13. Bölüm: Bana Emir Verme

Start from the beginning
                                    

"Dersten daha önemli bir işimiz var Duru." dedi ve tekrar merdivenlerden inmeye devam etti. Ben de peşindeydim tabii. Birinci kata geldiğimizde Berke durup duvardaki krokiye bakmaya başladı. Ben de yanına gidip krokiyi incelemeye başladım. Bu katta spor salonu, dinlenme odası, öğretmenler odası, revir, müdürün odası ve müdür yardımcısının odası vardı.

Berke biraz inceledikten sonra sağa doğru ilerleyince ben de onu takip etmeye başladım. Öğretmenler odasının önünde durduğunda hâlâ ne yapmaya çalıştığına anlam vermeye çalışıyordum. Kafam allak bullak olmuştu. Kafasını öğretmenler odasından içeri doğru sarkıtıp "Hocam, bir dakika bakar mısınız?" diye kibarca sorduğunda Fatma Hoca'nın bize doğru geldiğini fark etmek zor olmamıştı. Yüzündeki içten gülümseme ile soran gözlerle baktığında Berke ifadesiz bir yüzle bana baktı ve sonra gözlerini tekrar Fatma Hoca'ya çevirdi.

"Bir konuda yardımınıza ihtiyacımız var. Yardım edecek misiniz?"

Berke'nin ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştım. Fatma Hoca bize hangi konuda yardım edebilirdi ki?

"Ders çoktan başladı. Teneffüste gelin. Konu neydi?"

Gözleri ben ve Berke arasında mekik dokurken Berke nefesini sesli bir şekilde dışarı verip sitemle ağzını araladı.

"Dersin başladığını biliyoruz zaten. Şimdi yardım edecek misiniz? Etmeyecek misiniz?"

Berke net bir şekilde konuşurken Fatma Hoca düşünceli görünüyordu. Berke'nin aklındaki her neyse merak etmeye başlamıştım. Fatma Hoca kısa bir sürenin ardından karar vermiş olacak ki başını aşağı yukarı salladı.

"Peki yardım edeceğim. Kamera kayıtlarını neden istiyorsunuz?"

Fatma Hoca özel gücü sayesinde Berke'nin aklını okumuş olmalıydı. Kamera kayıtlarından zarfı bırakan kişiyi bulabilirdik. Bu iyi bir fikirdi. Fatma Hoca bir süre Berke'ye baktıktan sonra ağzı 'o' şeklini alırken gözleri de kocaman açılmıştı. Berke'nin aklından geçenleri okumuş olmalıydı.

"Beni takip edin." dedikten sonra adımlarını hızlandırarak merdivenlere yöneldi. Bir kat aşağı indikten sonra siyah bir kapının önünde durmuştuk ve Fatma Hoca cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açmıştı.

Hepimiz içeri girdiğimizde Fatma Hoca kapıyı kapattı ve sandalyeye oturdu. Siyah duvarların üzerinde montelenmiş olan bilgisayarlar vardı ve her birinde okulun farklı yerlerinin görüntüleri bulunuyordu. Masada altı klavye vardı ve ortadaki ile Fatma Hoca uğraşıyordu.

Ben odayı incelerken Berke bilgisayarlardaki görüntülere dikkat kesilmişti. Bilgisayarların hepsi aniden kapandığında oda bir kaç saniye karanlığa bürünmüştü. Bir anlığına içimin ürperdiğini hissetmiştim. Gözlerimin açık olmasına rağmen hiçbir şey görememek hiç güzel bir duygu değildi.

Bilgisayarlar tekrar açıldığında her birinde benim ve Berke'nin bulunduğu kayıtlar belirmişti. Berke'nin beni taşırken kayıt altına alınmış olan görüntülerdi bunlar. İstemsizce gözlerimi kaçırmıştım. Berke ise pür dikkat bilgisayarlara bakıyordu.

Gözlerimi tekrar bilgisayarlara çevirdiğimde asansöre bindiğimiz an görünüyordu. Asansöre bindikten az bir süre sonra hareket kesilmişti. Zemin katta olduğu görülen asansöre öğrenciler binmeye başlamıştı. Asansörden indiğimiz görüntüler neredeydi peki? Gözümü bizim sınıfın dış kapısının bulunduğu görüntülere çevirdiğimde Berke'nin sınıftan çıktığını gördüm. Sınıfa girdiğimiz görüntüler yoktu. Zarfı koyan kişinin bulunduğu görüntüler yoktu. Birileri buna engel olmuştu.

Fatma Hoca klavyeyi tekrar kullanmaya başladığında etraf yeniden karanlığa büründü ve kısa bir süre ardından tekrar aydınlandı. Oturduğu yerden bize dönen Fatma Hoca'nın yüzünde korku vardı bu sefer. Berke ise burnundan soluyordu. Ben dışarıdan nasıl bir ruh halinde göründüğümü bilmiyordum ama kafam yine çok karışıktı. Şaşkındım ama korkmuyordum. Yalnız emin olduğum bir şey vardı. Bu okulda adamları vardı ve bizim onları bulmamız gerekiyordu.

Güzel Güçlü SerisiWhere stories live. Discover now