YENİ HABERLER

2.9K 113 4
                                    

Odaya giren ev halkı sanırım aylarca bu anı bekliyorlardı. Çok özlemişlerdi değil mi? Neşe kaynakları uyanmıştı bugün kocasına ve kızına kavuşmuştu. Fazlasıyla sulu göz olan Mia gözyaşlarını artık tutamıyordu. Çok büyük bir savaş atlatmışlardı ama hepsi de sağ salim kurtulmuştu.

Esila ise kucağındaki eşi benzeri olmayan canlıya bakıyordu. Onun bebeğiydi. Canıydı. "Kaç kilo doğdu ki ne kadar da tombiş" deyiverdi. Karşısındaki gülen insanlara ister istemez kaşları çatıldı. Yanlış bir şey mi söylemişti? "Üç ayda bu hale geldi. Esila, Güneş'in ağzından çıkan bu sözlere inanamıyordu. Üç aydır buradalar mıydı? Bakışlarını sevdiği adama çevirdiğinde hemen gözlerini kırptı. O gri bakışlı gözlerde gördüğü aşk mıydı? Tamam, olabilir sonuçta ben onun karısıyım diye düşündü. Ama neler demişti ona. Çatılan kaşlarıyla Umudunu daha da sıkı sardı. İzin vermezdi. Alamazdı kızını ellerinden. "Vermem" diye fısıldadı. "Veremem" dedi. Göktuğ, bu kelimelerle yıkıldı. Karısı Umudunu elinden alacağını düşünüyordu. Aylarca onsuz kalmıştı. Onsuzluğun ne demek olduğunu iliklerine kadar hissetmişti. "Esila" dedi. Genç kadın duyduğu sözlerle dolan gözlerini çevirdi gri bakışlara. "Bebeğimi almayacaksın değil mi?" Dediğimde ağzından bir hıçkırık kaçtı. "Almayacağım. Çünkü sensizliğin ne demek olduğunu öğrendim ben seni bir daha bırakmayacağım."

Esila duyduğu sözlerle sanki kendisini soğuk bir havuza atıp rahatlamıştı. O sırada bu olanları diğer taraftan izleyen Cesur, elini ağlayan sevgilisinin beline uzattı. "Siz ikiniz artık birbirinizin değerinini anladığınıza göre işlemleri halledip eve gidelim" Göktuğ bu sözlere balıklama atlayıp abisiyle beraber odadan çıkmışlardı. "Çok tombiş değil mi Esila? Çok mız mız bir kızın var. Kime çekmiş bir türlü anlayamadık. Genç kadın Güneş'in bu sözlerine kıkırdadı. "Kime olacak babasına çekmiş" deyiverdi. Şaşkınlıkla açılan gözler hemen geri kapandı. Güneş, Umudu annesinden alırken, iki yaşlı gözler birbirine çevrildi bu sefer. Arkadaşını, sırdaşını çok özlemişti Mia. "Esila" dedi. "Seni çok özledim bir tanem". Genç kadın kollarını açarken gözyaşları artık durmuyordu. İki dost birbirine sarılırken bolca hasret giderdiler. "Sana bir şey olacak diye o kadar çok korktum ki beni ancak şu minik karınca yatıştırabildi."
"Sen kızıma karınca mı diyorsun?"
"Evet, tam bir karınca durmadan bir şeylerle uğraşıyor. Ayrıca acıkma konusunda da çok hızlı." Odadaki üç kadında gülerken küçük Umut annesini şaşkınlıkla izliyordu.

*************

Genç kadın uzun zamandır gelmediği odadan nasıl çıktığını hatırladı. Her şey bıraktığı gibi değildi aslında kendisi yoktu. Kocası kucağında uyuyan kızını yatağa bıraktığında Esila,"Ben, ben banyo yapacağım." dedi. Kocasına karşı hala soğuktu o lafları ona fitil fitil yedirecekti. Bu kadar ucuz kurtulamazdı. "Ben kıyafetlerini yatağın üzerine hazırlarım. Sonra yemeğe gel olur mu?" Esila, bu sözlere gülmek istedi ama hiç istifini bozmadan banyoya yöneldi. Yakışıklı kocasını biraz süründürmeliydi.

Uzun bir uykudan uyanmıştı. Bedenine değen sıcak suyla biraz olsun rahatladı. Kızının doğum anına ilk ağlamasına şahit olamamıştı. Güzel kızını emzirememişti bile. Hala inanamıyordu o yumuk yumuk gözlere küçücük ellere, kokusu hele sanırım bu duygu dünyadaki en güzel şeydi. Canından bir parçaydı. Artık ağlamak yoktu ne olursa olsun kocasına inanacak ve kızından bir daha ayrılmayacaktı. Bedenini sabunlayıp yıkandıktan sonra vücuduna sardığı havluyla odasına geri döndü. Kızı gözlerini açmış pür dikkat annesini izliyordu. "Kızım bu kadar babana çekmek zorunda mıydın? Şuna bak senin gözlerinde gri bir gün sırf bu gözler yüzünden kalpten gideceğim." Umut, annesinin ninni gibi gelen sesine kıkırdadı. Sonra bu kıkırtıya karşılık Annesi umudunun boyun girintisine bir öpücük hediye etti. "Annecim, çok mu tombişsin sen, baban sana çok mu yemek yedirdi annecim. Dövelim mi babayı kızım." Bütün oda resmen anne kızın kıkırtılarıyla inliyordu. O sırada Güneş masadan aldığı suyu içecekken abisinin "Güneş, Esila ya bakar mısın? Yemek yemesi gerekiyor." dediğini duydu. Hem o da mini karıncayı özlemişti gidip baksa hiçte fena olmazdı. Adımlarını yukarıya yönlendireceği sırada dikilen adama gözleri kaydı.

DUYGUSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin