DUYGUSUZ

YOLUN SONU

Arabada büzüşüp sadece yolu izledim. Aklımda sadece Göktuğ vardı. Aklımı kemiren düşünceler beni yiyip bitiriyordu.

Göktuğ'u bu kadar üzen ne olmuştu. Neden benim içimde hiç bir zaman hissetmediğim bir korku vardı.

Ağzımdaki iğrenç tadı yutkunarak geçirmeye çalıştım ama olmadı. Arabayı süren Ege arabayı durdurduğunda bana baktı. Hemen elbisemi düzeltip başımı bacaklarıma doğru yönelttim. O kadar çok merak ediyordum ki nereye geldiğimizi ama utancımdan kafamı kaldıramadım.

"Bu gece sadece bana ait olucaksın ve sonra benim malım" diyince öksürmeye başladım. Nasıl bir oyun içine düştüm ben Allah'ım, iki psikopat arasında kaldım.

"An-anlamadım" dediğimde Ege çoktan arabadan inmiş benim tarafımdaki kapıyı açmıştı.

"Gel bakalım" diyen Ege beni kucağına aldı ve eve yöneldi. Ev iki katlı bir evdi. Bahçesi vardı. Üşüdüğüm için bütün hareket fonksiyonlarımı kaybetmiştim resmen.

Evin içi gayet lükstü, pudra rengi koltuklara beni bıraktığında etrafı incelemeye başladım. Koltul 'L' koltuklardandı ve üzerlerinde rengarenk yastıklar vardı. Ortada ahşap sehba ve onun önünde şömine vardı.

Duvarlar taştandı gayet samimi ve sıcak bir ortam oluşturmuştu. Ve duvarlarda soyut tablolar vardı. Sağ tarafımda boydan boya bir cam ve onun önünde amerikan mutfak vardı.

Sol tarafımda ise kapının yanında yukarı doğru tırmanan merdivenler vardı.

Arka tarafımda ise iki tane berjer ortasında yuvarlak bir sehba vardı.

"Neden üstüne birşey almadın ki, gel yukarıda birşeyler olucak" diyip elimden tuttuğu gibi beni yukarıya çıkarttı.

Daha fazla ayağımda ki bu topuklulara dayanamıcaktım. merdivenlerden çıktığımızda kare koridorda 4 tane kapı vardı.

2. kapıya girdiğimde karşımda kocaman bir yatak, yatağın üstünde ise cibinlik vardı. Sağ tarafta ise dolap.

Beni yatağa orturtup dolaba yönelip içinden birşeyler çıkartmaya başladı.

"Neden buraya geldik ve az önce neyi ima ettin" dediğimde kafasını bana dönüp sırıttı. Elinde tuttukları şeylerle yanıma gelip "Sadece bana ait olmanı istiyorum Esila, seni alabilmek için Göktuğa ne kadar yalvardım bilemezsin" dediğinde ağzımdan kocaman bir "Neeee" diye bir ses çıltı.

Ne yani Göktuğ beni bir mal gibi gördüğü yetmiyormuş gibi benim hayatıma, kimi seveceğimede müdahale ediyordu.

Kendini ne sanıyordu bu öküz dingil?

"Göktuğ kim ya nasıl benim hakkımda karar verir" diyip cırladım.

Ege ise "Sakin ol bunların hepsini konuşucaz" diyip önümde çömeldi ve ayakkabılarımı tek tek çıkarttı.

Şişen ayaklarıma bakıp biraz okşadı ve yere bıraktı.

Ayakkabılarımı eline alıp "Sen giyin bende şömineyi yakıyım" diyip ayakkabıları kapının yanına bıtaktı ve odadan çıktı.

Yanıma bıraktığı kıyafetlere bakıp göz gezdirdim. Kalın çorabı ayaklarıma geçirip ayağa kalktım ve elbisemin fermuarını açtım.

Üzerimden elbisemi sıyırırken camdan bir şey gördüm ama sonra yok oldu. Hızla üstümü giyinirken bir yandan da gözüm camdaydı.

Hemen canım yanına gidip dışarı baktım ama etraf zifiri karanlıktı.

Elbisemi düzeltip odadaki berjerin üsütne koydum ve saçlarımı açmaya başladım.