ŞİMDİ BEDEL ÖDEME ZAMANI

12.3K 348 23
                                    

Farlıyım, farklısın, farklı. O yüzden birbirimizi anlamıyoruz. Bazıları yanakların birbirine değmesini öpüşmek sanıyor. Bazıları yanağından öper, hissedersin. Sonrası hep bir elmalı soda sıradanlığı, sanki yıllardır öptüğün bir yanak, sanki defalarca dinlediğin bir şarkı, sanki hep o vardı, sanki eski bir sevgiliyi tekrar tekrar unutmak. Öylesine bir şey değil bu. Bazen siyah ojeli elleri seversin, bazen bir ömür tutacağın eli bir anda bırakırsın. Aslında dokunmak kalbine kamyonun çarpması gibi bir şey. Aşkın tarifinib içine bir kamyonun karışması çok ilginç değil mi? Sıradan olsaydı yaşamak bu kadar keyif vermezdi zaten. İyi aşık olmalar.

İLLA BİR IRGANINLA GELECEKSEN, KALBİNLE GEL BEBEĞİM.

SOĞUK KAHVE / AHMET BATMAN

~~~~~~

Yerimden doğrulup bir taksi durdurdum ve adresi söyledim.

Yeni bir hayat beni bekliyordu. Artık önüme bakmalıydım değil mi?

Kafamı geriye yaslayıp gözlerimi kapattım. Beynim ve kalbim onun için sinyal versede ben artık ne onu düşünüyordum ne de onu hatırlatacak şeyleri..

"Hanımefendi geldik" dediğinde şöför gözlerimi açtım ve çantamdan para çıkartıp verdim.

Para üstünü alıp indiğimde evime şöyle bir göz attım.

Bu saatte babam evde olmazdı. Bacaklarıma komut verip yürümeye başladım.

Merdivenleri tek tek çıkarken yine bu eve gelmiştim.

Ait olduğum yere. Evime.

Ama artık buraya da evim diyemezdim. Geçmişimi hatırlatacak her şeyden uzak duracaktım.

Paspasın altından anahtarı çıkartıp dökülen kapıya taktım.

Çevirip kapıyı ardına kadar açtığımda suratıma vuran soğuk hava ve havasızlıktan kokmuş evle karşılaştım.

Hiçte şaşırmamıştım zaten. Kapıyı kapatıp evin tek tek odalarını gezdim.

Kimse yoktu. Eskiden odam olan odaya gittim ve bavulumu çıkarttım. İçine bütün kıyafetlerimi koydum. Annemin fotoğrafı, çantamdaki kelebeği, film ve kitapları da koydukdan sonra bavulun ağzını kapattım.

Yatağın altına eğilip ellimi demirlerde gezdirdim. Aradığım şeyin verdiği mutlulukla gülümsedim. Duruyordu ve bulmamıştı. Parayı da çantama koyup. Işık hızıyla evden ayrıldım. Bir daha gelmeyecektim bu eve. Bavulumu sürüp yürümeye başladım. Ana caddeye geldiğimde mutlu insanlar sanki üstüme üstüme geliyordu.

Sahi neden mutluydu bu insanlar. Ben bu kadar mutsuzken. Kalabalık insanların arasından geçip bir cafe'nin önünde durdum. Burbon diye bir kafeydi. Küçük ve şirin dizayn edilmişti.

Bavulumu sürüyüp kendime cam kenarında bir masa buldum. Mor koltuğa oturup dışarıyı izlemeye başladım.

Herkeste bir telaş vardı. Ama yine de mutlulardı. Ben ise hayata 1 - 0 yenik başladım. Geriye baktığımda tek bir iyi anım yoktu. Kötü bir üvey baba, sana işkence çektiren bir koca, hatta tüm gururunu zedeleyecek bir fahişe damgası, sahiden bunlar çok fazla değil miydi?

DUYGUSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin