ayırmadan "JESSİE'Yİ HİPNOTİZE ETMİŞ! YANINA YAKLAŞMAYAYIM DİYE!"diye bağırdı aynı sinirli sesiyle. Lee ve Mike çoktan Kevın'ı Jack'in üzerinden çekip ayağa kaldırdıklarında Lisa soran bakışlarla tek tek önce Kevın'a, sonra Jack ve Jessie'ye baktı.

"Lanet olsun." diye mırıldandı Lisa. Kevın hala sıktığı yumruğuyla kollarını Lee ve Mike'dan kurtarmaya çalışırken ayağıyla Jack'e tekme attı. "Kes şunu!" dedi seslice Lisa. Sonra bir iç çekti ve arkasını dönüp "İKİNİZİN DE CANI CEHENNEME!" diyerek odadan çıktı. Jessie üzgün bakışlarla Lisa'nın arkasından bakarken Kevın'a döndü ve "Özür dilerim..." diye mırıldandı sessizce. Sonra Lisa'nın arkasından koşarak ona yetişmeye çalıştı. Lee ve Mike Kevın'ı uzaklaştırırken birkaç arkadaşı Jack will'i revire götürdü. Jessie koşarak ona yetişip önüne geçtiğinde Lisa durdu. Jessie hâlâ üzgün bakan gözleriyle "Özür dilerim." dedi aynı şekilde Lisa'ya da. Lisa kafasını sağa ve sola sallarken "Asıl ben özür dilerim Jessie. İki aptal yüzünden bu durumda olduğumuz için. Gerçekten çok aptallar!" dedi sinirle.

"Jack'in bana söylediklerini sana söylemedim. Son bir haftadır sürekli olarak bir araya gelmemiz, onun bana sizi ayırmayı teklif etmesi yüzündendi. Gerçekten özür dilerim. Bunu kabul etmediğimde, gücünü kullanacağını bilemedim. Zaten gücünü kullandığından sonrasını hatırlamıyorum. Sanırım hipnozu bozan Kevın'dı."

"Ah... Biliyor musun? Keşke teklifini kabul edip Kevın ve beni ayırsaydın." dedi Lisa. Arkasından onlara doğru gelen Kevın'ı ve az önceki söylediklerini duyduğunu fark etmemişti.

"L-lisa." dedi Jessie Kevın'ın varlığını belli edercesine. Gözleri Lisa'nın arkasında, duyduğu cümleyle olduğu yerde duran Kevın'a odaklanmıştı. Lisa bunu fark edip de arkasına döndüğünde Kevın'ın şaşkın ve kırgın bakışlarıyla karşılaştı. Ama kendi yüzünde en ufak bir mimik ddeğişmemişti Lisa'nın. Kevın'ın kendi ağzından duyduğu laflarla incinmesini umursamaz bir bakış vardı yüzünde. Gözlerini dikerek ona baktığında "Rahatladın mı?" diye sordu Lisa.

"Bitti mi? Aptal öfke sorunların yüzünden her konuda Jack'e saldırman bitecek mi? Nesin sen? Çocuk gibi davranmayı ne zaman bırakacaksın? Jack will'in canı cehenneme. Tanrı aşkına onu umursamadığımı neden anlamıyorsun Kevın?" diye sordu Lisa sinirle. Jessie hâlâ kendini suçlayarak onlara bakıyordu. "Çocuklar, lütfen kavga etmeyin." dedi Jessie. Kevın Lisa'ya, duyduğu sözler nedeniyle dudaklarını ısırarak bakarken "O... Jessie'ye de zarar veriyordu. Aramızdaki mesele yüzünden onu da işin içine katmasına dayanamadım." dedi Kevın titremesine engel olmaya çalıştığı sesiyle.

"Peki neden her sorunu ona saldırarak çözmeye çalıştığını açıklayacak bir nedenin var mı?  Yeter Kevın. Gerçekten bıktım." dedi Lisa. Ve bir şey söylemesini dahi beklemeden arkasını dönüp gitti. Hala kendini suçlayan Jessie üzgün gözlerini zeminde gezdirirken Kevın da ondan farksız değildi. Kevın gözlerini kaldırıp Jessie'ye baktığında "Özür dilerim Jessie. En çok seni üzdüğüm, ve seni de bu işe karıştırdığım için. Lütfen affet." dedi. Jessie kendisi gibi üzgün bakan gözlere baktığında "Sorun değil. Ben de özür dilerim. Jack'e ve aptal cümlelerine kandığım için." dedi ve gözlerini önünde birleştirdiği ellerine çevirdi. "Ve Lisa'ya gelince... Biraz yalnız kalsa iyi olacak. Sen de biraz düşünmelisin. Bazı şeyler... Kötüleşmeden önce. Yani demek istediğim... Jack will'i tamamen unut. Bunu Lisa'ya bırak. Daha önemli şeyler var."