BEKLENEN KAVUŞMA

4.3K 167 27
                                    

Kendi kendime gözlerimin önünde çekip giden adamı izledim. Tabi artan ağrım buna ne kadar izin verirse..

Beni benden daha iyi tanıyordu ya da iyi bir gözlemciydi. Bir süre dediklerini düşünüp fazlasıyla haklı olduğunun kanısına vardım.

Haklıydı...

Ben herkesi düşünen ama kendini düşünmeyen bir insandım... Hala neden kendimi düşüneceğimin anlamını çözemedim. Gerçi evdekilerinde davranışlarını da çözmüş değildim...

Elimi ağrıyan karnıma götürüp kafamı eğdim. Denizin kokusunu derin derin soluyarak bekledim.

Kimdi bu adam?
Neden benimle konuşma gereği duymuştu ya da neden bu kadar ilgisini çekmiştim...

Şiddetini artıran ağrım yüzünden derin bir nefes aldım veya sabır çektim...

"Unutmadan inci, sen aynı inci gibi kokuyorsun" gelen sese kafamı kaldım ve kısa bir " haa" çektim.

Yine aynı adam karşımda dikilmiş bana sırıtıyordu. Hadi ama Esila, adam sana kafayı takmışş..

İç sesimi kışkışlayıp karşımdaki adama bir bakış yönlendirdim.

"Ne demek istediğinizi anlayamadım? Üstelik kim olduğunuzu söylemediniz de?" dediğimde karşımdaki adam önümde diz çöktü ve "Seni evine götüreyim gerçekten kötü gözüküyorsun" dedi.

Adama salak mısın ? der gibi baktım ve bakışlarımı denize çevirdim. Anlamamazlıktan geliyordu. Kimse kimdi ama beni rahat bırakmalıydı.

"Sağolun, kendim gidebilirim" diyip rahatsız olduğumu az çok belli etmeye çalıştım. Ama karşımdaki adam bunu bile anlamıyordu. Karnımdaki ağrının biraz geçtiğine emin olup bacaklarımı banktan aşağıya indirdim ve tüm gücümü kullanarak ayağa kalktım.

Aslında eve hiç gidesim yoktu ama buraya gelmedeki amacımda sadece yalnız kalmaktı. Ama ona bile izin vermiyorlardı açıkcası.

Önümde diz çöken adama kısa bir bakış attım ve hiç birşey demeden oradan uzaklaşmaya başladım. Artık tanıdık gelen sokaklardan bir bir geçneye başladım. Onu çok özlemiştim. Onun bende yarattığı his ve duygu oldukça farklıydı. Sanki o yokken bir yanım eksikti. Kanadı kırılmış yardım bekleyen bir kuş idim. Hani kokusuyla bile hayat bulur ya insan, işte bende onlardanım.

Büyük evin önüne geldiğimde derin bir iç çektim ve girişteki demir kapıyı sessizce açtım. Mia ve Cesur abi büyük ihtimal odalarındadır. Güneş ise kendine uğraşacak birşey bulmuştur elbet. Acaba yokluğum hissediliyor mu diye merak da ediyordum.

Hah.. Seni sürtük sen öyle san..

İçimdeki sesi tekrar kışkışlayıp yürümeye başladım. Kapının önüne geldiğimde sağda duran zile bastım ve beklemeye başladım... Birkaç saniye beklememle görevli bayan kapıyı açtığında bana "Hoşgeldiniz efendim" dedi.

Kafamı sallayıp içeriye girdim etrafa bakmadan doğruca odama çıktım ve üstümdekilerden bir bir kurtulmaya başladım. Belirginleşen karnıma kısa bir bakış attım ve doğruca banyoya yöneldim. Beni yatıştıran sadece sıcak su idi. Derim büzüşene kadar o suyun içinde durmak istiyorum. Belkide o sıcak suyun içinde uyumak..

Ellerimi kapının koluna koyup sıkıca bastırdım ve kapıyı sonuna kadar açtım. Onun kokusuyla dolu olan bu banyoya bir adım giriş yaptım. Gözlerimi karşıdaki küvete yönlerdirdim ve sessiz adımlarla gidip suyu açıp ayarladım. İçerisine ne buldumsa sıkıp suyun dolmasını bekledim. Bu arada geri dönüp kapıyı kapatıp kilitledim. Uzun bir süre buradan çıkmayı düşünmüyordum açıkcası.

DUYGUSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin