15. Bölüm: Ortak...

Zacznij od początku
                                    

Kısa bir süre sonra merakıma yenik düşüp göz ucuyla ona baktığımda o sinirle bir yere odaklanmıştı. Baktığı yer ise benim ve Berke'nin eliydi. El ele tutuşuyorduk ve o da tam olarak ellerimize bakıyordu. Birden gözlerini bana çevirdiğinde göz göze geldik. Sinirle bakıyordu bana. Gözlerimi devirip başka yerlere bakmaya başladım çünkü şu an ona kızgındım. Bana yalan söylediği için ona kızgındım.

Berke elimi bıraktığında afallamıştım. Sanki elimi tuttuğunda tamamlanmıştım, yaşadığım üzüntüye rağmen bir parıltı vardı içimde. Ama elimi bıraktığı an pırıltılar kayboldu. Hepsi birer birer sönmüştü sanki. Yarım kalmıştım...

Bana gülümseyerek baktı ve tekrar ağzını araladı.

"Hemen dönmüş olacağım. Bir yere ayrılma." dedi ve tamam mı dercesine bakmaya başladı. Başımı aşağı yukarı salladığımda tatmin olmuştu ve pistin başındaki siyah iki motora doğru yürümeye başladı. Furkan da kalkmıştı ve motoruna doğru ilerliyordu. İşte başlıyorduk...

İkisi de yerlerini aldılar ve el sıkıştılar. O sırada bir kaç şey söyledikleri ağızlarını oynatmalarından anlayabilmiştim. Ne dediklerini ise duyamamıştım çünkü heryer alkış, tezahürat ve ıslık sesi ile inliyordu. Yüzlerinde sinirli bir ifade yer aldığında içimde yer edinen telaş gittikçe büyüyordu. İkisinden birine zarar gelme ihtimalini düşünmek bile istemiyordum.

Anons sesi geldiğinde tüm dikkatimi hoparlörden çıkan sese vermiştim.

"Sıra merakla beklenen final yarışına geldi... Furkan Ulusoy ve Berke Öztürk... Kimin kazanacağını kısa bir süre sonra göreceğiz. Herkes hazırsa yarışı başlatıyorum." dedi ve beklemeye başladı. Alkış ve ıslıklar yükselirken patlama sesi duymamla irkilmiştim. Bu yarışın başladığını işaret ediyordu.

Motor sesleri yükseldiğinde etrafta dumanlar çıkmaya başlamıştı. Yarış pistinin her iki tarafında bulunan uzun ince, ne olduğunu bilmediğim boru görünümlü şeyden sarı, mor renkli dumanlar yükseliyordu. Yarış alanını dumanlar nedeniyle net göremiyordum. Ki zaten Berke ve Furkan da çoktan gözden kaybolmuşlardı.

Dumanlar yavaşça yok olurken etraf netleşiyordu. Şimdi yapmam gereken tek şey beklemekti ve beklemek kadar can sıkıcı bir durum yoktu. Yanımdaki sandalyeye oturdum ve umarım kaza yapmazlar diye geçiriyordim içimden. Umarım kaza yapmazlar...

Heyecan, korku ve üzüntü dolu on dakikanın ardından alkış seslerinin yükselmesi ile irkildim. Oturduğum yerden kalkıp yarış pistine dikkatle bakmaya başladığımda uzakta iki motor belirmişti. Sağdaki daha hızlıydı ama kim olduğunu bilmiyordum. Soldaki son anda gelip hızla atak yapmış ve sağdakinin önüne geçmişti ve yarışı az bir farkla önde tamamlamıştı. Mor ve sarı dumanlar tekrar etrafa yayıldığında yarışı kimin kazandığını görememiştim. Ta ki anons sesi gelene kadar...

"Kazanan... Berke Öztürk evet güçlü bir alkış..." dedi ve tiz sesi ile bağırmaya başladı. Yarışı Berke kazanmıştı. İçimde engel olamadığım bir mutluluk oluştuğunda kendime kızdım ve dumanların gitmesini bekledim. Kısa sürenin ardından dumanlar azaldığında Berke ve Furkan'ı el sıkışırken gördüm. Birbirlerine nefret dolu gözlerle baktıktan sonra görevli adam gelip Berke'yi elinden tuttu ve elini yukarı kaldırdı.

"Kazanan, Berke Öztürk..."

Tekrar alkış sesleri yükseldiğinde Berke, yüzünde ciddi bir ifade yer alıyordu. Furkan ise gözlerini bana dikmiş, sertçe bakıyordu. Sanki ben suçluymuşum gibi bakıyordu ve bu beni daha çok sinirlendirmişti. Berke ile yanındaki adam aralarında konuşmaya başladığında Furkan bana doğru gelmeye başlamıştı. Yanıma gelip üzgün yüzlerle baktığında ben ona sinirle bakıyordum. Tam yanıma geldiğinde gözlerimi devirip Berke'ye doğru gitmeye yeltendim ama kolumdan tutarak beni engelledi.

Güzel Güçlü SerisiOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz