BEN ESAS KIZIYDIM HİKAYENİN

5.7K 257 25
                                    

Sen benim yerde bulduğum gökyüzümdün...

Bukre

****YAZARIN AĞZINDAN****

Güneş karşısında ağlayan kadının yanına gidip elini genç kadının karnına götürüp "Geçicek, bana inan" dedi. Genç kadının kaşları çatılıp ne dediğini anlamaya çalışır gibi bir hali vardı. "Neden sana inanayım?" bu soru Güneş için zor bir soruydu ne diyebilirdi. Herşey, senin iyiliğin için biraz sabret mi diyecekti.

Diyemezdi.

"Bir şeyler yemelisin sonra seni banyo ettirip güzelce giyiniriz. Birazdan belki de seni mutlu edicek şeyler gelişir?" dediğinde Güneş heyecanlandı ikiside buradan kurtulacaktı dakikalar kalmıştı.

"Bana Göktuğ'u mu getireceksin?" diye sorduğunda genç kadının hafif kaşları çatıldı. "Belki, hadi şimdi yemeğini ye" diyip komidinin üstündeki tepsiyi kucağına çekti Güneş. Bir kaşık çorbadan alıp genç kadına doğru uzattı. Ama genç kadın böyle şeylere alışkın değildi. Neden ilgi gösteriyorlardı ki ona..

"Ben yerim" diyip Güneş'in elinden kaşığı hızlıca aldı genç kadın. Güneş bu harakete biraz bozulsada aldırmadı. Ona kızmakta haklıydı elbet. "Sen o zaman yemeğini ye, bende sana kıyafet seçiyim" diyip içerideki kapıya doğru yöneldi Güneş.

Genç kadını sakinleştirecem diye ak ile karayı seçmişti. Neyse, dedi. Gerçeği öğrendiğinde iyi olacak. Kıyafetlerin arasından kısa toz pembe bir şort çıkarttı. Üstüne ise kolsuz kareli bir gömlek çıkarttıp ayağına da beyaz vanslarıda çıkartmayı ihmal etmemişti güneş. Güzel olmasını istedi ve iç çamaşırlarınıda unutmamıştı.

Elindekilerle mutlu olup odaya döndüğünde genç kadının çorbasını bitirdiğini ve yatağa geri kıvrıldığını gördü. "Sakın, yatayım deme" diyip elindekileri yatağa fırlatıp Esila'nın kollarını kavradı Güneş. "Banyoya" diyip genç kadının saçlarına bir öpücük kondurdu.

Esila ise bu kızdan kurtulamayacağını anladığında söyleyerek yataktan kalktı. Daha geçen o banyoda neler yaşamıştı.

"Neden bana yardım ediyorsun" diyen genç kadının konuşmasını düzeltip "Size" diye mırıldandı.

Sonra bir şey demeden hızlıca genç kadını banyoya soktu. Yine sorularını cevapsız bırakmıştı Güneş. Ama açıklayabileceği bir şey değildi ki bu.

Genç kadın üzerindekileri ağrıyan bedenine inat hızlıca çıkarttı ve suyun altına kendini soktu. Ağlayabileyeceği dermanı bile yoktu. Güneş karşısındaki anne adayına bakıp iç çekti.

Oda sevdiğiyle böyle hayal kurmuyormuydu? Evleneceklerdi herkesten, herşeyden uzaklara gitmeyecekler miydi? Ama birgün çekip gitmişti arkasında hiç bir iz bırakmadan gitmişti. Güneş bunları düşünürken gözünden akan bir damla yaşı elinin tersiyle savurdu. Beni bırakıp giden birinin arkasından üzülemem diyip kendine geldi. Kendini böyle yatıştırıyordu Güneş. Karşısındaki kızı da bir o kadar iyi anlıyordu.

"Ha-havlu var mı?" diyen genç kadın. karşısında dalmış olan kadını parmağıyla hafifçe dürttü. Güneş hemen kendine gelip kapının arkasına uzanıp elindeki havluyu uzattı.

Genç kadını odaya gönderdikten sonra Güneş'de odadan çıkıp kendi odasına yöneldi. Üzerini değiştirip saç maşasını ve makyaj malzemelerini alıp genç kadını odasına doğru yöneldi. Odaya girdiğinde genç kadının giyinmiş dalgın bir vazitette oturduğunu gördü.

"Saçlarını kurutsan iyi olur" dediğinde Esila yerinden kalkmış ve hiç birşey demeden banyoya gitmişti. Güneş ise Esila'nın değişen bu tavırlarına anlam veremiyordu.

"Amannnn" diyip elindekileri bıraktı. Düşünmeyecekti. Şimdi yapması gereken bir saç ve makyaj vardı.

♧CESUR♣

Merdivenleri hızlıca çıkıp kapıyı açtığımda Güneş yanıma gelip sıkıca sarıldı. Eğilip saçlarına bir öpücük kondurup "Gidiyoruz" dedim.

Yatakta uzanmış gözleri kapalı küçüğe bakıp sırıttım. Güneş "Makyajı bile zorla yaptım hemen uyudu" diye şikayet ettiğinde buruşturduğu burnunu sıktım. Yatağa yönelip küçük bedeni kucağıma aldığımda Esila biraz kıpırdandı ama sonra uyumaya devam etti.

"Gidelim" diyip merdivenlere yöneldiğimde kendimizi farkettirmeden buradan çıkabilirsek iyi olucaktı yoksa yine birileri ölecek ve bu yanımda bulundurduğum iki şeytan da korkacaktu.

Mutfak merdivenlerinden inerken Güneş badimin kenarından sıkıca tutuyordu. Kapıdan geçip garajdan da çıktığımda korumalara görünmeden caddenin başında bekleyen arabaya doğru hızlıca yürümeye başladık.

Adamlarımdan biri kapıyı açarken önce Güneş oturmuş sonra onun kucağına küçüğü yatırıp arabada ki yerimi aldım.

Planlarımız fazlasıyla yoldan çıkmıştı. Ve bu planın içine minik bir üye dahil değildi. Oda dahil olduğunda bu işi daha fazla uzatmanın bir anlamı yoktu.

Cebimdeki telefonu çıkartıp Mia'nın numarasını tuşladığımda birinci çalışta hemen açtı ve o ilahi sesini bahşetti.

"Efendim"

"Mia zamanımız yok, 5 dakikaya geliyoruz kapıya çıkın sizi alacağız"

"Tamam çıkıyoruz" demesiyle telefonu kapattım. Arkaya dönüp şeytanları kontrol ettiğimde ikisininde gözlerinin bende olduğunu farkettim. Küçük hiç bir şey demiyor. Sadece ağlıyordu.

Sinirlenmeye başlamıştım. Neden ağlıyordu şimdi. "Güneş, Ufu'ğu ara en geç yarın öğren şu adreste olsun" dediğimde elimdeki kağıdı ona uzattım.

Görüm tekrar küçüğü bulduğunda "Ağlama miniğim ağlama" diyip önüme döndüm. Onu ben yatıştıramazdım. Yatıştıracak olan kişi de birazdan burada olacaktı.

******

Göktuğ, arabayı görür görmez topal adımlarla koştu ve duran arabanın kapısını açıp karısını kendine çekti. Esila hüngür hüngür ağlarken Göktuğ küçüğün her yerine öpücükler kondurup sıkı sıkı sarıldı.

"Aptal öldün sandım" diyip Göktuğun göğsünü yumruklamaya başladığında Göktup kahkaha atıp karısını kendine çekti.

Bu manzaradan sıkılıp Mia'yı soluma Güneşi de sağıma aldıkdan sonra "Gidelim, o zaman. görev tamam" diyip onları arabaya bindirdim. Göktuğ da bindiğinde kucağına Esila'yı almış sıkıca sarılıyordu.

Yanımdaki kadın elimi güven veren bir tonda sıktığında arabayı sürmeye başladım. Güneş ise uzaklara dalmış camdan dışarıya bakıyordu.

Herkes burada idi. +1 ile bebeğimizi unutmayalım. Kulaklarım "Rüya değil demi? Gitmeyeceksin demi?" diyen küçüğe kesildiğinde sırıttım. Garibim hala şoktaydı tabi.

"Sizi bırakmaya hiç niyetim yok." diyen Göktuğ sırıttığında, Esila "Biz mi?" diye sordu.

Hepimiz gülüştüğümüzde Göktuğ "Sen ve bebeğimiz" diyip sıkıca sarıldı karısına.

Ben keyifle sürerken Esila "Bebeğimiz mi?" diye küçük çaplı bir şok yaşadığında bir kahkaha patlatıp sürmeye devam ettim.

Evet, hepimize umut olan bebek...

CANLARIM İĞRENÇ BİR BÖLÜM OLDU KUSURUMA BAKMAYIN. ORUÇ BAŞIMA VURDU DİYECEĞİM ŞU ANDA ÇOKTAN İFTARIMI YAPMIŞ BULUNMAKTAYIM...

HEMM SİZE BİR HABERİM VAR BU HAFTA İÇERİSİNDE İŞE BAŞLIYORUM.. SİZLERİ BIRAZCUK, UFACUK İHMAL EDEBİLİRİM...

RESİMDE GÖKTUĞ VAR VE GÜLÜM ÇAHAN'IN - FİLM ADLI ŞARKISI VARR...

ÖPÜLDÜNÜZ.. ♡♡♡

DUYGUSUZWo Geschichten leben. Entdecke jetzt