OROSPU

18.9K 574 21
                                    

O günden sonra benimle doğru düzgün konuşmamıştı, sadece yemeğimi getiriyordu. Açıkçası ne olduğunu anlayamamıştım. Günlerdir bu odada tıkıkıp kalmıştım. Gerçektende benim üzerimde kurduğu baskı çok fazlaydı.

Bir bakışı bile yerin dibine geçmeme sebep oluyordu. Kaç kere kaçmayı denedim ama hem kapı kilitliydi hemde bütün pencerelerde korkuluk vardı.

Yaralarımda iyileşmeye başlamıştı kuruduktan sonra biraz gerdirmişti ama rahatlıkla gezip ihtiyacımı karşılayabiliyordum.

Şimdi ise bana aldığı laptop dan film izliyordum. Gerçekten çok canım sıkılmıştı. Bu odaya tıkılıp kalmış ya film izliyor ya da uyuyordum. Göktuğ ise bana bir site göstermiş oradan ne istersem alacağımı söylemişti.

Filmi kapattım zaten çok sıkıcıydı nefret ederdim aşk filmlerinden yok kız onu sevmiş ama adam başkasına aşık falan filan. Boş bunlar cidden. Alışveriş sitesine girip gezinmeye başladım.

Kısa kol yuvarlak yaka diz üstü arkası yuvarlak dekolteli krem rengi bir elbise gördüm. Gerçekten çok hoştu bel kısmında ise dore kemer vardı. Hayatımda hiç elbise giymemiştim üstelik neden bu elbiseye baktığımı dahi bilmiyordum. Üstüme oturacak mı onu dahi bilmiyordum ama kanım kaynamıştı bu elbiseye bir an deli şansı gelerek bedenini seçip sepete ekledim.

Sonuçta Göktuğ'un parasıydı böyle şeyler yapmak hiç tarzım değildi ama beni bir eşya gibi görmesi buna neden oluyordu onu ne kadar bunaltırsam belki beni çabucak bırakırdı.

Hemen krem rengi plartform kalem topuk bir ayakkabı seçip sepete ekledim. İlk defa böyle şeyler giyecektim. Ödeme yap kısmına tıklayıp siparişi tamamladım.

Sonra bir an elbisenin sırt dekoltesi aklıma geldi onu nasıl giyecektim yaram vardı?

Amannnn umrumda mı sanki amaç göktuğu sinir etmek değil mi?

Bilgisayarı kucağımdan alıp yatağın diğer tarafına koydum ve yerimden kalktım üstümde Göktuğun eşofmanı vardı. Üstümde çuval gibi durmuştu ama daha sipariş ettiğim şeyler gelmemişti. Sanırım aldıklarımı Göktuğ'a söylemem gerekiyordu.

Oda zaten 2 saattir yanıma uğramamıştı. Odadan çıkıp onu aramaya başladım ama salonda ve alt kattaki odalarda yoktu. Merdivenlerden çıkıp üstteki odaları kontrol etmeye başladım.

Tüm odaları kontrol etmiştim ama sondaki oda kalmıştı bir tek yavaşça oraya doğru ilerledim. Orada da yoktu büyük ihtimal ama gene de şansımı deneyecektim.

Kapıyı açtığımda şok olmam bir olmuştu. Göktuğ yatakta çıplak yatıyor ve yanındaki kızıl saçlı kadın ona gülümseyip parmaklarını üzerinde dolaştırıyordu. Gözüme batan yaşları tutmam imkansızdı. Neden ağlıyordum?

Nefret ettiğim bu adamı böyle görmek beni neden üzmüştü. Göktuğ kafasını bana doğru çevirdiğinde gözleri simsiyah olmuştu.

Yanaklarımdan damlayıp yere düşen gözyaşıma bakıp kafamı geri kaldırdım. "Be-ben özür dil-ler-im" diyebildim kekeleyerek hemen odadan çıkıp kapıyı kapattım.

Kalbim sıkışmıştı. Nefesleri mi kontrol ederek yürümeye başladım ve merdivenlerden aşağıya indim.

Onu öyle görmek beni neden üzmüştü? Sonuçta onun hayatıydı. İstediği kişiye dokunur ve sevişirdi. Ama başkasını sevmesi düşüncesi yeniden kalbimin sıkışmasına neden olmuştu.

Mutfağa yönelip bir bardak su aldım ve odama gitmek için yöneldim. (Odam değil odamız çünkü Göktuğ ben uyurken yanıma yatıp uyurdu sabahda ben uyanmadan çekip gidiyordu). Merdivenlerden inen kızıl saçlı kadın bir an durup bana baktı küçümseyerek.

DUYGUSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin